3. Bölüm

243 65 113
                                    

Büyük Park diye adlandırılan yer, okula ve Deniz ile Öykü'nün oturduğu siteye yaklaşık yirmi-otuz dakika yürüme mesafesi uzaklıkta, diğer şehir içi parklara göre daha geniş ve canlı bir parktı. Okuldan sonra ağaçların arasında keyifle sohbet etmek isteyen öğrenciler yarım saatlerini feda ederek (veya toplu taşıma kullanarak daha kısa sürede) buraya gelirlerdi. Orman minyatürü gibi hissettiren bu parkta arada kediler ve köpekler dolaşır çoğu zamanda içindeki oyun parkından çocuk sesleri gelirdi. Yeşilliği seven ve şehrin temposundan uzaklaşmayı sevenler için biçilmiş kaftandı.

Ece, dün gece Öykü ve Deniz'e fotoğrafları haber verip de ertesi gün buluşmak için sözleştiklerinden sonra, buluşma saatinden yirmi dakika kadar önce Büyük Park'a gelmişti. Dün gece Deniz'e hesap sormaya kalktığında Deniz ona kızmıştı bu yüzden bu sefer alttan almaya çalışacaktı. Gergince bir kez daha saate baktıktan sonra, dün gece birkaç kez okumasına rağmen, Deniz ve Öykü gelmeden önce bir kez daha fotoğrafların altına anonimden yazılmış yorumları tekrar okumak istedi.

Ne?

Lezbiyen miymiş?

Şaşırmadım desem?

Şu fotoğraflara şaşıranların hepsi Deniz'den daha salaktır. Net

Deniz sana erkek arkadaş mı kalmadı yavrum?

Vay be Deniz!

Lan bi siktirin gidin bıkmadınız kızın özel hayatına karışmaktan

Neee?!

Şahsen Deniz'den her şeyi beklerim. Siz niye şaşırıyorsunuz ki zaten?

Bi dakkaaa Deniz lezbiyen miymiş ????

Oohaaaaa

Umarım bunlar Deniz'e oy vercek olan tüm akılsızların akıllanmasına yardımcı olmuştur

Adamda liderlik vasfı yok bi kere!

Tebrikler Deniz! Yine en çok dikkat çeken şahıs ödülünü kazandın. Artık yerine oturabilirsin

Hassssss

Deniz'in sigara içtiği ilk fotoğraf da bu parkta çekilmişti. Parkın caddeyle birleştiği yerdeki piknik masalarından birinde. Ece, Deniz'in bu parka sık sık geldiğini biliyordu.

Bir kahkaha eşliğinde Deniz'in "Sen de mi yorumları okuyorsun?" dediğini duyduğunda kafasını telefonundan kaldırdı. Öykü ve Deniz de onun oturduğu açık renkli piknik masasına oturdular. Hava son derece güneşliydi ama parkın yaşlı ağaçlarının dalları güneş ışığını sızdırmadığı için gölgede duruyorlardı.

"Ya siz nasıl bu kadar sakin olabilirsiniz?" diye bağırdı Ece, onlara kıyasla fazla sabırsızdı. Deniz'in bu rahat tavırlarına akıl erdiremezken gözleri hızlıca bir Deniz'e bir de Öykü'ye gidip geliyordu. "Deniz anlatmayacak mısın?"

"Neyi anlatayım?"

"Ceyda'yı anlat işte!" Ece bunu söylerken neredeyse yerinden zıplamıştı. "Ben neden bilmiyordum bunu?" Öykü'ye döndü. "Sen biliyor muydun?"

"Sadece ben, Ceyda ve Onur biliyorduk." Deniz, Ece'nin heyecanına tam zıt bir soğukkanlılıkla konuşuyordu. "Ben de seçimleri kötü etkileyeceğini düşünüp Ceyda'yı seçimlerden sonra açıklamaya ikna etmiştim. Zaten herkesin aklına gelen ilk yorumu yapacağını biliyordum o yüzden birkaç haftalık sessizlik iyi gelir diye düşünmüştüm. Ha, sen sormadan söyleyeyim Ece: Ağustos'un sonundan beri."

"Bir dakika. Sadece sen, Ceyda ve Onur biliyordunuz yani?" diyerek teyit etti Öykü. Ece'nin bir şey söylemesine, sinirlenmesine veya hesap sormasına fırsat vermemişti. Deniz yavaşça başını yukarı aşağı salladı. "Yani o fotoğrafı çekmeyi akıl edebilecek tek kişi Onur."

VeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin