On Yedinci Bölüm

5.8K 156 64
                                    

İki Hafta Sonra;

Eylem;

"Nazlı... Şu salatayı götür hadi sofraya bende geliyorum açlıktan öldü bizimkiler." Deyince kıkırdadı. "Valla Fethi abinin tek derdi bütün işleri karıma yaptırıyorsunuz diye söylenmek." Deyince bende gülmekten kendimi alamadım. "Fethi abin kadar taş düşsün senin başına." Arkamızda duyduğumuz huysuz sesle omzumun üzerinden baktığım da Fethi'yi mutfak kapısında gördüm. "Aman abi sende çok huysuzsun valla Eylem seni iyi çekiyor." Nazlı söylenince Fethi iki adımda yanımıza yaklaşıp beni kendine çektikten sonra sırtımı göğsüne yasladı. "Karımla arama girme fena olur." Nazlı gözlerini devirerek bakarken bir an da aklına bir şey gelmiş gibi gözleri parladı. "Biz bu akşam niye toplandık acaba? Fatma abla kutlama filan dedi." Meraklı mırıltısıyla bende bilmiyorum manasında dudaklarımı büzdüm. "Belki evlilik yıl dönümleri filandır." Deyince Nazlı da olabilir manasında başını salladı. Fatma abla sabah hepimizi aramış evine yemeğe davet etmişti. Hepimiz Fatma ablaların evinde yerlerimizi almıştık. "Hadi hadi geçelim içeri" Nazlı söylenerek elinde salata tabağıyla içeri geçerken bende yürümek için hareketlendiğim an da Fethi belimden sarılıp kendine döndürdü. "Bir dakika bir dakika." Deyince gülerek kollarımı boynuna doladım. "Ne oldu?" deyince omzumdan öptü. "Sabahtan beri görüşemedik seninle. Ne işin vardı senin bugün işim var deyip durdun telefonda. Gelmedin de alaya" sorgular ifadesiyle gülümsemeye çalıştım. "Ne işim olacak hayatım alışveriş filan. Bugün çalışmak istemedim keyif yaptım." Fethi pek inanmasa da başını salladı. "Öyle olsun bakalım hadi geçelim içeri." Deyince keyifle gülümseyip masadaki yerlerimizi aldık.

Keyifli yemeğimizin ortasına doğru herkes iyice neşelenmişken Hafız abi yerinde kıpırdanıp Fatma ablaya gülümsedi. Bir şeyler döndüğünün farkına vararak gülümsemeye başladım. "Bizim size söylemek istediğimiz bir şey var." Heyecanlı sesiyle hepimiz susup bakmaya başladık. "Hayırlı haberdir inşallah?" Keşanlı'nın şüpheli sesiyle Hafız abi gülümsedi. "Hayırlı haber kardeşim... Bizim bir bebeğimiz olacak Fatma iki buçuk aylık hamile." Masada hepimizden sevinç çığlıkları yükseldi. "Allah be! Yeğen geliyor yeğen" Keşanlı mutlulukla yerinde kıpırdanırken bizde kalkıp tebrik etmeye başladık. Fatma ablaya samimiyetle sarıldım. "Hayırlı olsun. Sağlıkla kucağına al abla." Deyince sıcak bir gülümsemeyle ellerimi tuttu. "Hayatında yaşayacağın en mucizevi şey bu Eylem. Sakın geciktirme olur mu?" sözlerine gülümsemeye çalışıp belli belirsiz başımı salladım. Yerime geçmek için kafamı çevirdiğim de Fethi ile göz göze geldik. Fatma ablanın dediklerini duymuş olmalı ki sıcak bir gülümseyişle yüzüme bakıyordu. Bende gülümsemesine karşılık verip yerime oturdum.

Yemekten sonra geç saatlerde Fatma ablalardan çıktık. Lojmanın bahçesinde hep birlikte yürürken herkes mutlu gözüküyordu. "Eeee... Hadi bu bebek haberini ıslatalım gençler." Ateş'in sözleriyle ben gözlerimi devirirken Fethi gülmeye başladı. "Ne oldu Hafız babanın evinde ıslatamadın mı? Eee haklısın tabii kayınpederin de vardı." Ben sessizce dudaklarımı dişlerken Keşanlı ellerini birbirine sürttü. "Aslında fena olmaz ya.. Hadi ıslatalım." Deyince ellerimi yukarı kaldırdım. "O zaman beyler bize gidiyoruz. Fransa'dan açmaya kıyamadığım şarabımı patlatmanıza izin veriyorum." Ateş'in gözleri parlarken Keşanlı memnuniyetsiz bir ifadeyle yüzünü buruşturdu. "Yenge hanım evladı mıyız biz şarap ne? Yok mu aslan sütü?" Fethi havaya bakıp sabır diledikten sonra başını salladı. "Var lan var tamam sana aslan sütü veririz. Hadi gidelim istikamet bizim ev." Deyince tekrar yürümeye başladık.

Eve gelir gelmez Fethi'nin de yardımlarıyla kısa sürede balkona içki masasını kurduk. Herkes hevesle yerlerine otururken bende sevgilimin yanına oturdum. Keşanlı gözleri parlayarak rakı şişesini açarken Fethi de şarabı eline almıştı. "Yavrum şarap mı rakı mı?" deyince gülümsedi. "Su" diye mırıldanınca tüm bakışlar bana döndü. "Bizi içmeye çağırıp kendin su mu içeceksin yenge?" Keşanlı'nın sözlerine hafifçe kıkırdadım. "Midem daha yeni düzelir gibi oldu. Hadi size afiyet olsun için." Deyince daha fazla ısrarcı olmadan kadehlerini doldurup içmeye başladılar. "Eee yenge sizden ne zaman gelecek müjdeli haber?" suyumdan bir yudum alıp Keşanlı'ya baktım. "Ne müjdesi?" deyince Feyzullah güldü. "Ne müjdesi olacak bebek müjdesi" gözlerim kocaman açılarak baktım. "Feyzocum sen Su ile evlensen de kendi müjdelerine baksan nasıl olur ablam?" hafif uyaran ses tonumla Feyzullah toparlandı. "Valla bir isteyebilsek saniye beklemem basarım nikahı." Fethi keyifli bir sırıtışla kolunu omzuma doladı. "Herkes ben kadar ikna edici değil işte. Biz isteme filan olmadan evlendik." Gözlerimi kısıp Fethi'ye baktım. "Büyük marifet gerçekten." Deyince tek kaşını kaldırıp "Bizde böyle" diye homurdanarak omzunu silkti.

KELEBEĞİN DANSI-EYFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin