Otuz Birinci Bölüm

4.1K 167 95
                                    

Eylem;

Sabahın ilk ışıklarıyla kulağımdaki seslerle ağır ağır gözlerimi açtım. "Kızım benim... Nefesim.." yüzümdeki gülümsemeye engel olamadan Fethi'yi izlemeye başladım. Dünyadan tüm bağlantısı kopartmış gibi Zeynep'in bezini değiştirmiş bir yandan da konuşuyordu. "Fethi..." deyince bakışlarını bana çevirdi. "Günaydın..." deyince hafif kıkırdadım. "Uyandırsaydın keşke sen anlamazsın ki bez değiştirmekten." Deyince hafifçe dudağını dişledi. "Yani her ne kadar yedi tane bez heder olsa da en sonunda öğrendim. Değil mi bal kızım?" deyip Zeynep'i kucağına aldı. "Acıkmıştır ama ver de emzireyim." Deyip yatakta toparlandıktan sonra kollarımı açtım. Fethi de yavaş bir şekilde kızımı kollarıma bıraktı. Fethi bezleri toparlarken bende kızımı emzirmeye başladım.

Fethi etrafı toparladıktan sonra tekrar yanımıza gelip boynuma sokuldu. Kokumu içine çektikten sonra büyük bir öpücük bırakınca içimin ısındığını hissederek kıkırdadım. "Ne bu sabaha sabah? Pek aşk dolusun?" deyince Fethi de hafifçe kaşlarını çattı. "Ben hep aşk doluyum sanki yeni bir şey." Deyip dikkatini sütünü emen Zeynep'e verdi. "Sende ne emdin be kızım maşallahın var valla. İştahın açık." Deyip kızımın tombul yanağını okşadı. "Eee sütünü içecek büyüyecek hanım efendi ne yapsın?" telefonumun çalmasıyla Zeynep'in rahatını bozmadan komodine uzandım. Arayan telefon numarasını görünce hafifçe yutkunup telefonu açtım. "Alo.." sakin bir sesle mırıldanmaya çalışsam da heyecanlandığımı hissediyordum. "Adamı bulduk. Su deposunda bekliyoruz." Yüzümde istemsizce bir gülümseme oluşurken "Tamamdır iki saate geliyorum." Deyip telefonu kapattım. Rahat bir tavırla telefonu komodine bırakıp kızımın saçlarından öptüm. "Hayırdır?" Fethi'nin hafif şüpheli sesiyle gülümseyerek baktım. "Bahar... Bir işimiz var da onun için aramış. Sen alaya gidecek misin? Bizi bir iki saatlik işimiz var da Zeynep'e bak sen ya da Güler ablaya bırakacağım." Deyince Fethi hafifçe gözlerini kıssa da hafifçe başını salladı. "Alaya gitmem lazım. Güler ablaya bıraksan daha iyi olur." Deyince hafifçe başımı sallayıp kızımın doyduğunu fark edip göğsümü kapattım. Fethi bunu bekliyormuş gibi kollarını uzatıp Zeynep'i kucağına alırken hafif bir nefes aldı. "Ne işiniz var Baharla?"

"Sen çok mu meraklı oldun bana mı öyle geliyor sevgilim? Çarşıda birkaç işimiz var ne yapacaksın? Nişan var kıyafet filan bakacak Bahar bende yardımcı olacağım." Deyip yataktan çıkarken Fethi de Zeynep'in gazını çıkartmaya çalışıyordu. "Hadi yarım saate mutfağa bekliyorum sizi kahvaltımızı yapalım işlerimize bakalım Avcı bey." Deyip göz kırptıktan sonra yatak odasından çıktım. Kahvaltıyı hazırlamaya başladıktan kısa süre sonra Fethi de Zeynep'le yanıma geldi. "Hafız'ın babası nasıl oldu acaba hiç konuştun mu? Aramadılar da." Diye merakla mırıldanınca Fethi sıkıntılı bir nefes aldı. "Umarım iyidir daha konuşmadık. Saat erken zaten daha uyandırmamak için aramamışlardır belki." Deyince hafifçe başımı salladım.

Kahvaltıdan sonra Fethi'yi alaya yollayıp Zeynep'i de Güler ablalara bıraktıktan sonra alaydan verilen arabaya binip yola çıktım. Kaza olduğundan beri başımıza bu felaketleri getiren adamın Çolak olduğunu biliyordum. Onu bulmam her ne kadar zor olsa da o akşam bize çarpan kamyonun şoförünü bulmam aldığım yardımlarla zor olmamıştı. Bulduğum adam Yaşar adında biriydi. Çolak'a da yakın olan adamlardan biri olduğunu öğrenmem zor olmamıştı. Fethi'den ve timden bu adamı saklamamın iki nedeni vardı. İlk olarak Yaşar'ı bizimkilerin haberi olarak alsaydım sorgulayıp cezaevine yollarlardı ve ben bununla içimi rahatlatacak değildim. Çünkü o herifi öldürmekten başka bir şey düşünmüyordum. Yaşar'ı bizimkilere söylemememin diğer bir nedeni ise ki bu diğerinden daha önemli bir sebepti. Yaşar'ı bulmak için yardım aldığım kişiler Fransa istihbaratından eski çalışma arkadaşlarımdı. Fethi bunu öğrenirse çok büyük olay çıkartacağının farkındaydım. Ayrıca Erdem yarbay da Yavuz da böyle bir şey yapmamı affedilmez bulabilirdi. Bu yüzden bende tek başıma bu işi halletme kararı almıştım. Yaptıklarımın son derece yanlış olduğunun ve duygusal davrandığımın farkındaydım. Ama kendi canımdan kızımı başka bir aileye vermek zorunda kalmıştım ve ölen benim bebeğim olmasa da o cani adamlar günahsız bir bebeğin ölümüne neden olmuşlardı. Eğer Zeynep'i Hafızlara vermemiş olsaydım bile bu adamı elime geçirip öldürmek için yine aynı şeyleri yapacağıma emindim.

KELEBEĞİN DANSI-EYFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin