Yetmiş Sekizinci Bölüm

3.8K 164 28
                                    

İki Ay Sonra;

Fethi;

Sabaha karşı helikopter alaya indiğinde yorgun bir nefes alıp helikopterden indim. "Oğlum benim bile kemiklerim sızlıyor." Keşanlının yakınması yüzümde bir gülümseme oluştururken sessiz kaldım. "Eee oğlum on yedi gündür dağdayız neyse ki sağ salim geldik." Ateş sözleriyle birlikte bakışlarını sol koluma çevirince omzumu silktim. "Sıkıntı yok iyiyim.." deyip iki gün önceki çatışmada kurşun sıyıran kolumu tuttum. "Bir hastaneye uğrayalım sargısını değiştirsinler bari." Ateş'e kıkırdayarak bakıp sırtınıa hafifçe vurdum. "İyiyim kardeşim merak etme sen hem Eylem halleder." dedikten sonra alay binasından içeri girdik. Üstümüzdeki silahlarımızı mühimmat odasına bıraktıktan sonra odalara dağılınca hemen kendimi banyoya atıp kamuflajlarımdan kurtulup koluma dikkat ederek duş aldıktan eşofmanımı ve tişörtümü giyindim. Odaya geçtiğim de Ateş'in giyinmiş vaziyette beni beklediğini gördüm. "Napıyorsun oğlum sen?" şaşkın sesimle birlikte Ateş de ayağa kalktı. "Hadi oğlum eve geçelim.." deyince gözlerimi devirdim. "Yaa neredeyse sabah olacak bir kaç saat uyuyalım öyle geçeriz." deyip kendimi yorgunlukla yatağa attım. "Olmaz Avcı ben oğlumu, karımı özledim hem Rüzgar kesin uyanıktır ben gideceğim. Seni de bırakayım eve işte." deyince bıkkınlıkla yerimden kalktım. "Seni evde bekleyen var da bizi yok sanki bana diyorsunuz ama sen hepimizden beter kılıbık çıktın oğlum." deyip yandan bir gülüşle arkadaşıma bakarken Ateş de çoktan homurdanmaya başlamıştı. 

Evin bahçesine girdiğim de tek bir ışığın bile yanmadığını görünce anahtarımı cebimden çıkartıp sessizce kapıyı açtım. Ayakkabılarımı çıkartıp ağır adımlarla üst kata çıktığım da önce kızımın odasına girip ışığı açtığım da odanın boş olduğunu gördüm. Kızımın beşiğinin hemen yanında oğlumuz için hazırladığımız beşiğe de bakıp gülümsedikten sonra ışığı kapatıp yatak odasına yöneldim. Gece lambasının açık olduğu odada Eylem derin bir şekilde uyurken kızımız da yanındaki beşikte huzurla uyuyordu. Yüzümdeki gülümsemeyle yatağa uzanıp karımın çok özlediğim kokusunu içime çekerek saçlarından öpünce Eylem de anında yerinde kıpırdanarak gözlerini açtı. "Fethi..." uykulu sesiyle birlikte iyice büyümüş karnının izin verdiği ölçüde yerinden kalkınca bende gülümseyerek yanağını okşadım. "Sevgilim çok özledim seni." boğuk mırıltımla birlikte dudaklarından ufak bir öpücük alınca Eylem de dolan gözlerini kırpıştırarak boynuma sarıldı. Burnunu boynuma bastırıp derin derin soluyarak kokumu içine çekti. "Bende seni çok özledim Fethi.. On yedi gün oldu haber de alamadık doğru düzgün diken üstündeydim." karımın sesinin titremesiyle kendime daha çok çektim. "Geldik güzelim... Üzme kendini sağ salim geldik." mırıltımla birlikte Eylem de gülümseyerek boynumdan çekilip gözlerime baktıktan sonra bakışlarını emin olmak istercesine bedenimde gezdirirken kolumun sargılı olduğunu görmesiyle kaşları çatıldı.

"Ne oldu?" deyip sargıya dokununca bende saçlarını okşamaya başladım. "Gerçekten önemli bir şey değil çatışma da olan ufacık bir sıyrık Aşık dikiş attı geçti gitti." sözlerim Eylem'i teselli etmezken hemen yataktan kalkmak için hamle yaptı. "Pansuman yapalım sargın kötü duruyor." deyince kolundan tutup kalkmasına engel oldum. "Tamam Eylem sakin olur musun lütfen? Ben getircem sana ilkyardım malzemelerini yaparsın pansumanı kalkma bu halde" deyip yataktan çıktıktan sonra hızlı adımlarla banyoya ilerledim. Dolaptaki pansuman malzemelerini alıp geri döndüğüm de Eylem de dizlerinin üzerinde oturup sargımı yavaş bir şekilde açmaya başladı. "Fethi yaa hastaneye mi gitseydik?" kıkırdayarak karımın yanağından öptüm. "Abartma güzelim eve ilk defa yaralı bereli gelmiyorum tüm pansumanlarımı da sen yapıyorsun." deyince Eylem de daha fazla bir şey demeden oksijenli suyla yaramın üzerini temizlemeye başladı. Kısa sürede temiz gazlı bezle kolumu sardıktan sonra belini tutarak yatak başlağına yaslanınca bende bakışlarımı şişkin karnında dolaştırmaya başladım. "Eylem bu oğlan on yedi günde bile büyümüş yahu kocaman olmuş karnın." dedikten sonra eğilip karnına büyük bir öpücük bıraktım. "Büyüdü tabii tam yedi buçuk aylık oldu ama karnım resmen dokuz aylık hamile karnı gibi olduğu için geçen kontrole gittiğimde bekleyen kadınlardan bir tanesi ikizlere mi hamilesiniz dedi." deyince hafif bir kahkahayla başımı arkaya attım.

KELEBEĞİN DANSI-EYFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin