Yirmi Beşinci Bölüm

5.2K 144 90
                                    

Üç Ay Sonra;

Eylem;

"Eylem güzelim biraz daha hızlı yahu! Sen böyle kaplumbağa hızıyla ilerlersen Erdem yarbay kızı başkasına verir işimiz çok." Nefes nefese bir elimle karnımı tutup bir elimle de hızlıca Ateş'in omzuna vurdum. "Bana bak! Zaten canım gelmiş burnuma! Valla vururum seni isteyemezsin Nazlı'yı.. Ayy tıkandım resmen yavaş olsana birazcık." Deyip önümüzdeki banka oturup soluklanmaya başladım. "Kız... Doğurayım filan deme sakın! Fethi ağzıma sıçar valla. Zaten çarşıya çıkıyoruz diye olan lafı etti." Derin bir nefesle kendimi toparlamaya çalıştım. "Yaa koskoca üç ay ya! Bu zamana kadar niye istemedik biz bu kızı! Tam otuz haftalık oldu bebeğim. Neredeyse sekiz aylık hamileyim ben. Bana da yazıktır çeyiz peşinde koşuyoruz aylardır." Deyip Ateş'e baktım. Ateş de yanıma oturup gülümsedi. "Pek sevgili kayın validem bütün çeyiz eksiksiz olsun aman efendim biraz Ateş efendi beklesin dediği için olabilir mi Eylemcim?" deyince hafifçe kıkırdadım. "Çiçekleri ısmarladın değil mi? Çikolatalar bizim evde zaten İstanbul'dan getirttim. Bak bir eksiğimiz de kalmadı. Alalım şu Nazlı'yı valla doğuma kadar evden çıkmayacağım artık." Diye söylendim.

Hamileliğim de her şey yolunda gitse de son bir ayım oldukça zorlu geçiyordu. Bebeğim karnımda gittikçe büyürken beni de yortmaktan geri durmuyordu. Ateş omzuma dokununca bakışlarımı ona çevirdim. "Kız... Hadi gel sana yemek ısmarlayayım şöyle... sonra devam ederiz zaten bir çiçekleri alacağız bir şey kalmadı." Deyince kıkırdayıp tek kaşımı kaldırdım. "Ne yiyeceğiz?" deyince Ateş dudaklarını büzüp karnıma baktı. "Zeyno ne istiyorsa onu yiyelim." Deyince alt dudağımı dişleyip düşünmeye başladım. "Kebap!" deyip heyecanla ayağa kalkınca Ateş de hafif bir kahkaha attı. "Tamamdır anlaştık!" deyince gülüşerek yürümeye başladık.

Yemeğimizi yedikten sonra çiçekleri de alıp elimizdeki yüklerle eve geldik. Çantamdan anahtarı çıkartmak üzereyken kapının açılması bir oldu. Fethi hemen elimden tutup içeri çekti. "Yavrum nerede kaldınız yahu merak ettim" deyince gülümseyip üzerimdeki paltoyu çıkartmasına izin verdim. "Son hazırlıkları bitirdik bir de yemek yedik." Deyip portmantonun kenarına oturunca Fethi de ayakkabılarımı çıkartmaya başladı. "Fethi! Karnım o kadar büyük ki oturduğumda ayaklarımı göremiyorum." Deyince kocam ayakkabılarımı kenara koyup gülerek alnımdan öptü. "Çok az kaldı yavrum. Az daha sabır... iki buçuk ayımız var sadece kızımıza kavuşmaya." Hafifçe başımı sallayıp salona yürümeye başladım. "sadece on hafta evet..." diye mırıldanıp kanepeye oturdum. Evin her köşesi Nazlı için aldığımız çeyizlerle doluydu. "Bu çeyizler gitsin artık Zeyno'nun alışverişini de tamamlayalım. Bu kız çok durmayacak gibi geliyor bana valla." Deyip karnımı okşayınca Fethi gülümsedi. "Tamam yavrum hallederiz merak etme... Hadi biz hallederiz paketleme işlerini. Sen geç içeri ılık duşunu al uyu birazcık." Fethi'nin tavsiyesiyle gözlerim parlayarak yerimden kalkıp yatak odasına ilerledim.

Uzun bir banyo keyfinden sonra ıslık çalarak çıktım. Altıma ince bir pijama giyip sutyenimi de giydikten sonra elimde tişörtümle yatağa geçtim. Yastığımı düzeltip sırtımı yasladıktan sonra derin bir nefes alıp komodinin üzerindeki kreme uzandım. "Mis gibi karım kokmuş buralar." Fethi neşeli sesiyle içeri girip bakışları beni bulunca tek kaşını kaldırıp çapkın bir ifadeyle göz kırptı. "İşte görmek istediğim manzara..." deyince hafif bir kahkaha attım. Fethi de yanıma gelip oturduktan sonra boynuma ve köprücük kemiğime doğru minik öpücükler bıraktı. "Çok özlemişim sevgilim." Sesi titreyince kıkırdadım. "Eee dağlarda operasyonlardan unuttun beni." Deyip dudaklarımı büzünce bu sefer dudaklarıma bir öpücük bıraktı. Fethi'nin bakışları elimdeki kreme kayınca kaşlarını çattı. "Kaşıntın mı var yine?" deyince başımı sallayıp çıplak karnımı okşadım. "Derim geriliyor yine bu biraz rahatlatıyor." Fethi kremi elimden alıp yavaşça kapağını açıp karnıma sürmeye başladı. "Ahh Zeyno ahh neler çektirdin sen benim sevgilime yahu? Ben sevmedim bu işleri haberin olsun." Deyince hafifçe saçını çektim. "Laf etme kızıma babası... Olacak o kadar." Fethi gülerek eğilip karnıma sulu bir öpücük bıraktıktan sonra kremi karnıma masaj yaparak sürmeye başladı. Bende rahatlamayla gözlerimi kapatıp başımı geriye atarken kızım da babasının dokunuşlarıyla kıpırdanmaya başlamıştı. "Kızım... Sende annen gibi kurtlu musun yoksa? Yerinde duramıyor musun sen yavru kartalım?" Fethi kızıyla konuşurken bende gözlerim kapalı büyük bir gülümsemeyle onu dinliyordum. "Eylem bak ne diyeceğim" deyince gözlerimi açıp baktım. "Şimdi benim kızım yavru kartal ya?" deyince kıkırdayarak başımı salladım. "Kızımın odası da yavru kartala yakışır olsun mu? Mobilyaları, kıyafetleri Beşiktaşlı olsun." Deyince gözlerim kocaman açılarak baktım. "Şaka yapıyorsun değil mi sevgilim?" ciddi bir suratla yüzüme baktı. "Niye şaka yapayım yahu yakışır benim yavru kartalıma"

KELEBEĞİN DANSI-EYFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin