Kırk İkinci Bölüm

4.8K 139 62
                                    

Öncelikle herkese iyi geceler diliyorum.. Bir gece yarısı bölümüyle karşınızdayım. Yaklaşık üç saat evvel bölüm gelmeyecek dedim ama dizimizin fragmanını izleyince yorgunluğu bir kenara bırakıp bölümü tamamladım. Eylem'in üzülmesine ayrı bir zaafım var bu akşam fragmanı izleyince içim parçalandı. Biraz da kafa dağıtayım diye yeni bölümü getirdim. Yorumlarınızı eksik etmeyin, iyi okumalar diliyorum :)

İki Hafta Sonra;

Fethi;

Zeynep'in uzaktan gelen sesiyle gözlerimi açtığımda hava daha aydınlanmamıştı. Odanın karanlığında gece lambasına uzanıp açtıktan sonra saate baktığımda henüz uyuyalı bir saat bile olmadığını fark ettim. Üç günlük bir operasyondan geleli sadece iki saat olmuştu. Eve gelir gelmez duş aldıktan sonra kendimi hemen yatağa atmıştım. Üç gündür bir saat bile uyumadan dağlarda terörist avlamıştık. Eylem de ne kadar yorgun olduğumun farkında olduğu için Zeynep huysuzlanınca salona geçmiş olmalıydı ama kızım bir şekilde sesini bana ulaştırmayı başarıyordu.

Bir süre tekrar uykuya dönmek için çabalasam da Zeynep'in susmaya hiç niyetinin olmadığını anlayınca sıkıntıyla yerimden kalktım. Yatak odasının kapalı kapısını açtıktan sonra salona yöneldim. İçeri girdiğim de Eylem kızımın sırtını okşayarak salonda aşağı yukarı dolaştırıyordu. "Niye susmuyor?" sesimle Eylem geldiğimi fark edip sıkıntıyla yanaklarını şişirdi. "Gaz sancısı var seni de uyutmadı." deyince hafifçe göz kırpıp yanına yaklaştıktan sonra saçlarından öptüm. "Sorun değil silah sesindense kızımın sesini dinleyebilirim." deyip kızımı kucağıma aldım. Eylem kendini kanepeye atarken bende kızımın sırtını okşamaya başladım. "Canı yanıyor herhalde yoksa ağlamaz bu kadar." kızımın göz yaşları tişörtümü ıslatırken bende içim acıyarak güzel kokusunu içime çektim. "Hadi bebeğim biraz daha gayret et ama." deyip kendimi Eylem'in yanına attım.

Zeynep'in gazını uzun uğraşlarla çıkarttıktan sonra yatak odasına geçip beşiğine yatırıp yatağa geçtim. Eylem Zeynep'in ince örtüsünü üzerine örtüp yanıma yatınca yavaşça saçlarımı okşamaya başladı. "İyi misin sen?" diye mırıldanınca karıma kısa bir bakış attım. "İyiyim... Yorgunum sadece uyuyalım artık hadi." diye mırıldanınca Eylem de belli belirsiz başını sallayıp yanağımdan öptükten sonra koluma sarılıp burnunu omzuma bastırdı. "İyi geceler sevgilim..." mırıltısıyla birlikte tüm yorgunluğumla uykuya daldım.

Saat öğlene yaklaşırken gözlerimi açtığımda Eylem'in çoktan uyanmış olduğunu fark ettim. Bende elimi yüzümü yıkayıp yatak odasından çıktığımda Eylem'le burun buruna geldik. "Bende seni uyandırmaya geliyordum günaydın sevgilim." deyip dudaklarımdan öpünce bende beline sarıldım. "Günaydın yavrum... Burnuma güzel kokular geliyor hayırdır?" deyince Eylem hafifçe kıkırdadı. "Sana kahvaltı hazırladım hava da çok güzel balkona kurdum sofrayı. Kıymalı börek de yaptım." gülerek dudaklarına uzanıp bir öptüm. "Öpücüğü hak ettin o zaman." deyince Eylem de omzuma hafifçe vurdu. "Ayıcık... Hadi soğutmayalım gel." deyip elimden tutarak yönlendirdi.

Balkondaki keyifli kahvaltımız da Eylem sürekli bir şeyler yedirmeye çalışırken bende bu ilgisinin tadını çıkartıyordum. "Bak... Bal kaymak aldım dün taze taze.. Onu da ye... İki günde zayıflamışsın valla." deyip bir şey dememe izin vermeden aldığı ekmek diliminin üzerine kaymak sürmeye başladı. "Yavrum valla çatlayacağım şimdi bir tepsi böreği yedirdin zaten. Kahvaltılıkları, yeşillikleri, kızartmaları saymıyorum bile." Eylem yandan bir bakış atıp gülümsedi. "Eee tatlı yemedin." deyip kaymağın üzerine bal sürmeye başladı. "Güzelim... Gül reçeli tıkıştırdın ya ağzıma." deyince yanaklarını şişirerek hazırladığı ekmek dilimini ağzıma tuttu. "Olsun bal kaymak enerji verir kuvvet verir." deyip ağzıma tıkıştırırken kapının çalmasıyla ayağa kalkıp ekmek dilimini elime verdi. "Ye bunu hemen." deyip hızlı adımlarla içeri geçti.

KELEBEĞİN DANSI-EYFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin