Yetmiş Dördüncü Bölüm

4.1K 147 42
                                    


Dört Ay Sonra;

Eylem;

"Güzelim hadi bunu da ye..." Fethi'nin uzattığı ballı kaymaklı ekmeği elimin tersiyle itip yanaklarımı şişirdim. "Fethi istemiyorum yaa... Off doydum diyorum çatlatacak mısın beni?" kocam söylediklerimi duymamış gibi tekrar ekmek dilimini uzatınca elime alıp yemeye başladım. "Yemen lazım... İki canlısın sen... Karnında bebeğimiz var yanımız da kızımız var eee bir de ben varım... Hepimizin sana ihtiyacı var Eylem hanım sen de yemene içmene dikkat edip sağlıklı olacaksın." gözlerimi devirerek mama sandalyesinde oturan kızıma kısa bir bakış attım. "Ben sağlıklıyım zaten... Ayrıca daha sadece beş buçuk aylık hamileyim ama on kilo aldım sayende. Parmaklarıma yüzük bile takamıyorum şişkinlikten." deyip boş parmaklarımı gösterdim. Fethi gözlerini devirerek bakışlarını Zeynep'e yöneltirken bende elimdeki ekmeği yemeye devam ettim. "Babacım ne diyor bu anne yahu? Halen dal gibi on kilo aldım diyor olacak iş mi sanki? Desene kızım o kiloların hepsi kardeşime gidiyor diye..." Zeynep elindeki plastik çatalı tabağına vururken "Kardeş..." diye mırıldanınca bende kıkırdamaktan kendimi alamadım. "Evet bir tanem kardeş... Hadi kahvaltımızı bir an önce yapıp üzerimizi giyinelim de doktorumuza gidelim... Belki bu sefer inatçı kardeşin gösterir kendini  de sana kız mı yoksa erkek bir kardeş mi geliyor görürüz." deyip kızımın yanağından öptükten sonra kahvaltıma devam ettim.

Kahvaltıdan sonra heyecanla hazırlanıp hastaneye gittiğimiz de yerimde kıpırdanıp kucağında kızımızla dolaşan kocama baktım. "Offf Fethi ya... Öğrenir miyiz dersin bu sefer cinsiyetini? Kaç defadır göstermiyor kendini... Hayır hareket etmeye de başladı karnımın içinde kıpır kıpır durmuyor ama kendini göstermiyor." deyip karnımı okşadım. "Valla bu sefer gösterdi gösterdi göstermedi bu saatten sonra ben öğrenmeye çalışmam valla... Doğunca da kulaklarını çekerim eşek sıpasının..." sözleri kaşlarımın çatılmasına neden olurken Zeynep'in de babasını papağan gibi tekrarlayarak "Eşek sıpası." demesiyle ayağa kalktım. "Konuşma dedim sana kaç kere papağan gibi tekrarlıyor dediklerini..." Fethi gülümsemesini bastırmaya çalışarak dudaklarını ısırırken doktorun kapısının aralanmasıyla bakışlarımız o tarafa çevrildi. "Eylem hanım doktor hanım sizi bekliyor buyurun..." deyince heyecanla Fethi'ye baktıktan sonra hızlı adımlarla odaya girdik. Doktor bizi kibar bir gülümsemeyle karşılayıp ayaklandı. "Görüyorum ki oldukça heyecanlısınız... İlk önce ultrasona sokalım sizi sonrasında konuşalım." deyince heyecanla başımı sallayıp alışıldık adımlarla odanın içindeki ultrason bölümüne geçtim. Sedyeye uzanıp üzerimdeki hamile elbisesini yukarı sıyırırken hemşirenin yardımıyla bacaklarıma beyaz örtüyü örttü. Hemşirenin yanımdan çıkmasıyla doktorum peşinden de Fethi kucağında Zeynep'le gelince erin bir nefes alıp kocamın boşta kalan elini sıkıca tuttum. Doktorum da sedyenin yanındaki sandalyeye oturup şişkin karnıma ve kasıklarıma sürdüğü jelin üzerinde ultrason başlığını dolaştırmaya başladı.

"Ufaklık pek bir hareketli bugün..." doktorun sözleriyle ekrana baktığım da bebeğimin ellerinin ve ayaklarının hareket halinde olduğunu görünce gülümsedim. "Eeee bu kadar harekete gösterir her halde kendini değil mi doktor hanım?" Fethi bir yandan meraklı bir sesle konuşurken bir yandan da kucağındaki kızımızın saçlarına öpücükler bırakıyordu. "Bir bakalım... Bu sefer umutluyum ben ufaklıktan..." doktor mırıltısıyla birlikte bakışlarını ultrason ekranına çevirirken bir yandan da cihazı karnımın üzerinde gezidiriyordu. Bana saatler gibi gelen bir sessizlikten sonra doktorun "İşte gördüm..." demesiyle bakışlarım da doktoruma kaydı. "Zeynep'e minik bir erkek kardeş geliyor..." ağzımdan istemsizce çıkan ufak çığlıkla birlikte yerimde toparlandım. "Erkek mi gerçekten? Oğlumuz mu oluyor?" doktor da yüzünde kocaman bir gülümsemeyle başını sallayınca bende bakışlarımı Fethi'ye çevirdim. "Fethi duydun mu? Oğlumuz oluyormuş..." kocam yüzündeki neşeli gülümsemeyle birlikte dolu gözlerini kırpıştırıp saçlarımın kokusunu içine çekerek bir öpücük bıraktı. Doktorumuz bizi yalnız bırakırken bende üzerimi düzeltip kızımı kucağıma aldım. "Annecim minik bir erkek geliyor ailemize... Erkek ablası oluyorsun sen." deyip kızımın yanaklarına sevgi dolu öpücükler bırakmaya başladım. "Eylem... Teşekkür ederim... Bana dünyalar güzeli bir kız verdin... Şimdi de bir oğlumuz oluyor... Bana aile verdin sen aşkınla birlikte teşekkür ederim." diye fısıldayıp dudaklarıma dudaklarını bastırınca bende öpüşüne aşkla karşılık verdim.

KELEBEĞİN DANSI-EYFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin