Elli Altıncı Bölüm

4.3K 140 26
                                    


Fethi;

Sabah gözlerimi açtığımda yanımda Eylem'i göremeyince yüzümü buruşturarak kafamı yastığa gömdüm. Mutfaktan kahvaltı hazırlandığına dair bir takım seslerin kulağıma az olsa dolduğunu fark edince derin bir nefesle yerimden kalktım. Bütün bir gece süre sevişmenin izleri olan yere saçılmış kıyafetlerin üzerinden ilerleyerek banyoya girdim. Ayna da kendime baktıktan sonra duş musluğunu açıp soğuk akan suya aldırış etmeden küvete adım attım. Kısa süren bir duştan sonra yatak odasına döndüğüm de belimdeki havluyu atıp iç çamaşırımı ve koyu renk kotumu giydim. Saçlarımın ıslaklığını gidermek için boynumdaki havluyla sert hareketlerle saçlarımı kurulayıp havluyu da tekli koltuğun üzerine bıraktıktan sonra yatak odasından çıkıp mutfağa ilerlemeye başladım. Zeynep'in tatlı mırıltılarının annesinin sesine karıştığını duyunca yüzümde büyük bir gülümseme oluştu.

"Hadi ama annecim... Bak dokuz aylık oldun. Konuşacaksın.. Hayır ben çok konuşuyorum baban da aynı... Sende mır mır susmuyorsun. Hadi söyle bakalım. Anne... An-ne... Hadi be süt kuzusu... Bak anne dersen bir hafta boyunca bizim yatak odasında uyuyabilirsin ayrıca ne zaman istersen emzireceğim seni itiraz etmeyeceğim valla bak... Hadi konuş şimdi anne.. An-ne" hafif bir kıkırtıyla başımı mutfak kapısından uzattığım da Zeynep mama sandalyesinde oturmuş annesinin önüne koyduğu kahvaltılıkları eliyle keşfederken bir yandan da şaşkın gözlerle annesini izliyordu. Eylemse üzerinde benim gri tişörtümü elbise gibi üzerine geçirmiş, saçlarında çiçekli bandanasıyla güzelliğini en saf haliyle gözler önüne sermiş vaziyette Zeynep'e laf anlatmaya çalışıyordu. "Sen kızıma baskı mı yapıyorsun ben yokken.." kaşlarımı çatıp mutfağa girmemle Eylem de omzunun üzerinden bana baktı. Baştan ayağa süzdükten sonra tatlı bir gülümsemeyle omzunu silkip tezgaha yönelince bende gülerek tamamen içeri girdim.

Kahvaltının son hazırlıklarını yapan karımın beline tek kolumu dolayıp boynundan öptüm. "Günaydın güzelim..." deyince Eylem de geriye yaslanıp yanağıma uzanıp büyük bir öpücük bırakıp "Günaydın sevgilim..." diye mırıldandı. "Birlikte hazırlardık kahvaltıyı niye erken uyandın sen?" deyip cevabını beklemeden tekrar kokusunu içime çekmek için boynuna kapandım. "Zeynep uyanmıştı ondan... Sen duymadın tabii..." boğuk bir mırıltıyla karımı onaylayıp geri çekildim. "Ehhh olsun o kadar." deyip Eylem'i rahat bırakıp kızıma döndüm. "Babacım... Günaydın küçük kızım... Ver babaya bir öpücük tombul yanaklardan bakayım." deyip gülerek yüzüne bulaşmış yemek kalıntılarına aldırmadan yanaklarını öpünce kızımda neşeli sesler çıkartmaya başladı. Sandalyeyi çekip oturduktan sonra kızımın pasaklı haline bakıp kıkırdadım. "Ne bu halin kız senin? Annen emzirmiyor şimdi de yemeğini de mi yedirmiyor?" deyince Eylem'in sinirli bir nefes aldığını duydum.

"Yiyecekleri kendi yiyecek tabii... Öyle kaşığı ağzına tutmak yok babası. Keşfedecek benim kızım herşeyi." deyince anlayışlı bir ifadeyle başımı salladım. "Ehhh bu süreçte her gün banyo yapacak gibi duruyor ama sen bilirsin hayatım." deyince Eylem de gülerek çaylarımızı masaya koyup çıplak omuzumdan öptü. "Hadii... Bizde yapalım kahvaltımızı acıktım vallahi." deyip sandalyesine oturunca bende onaylayıp elime aldığım çatalla önce karımın sonra da kendi tabağımı kahvaltılıklarla doldurmaya başladım. "Çabuk kahvaltımızı yapalım da hastaneye geçelim yavrum" deyince Eylem hafif bir gülümsemeyle yüzüme baktı. "Sende mi geleceksin? Alaydan beklemezler mi seni?" karımın elinin üzerine minik bir öpücük bırakıp göz kırptım.

"Bir şey olmaz merak etme sen. Hem Murat benim de kardeşim uyandığında yanında olmak istiyorum." Eylem memnun bir ifadeyle gülümserken bende kahvaltımı yapmaya devam ettim. "Sen uyurken Güler ablayla konuştum ben. Hastaneye gitmeden Zeynep'i ona bırakacağız." deyip hafifçe dudaklarını dişleyince hafifçe gözlerimi kısarak bakmaya başladım. "Bırakacağız ve..." meraklı sesimle Eylem de yutkundu. "Güler abla çok güvenilir birini bulmuş Fethi. Kırk beş yaşında iki çocuklu bir kadın. Eşi geçen sene vefat edince çocuk bakıcılığı yapmaya başlamış. Güler abla çok iyi çok şefkatli bir kadın dedi. Adı da Sultanmış." Eylem nefes almak için durunca bende sıkıntıyla arkama yaslandım. "Yavrum... Nasıl emanet edeceğiz?" endişeli gözlerim kızımı bulunca kendi kendine oynadığını gördüm. "Yaa işte bugün Güler ablaya kadın da gelecek. Güler abla bakacak durumuna tabii ki... Hem Zeynep uyum sağlayacak mı o da çok önemli tabii ki. Göreceğiz ama artık bir yerden başlamamız lazım hayatım." Eylem'in kesin sesiyle bende daha fazla itiraz etmeden "Tamam bakarız.." diye belli belirsiz mırıldandım.

KELEBEĞİN DANSI-EYFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin