5. Bölüm

5.6K 617 608
                                    


Chanyeol bana bütün öfkesini kustuktan sonra beni öylece terasta tek başıma bırakarak def olup gitmişti. Kızmıyordum artık, alışmıştım ki. Sonra ne mi oldu? Hoseok yanıma gelip bana birkaç gündür yaptığı gibi tek olmadığımı göstermeye çalıştı.

Hoseok'un sinirinden içtiği sigarasının da farkındaydım. Yanımdaydı ama birkaç adım ötemde manzaraya bakıp sigarasını içiyordu. Bense öylece duruyordum, kalkamıyordum bile. Şaşkınlık ya da sinirden değildi bu halim, tamamen yorgunluk ve bitmişlikti.

Hoseok elimdeki sigarası küçülünce ayaklı küllükte söndürüp bırakarak tekrardan yanıma gelmişti ama bu sefer tam karşımda durmuştu. "Taehyung, seni eve bırakmama izin ver."

Başımı olumsuzca salladım.

"Gerek yok." diye geçiştirmiştim. Hiçbir şey yapmak dahi istemezken bir de onunla tekrardan o arabaya mı binecektim? Onca şeye rağmen yanımda bulunmasına izin mi verecektim? Kabul edemezdim.

"Ne kadar korktuğunu görebiliyorum. Eve gidip rahatla biraz, bu halde seni çalıştırmam. Hatta seni ben bırakırsam daha iyi hissederim." dediğinde korkudan titrediğimi yeni farkına varmıştım.

Chanyeol artık beni korkutuyordu. Bunun olacağını hiç düşünmemiştim ama olmuştu artık, ben artık resmen ondan korkar olmuştum.

"Peki ama kendim gideceğim." Titreyen bir elimi yanımdaki boşluğa dayatarak kalkmaya çalışırken elimin titremesi yüzünden geri çökmüştüm. Bunu gördüğü gibi kolumdan tutup kaldırmaya çalışsa da diğer elimle onu itmiştim.

"Neden izin vermiyorsun?" Sana nasıl izin verebilirim Hoseok diyemedim. Sevgilisi olup başkasını seven bir adama neden bu kadar yardım etmeye çalışıyordu anlamış değilim. Başka insanlar sevip onları mutlu edebilirdi, ben böyleydim işte, başkasına tutulmuştum.

Sinirle suratına baktım. "Dün dediklerinizden sonra sizinle olmam doğru değil."

"Sana zarar verecek ya da seni zorlayacak değilim. Kendi rızan olmadığı sürece sana bir şey yapmam Tae." Gözlerine gelen karartının varlığını hissediyordum. Bana dokunması ya da daha ileriye gitmesini falan kastetmemiştim ama onun anladığı buydu belli ki.

"Böyle bir şey olmayacak, aklınızdan çıkarın." dedim hemen. Onunla aynı ortamda durmak bile rahatsız ediciyken bir de benim razı geldiğimde bana dokunması mı? Gerçekten bunu demediğini varsayıyordum.

Chanyeol'den başka birinin izlerini bedenimde istemiyordum. Ondan başkasından bırakın zevk almayı midem dahi kaldırmazdı böyle bir şeyi. Chanyeol'un olmadığı hiçbir şeyi istemiyordum. Hoseok'a da fazla sert çıkışmış dahi olabilirdim ama yapmam gerekenin bu olduğuna inanıyorum.

"Hiçbir zaman büyük konuşma derler, bilir misin?" Başını yana eğip bana o kendinden emin bakışlarını attı yine. Adam gözleriyle sen benim olmadan seni bırakmam diyordu resmen.

Titreyen ellerim onunla konuştuktan sonra titremelerini yitirmişti, ben de bu durumu fırsat bilerek hızlıca doğruldum ve konuşmayı kesmeye çalıştım. "Gidiyorum."

"Tamam, kendin git. Ama her zaman bir adım arkanda olacağımı bil çünkü o adama seni teslim etmem." Dibime kadar girip bana kendi gücünü göstermeye kalktı. Sahiden, bu kadar çok mu seviyordu yoksa beni? Benim Chanyeol'u sevdiğim gibi mi seviyordu? İyi değildim, düşüncelerimi susturmam gerekti.

Daha fazla bir şey demeyerek hızlı adımlarımla terastan çıkıp asansörün olduğu kısma ilerledim. Asansörü çağırarak aşağıya indim ve otobüs durağına kadar yavaşça yürüdüm. O kadar yorgundum, o kadar bitkindim ki başımı yastığa koyup saatlerce uyumak istiyordum.

Flame Of Love |Vhope|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin