Çalışmaktan canı çıkan bir Taehyung'a iyi gelecek tek şey sevgilisini görmek olurdu ve bunu sevgilim de yapmıştı. Yığınlar dolusu dosyaları tek tek düzenlemiştim, götüreceğim kişi gelmeden önce dolapta kalsınlar diye oraya koymuştum. Onları bilgisayara geçirmek ve düzenlemek beni mahvetmişti.Başımı dinlendirmek için masaya koymuş öylece duruyordum ki bir telefonla benim bütün moralimi düzeltmişti. İş saati daha gelmeden o erkenden gelip aşağıda olduğunu söylerken bir anda bütün enerjim tavan yapmıştı. Paltomu ve telefonumu aldığım gibi binanın önüne çıkmış ve onun ısmarladığı güzel kahvaltımı etmiştim. Güzel bir kahvaltıyı hak etmiştim elbette.
Tek başıma odaya çıkıp teslim edeceğim insanı bekleyecekken Hoseok'a arabasının anahtarını teslim etmiştim, o da arabanın içinde beni bekleyecekti ve birlikte eve gidecektik.
Dosyaları masaya koyarak hazır edip asıl vereceğim kişi gelmeden her şeyin yolunda olduğunu görmek istemem üzerine odama girmiştim ama gördüğüm görüntü beni durdurmuş ve anında yerde donmuş bir biçimde olmamı sağlamıştı.
Gözlerim mi beni yanıltıyordu şu an yoksa bu bir şaka mıydı? Sabaha kadar didinip uğraştığım dosyalar şu an odanın her yerinde yırtık bir biçimdeydi. O dosyalar benim düzenlediklerim olamazdı öyle değil mi?
"Hayır."
Başımı salladım inanmamak için. Görüyordum ki başlıklardan ve hesap planlarından bile benim düzenlediklerimdi bunlar, anlıyordum. Etrafıma bakındım hızlıca belki bir kamera şakası olur da bende gülerim diye ama hiçbir şey olmadı. Ne birisi odaya kamerayla dalıp güldü ne de kağıt parçaları önümde birleşti.
Bu dosyalar benimse bana ne olurdu? Kovulma ihtimalim çok yüksekti, Hoseok'un çalışanı olduğum için onun da azar yemesi çok yüksekti ve en önemlisi bizim onca şeye rağmen dayanıp buralara gelene kadar verdiğimiz emeklerin hepsi boşa giderdi. Ben bunu kaldıramazdım, bu çok ağırdı. Kendimi geçiyorum Hoseok ne hisseder, nasıl yapar diye endişelenirdim.
Tamamiyle bitmiştim, bütün o üniversite bittikten sonra ne yapacağım olayını bana bu şirket sağlamışken ben bir kumpas yüzünden bütün hayallerime veda etmek zorunda mı kalacaktım? Kardeşime yollamam gereken para, Hoseok'a açıklayamayacağım cümleler ve kendime verdiğim onca söz koca bir boşluktu artık.
Dolu gözlerimle elime geçen ilk yırtık dosyayı kaptığım gibi dün bana destek çıkan Yoora'nın yanına gitmeyi seçmiştim. Adımlarım dosdoğru alt kata inerken ofisteki boşluğa minnettardım şu an, insanlarla uğraşmak istemiyordum. Adını gördüğüm tanıdık adla odaya hızlıca daldım.
"Noona!"
Yerinde sıçrayarak yorgun bakışlarını üzerimde tuttu ve dolu gözlerime karşılık kaşlarını kaldırdı. "Taehyung?"
"Noona bütün asistanlar burada sabahladı değil mi? Herkes buradaydı değil mi?" Ellerim sinirden titriyor ve dolu gözlerim her an damlalarını akıtmak için hazırda bekliyordu. Güçsüz olmak istemiyordum ama bana yapacağını yapmışlardı, artık çok geçti.
"Evet ama sorun ne?"
Elimdeki dosyayı kaldırdığımda içindeki sayfaların yırtıkları aşağıya kadar sarkmış, yırtıldığını belli ediyordu. "Birisi yırtmış. Bütün çalışmalarım yukarıda yırtılmış bir durumda, onca emeğim gitti! Kovulma ihtimalim var!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flame Of Love |Vhope|
Fiksi Penggemar"Sana ondan daha iyi davranabilirim Taehyung. Lütfen bana bir işaret ver, elimi tut. Söz veriyorum seni hayal kırıklığına uğratmayacağım."