29.bölüm = Cenaze!

109 9 0
                                    

3 gün sonra

Simsiyah giyinmiştim. Ağladığım belli olmasın diye siyah bir gözlükte taktım. Ve odamdan çıkıp Boranın yanına gittim. O da simsiyah giyinmişti. Çocuklarla beraber evden çıktık ve gömeceğimiz yere gittik. Tüm insanlar diyecektim ama o kadar az kişi vardı ki. Arabadan inip kazılan yere gittik. Berk , Esra , Azad ve annesi vardı mezarın başında. Yanlarına geçip hepsiyle sarıldık. Azad bana çok pis bir şekilde bakıyordu. Hoca geldi ve duayı okudu. Sonra Boran ile Berk, Ekini kazılan yere koydular. Ellerine kürekleri alıp toprak attılar. Boran ve Berk hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Yanına gidip çektim Boranı. Orada ki bir kaç kişi devam etti gömmeye. Boran hıçkıra hıçkıra ağlarken bir anda sarıldı bana. Sarılmasına karşılık verip bende ağladım. 

''Hepsi senin yüzünden!'' diye bağırıp üzerime geldi Azad. Meriç hemen onu durdurdu.

''Nasıl?'' dedi bana bakıp Boran.

''Sonra anlatırım.'' dedim ve Azad'ın yanına gidip sarıldım ona. Beni ne kadar ittirmeye çalışsa da tuttum sıkıca onu.

''Aynı durumdayız lütfen!'' dedim. Başından öpüp ayrıldım. Azad annesi ile gitti. Esra da Meriç ve Handeyi götürdü. Ben Berk ve Boran vardık mezarın başında. Herkes gitmişti. Berk mezarın yanına çömeldi ve elini toprağın üstünde gezdirdi.

''Ağabey! Neden yaptın? Biz barışabilirdik. Küstün gittin bizden. Ama şunu bil ki ağabey. Ben hep seni sevdim. Küçükken şarkı söylerdik , uçurtma uçururduk. Ağabey seni çok özledim. Özür dilerim.'' dedi ve gözyaşlarını silip gitti. Boranda çöktü aynı şekilde kollarını toprağın üzerine koyup kafasını da kollarının üzerine koydu.

''Ağabey! Ben sana çok haksızlık yaptım. Lütfen beni affet. Ağabey , seni küçükken çok severdim biliyorsun değil mi? Hatta annem sana bir kez vurmuştu sana vurduğu için çatıya çıkmıştım ve annem sana bir daha vurursa kendimi atacağımı söylemiştim. Sonra annem özür dilemişti. Sende gelip beni çatıdan almıştım ve sarılmıştık. Çok güzeldi o günler ağabey! Çok güzeldi, keşke gitmeseydin. Şimdi daha iyi anlıyorum yokluğunu..'' dedi ve burnunu çekip ayağa kalktı. Yanına gidip gözyaşlarını sildim. Arabayı ben kullandım ve her zamanki sahile getirdim onu. Her zamanki banka oturttum. 

''Çek denizin kokusunu içine.'' dedim Boran'a. Bana bakıp elimi tuttu ve çekti içine.

''Burayı iyi biliyorsun! Çok güzel bir yer burası insana huzur veriyor.'' dedi bana bakarak.

''Meriç ile ilk tanıştığım yerdi. Bana senin dediğin gibi huzur verdiğini söylemişti. O gün bugün hep buradayım.'' dediğimde yüzü asıldı ve denize bakmaya başladı.

''Arkadaş Ne Meriçmiş.'' dedi kendi kendine tabii ben duydum.

''Meriç ile ilgili düşüncelerini içinden dersen sevinirim!'' dedim, bana dönüp gülümsedi.

''Peki Miray biz boşanacağız mı?'' dediğinde sessiz kalmayı tercih ettim.

''Anladım'' dedi ve yanımdan kalktı. Gidiyorken elinden tuttum ve kendime çektim.

''Sence ben sensiz yaşaya bilir miyim?'' dedim ve dudaklarına yapıştım. Aralık verdiğimizde dudaklarımıza şöyle dedi;

''Seni bırakmayacağım.'' dedi ve dudaklarıma geri döndü. Bu öpüşmemiz ardından eve gittik. Evde Meriç vardı sadece.

''Kardeşin nerede?''

''He Hande mi?''

''Senin kaç kardeşin var?'' dedim gülerek. Parmakları ile sayıyormuş gibi yaptı ve '' bir'' dedi.

''Şey o , Egemenle dışarı da gezecekmiş sanırım best friendlermiş herhalde öyle bir şey.'' dedi ve telefonuna bakmaya devam etti Meriç. Demek şu Egemen ile benim kız ha. Gösteririm ben ona gezmeyi. Boran anlamsızca bana bakıp çalışma odasına geçti. Bende mutfağa geçtim ve akşam yemeği hazırlamaya çalıştım.!

Kalbimin Üç Sahibi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin