~9~ LOTUS

2.5K 438 334
                                    

Medya Nilüfer çiceği(Lotus)

💫💫💫
Evimin önündeydim, abimin beni bıraktığı yerde. Sanki zile basınca kapıyı o açacak dudaklarına kondurduğu gülümsemeyle beni kollarıyla saracaktı.

Ev, müstakil tek katlı ve oldukça eski bir evdi. Eskiden renk renk açan çicekler yerini otlara bırakmıştı. Demir bir kapıdan bahçeye girince uzun bir yol vardı ama bakımsızlıktan yol artık otlardan görünmüyordu.

Arkamda beni takip eden Buğra beye gelmemesi için ısrar etsem de beni yalnız bırakmayacağını, abim onu bu konularda katı bir şekilde uyardığını söylemişti. Giderken bile beni düşünüyordu diye sevinç cığlıkları ruhumun ezildiği toprakları aşıp kulaklarıma ulaşsa da saniyeler sürmüştü bu duygu seli.

Çelik kapının yanında bulunan zile bastım.
Ritimli bir melodi kulaklarımı tırmalarken kapı açılmamıştı. Arkamda bekleyen adama bir bakış atıp tekrar zile bastım. Ciğerlerimi derin bir nefesle doldurdum. Sakin ol Kainat!
Sorun yok.

Gecenin ayazı bedenimi titretirken titreyen ellerimle zile defalarca bastım ama nafileydi.
Ben galiba gerçekten kimsesizdim.

Birkaç adım mesafede olan soluk renkli saksının toprağını hafifçe eşip anahtarı topraktan çıkarttım ve eve girdim. Eve girince büyük bir giriş ilk olarak bizi karşılıyordu.

"Baba!" Diye seslendim ama beni karşılayan soğuk duvarlardı.

"Gitmiş galiba."diyen Buğra'ya hüzünle baktım.

Girişte bulunan sandalyeye bedenimi bıraktım.
Soluklarım birbirini hızla taio ederken ellerimi ile yüzümü kapattım.

Ne oluyor Allah aşkına?
Şu halime bak, bir gece sadece bir gecede renksiz olan hayatım daha ne kadar kederle dolabilirse dolmuştu.
Kimsesiz kaldım, hep korktuğum şey oldu.

Biliyordum ki babam bu evden giderse asla dönmezdi. Buğra beyin sesiyle titreyen ellerimi yüzümden çektim.

"Bir mektup buldum, masanın üzerindeydi."

Eliyle uzattığı katlanmış kağıda baktım.
Üzerinde "Kainat'a" yazıyordu.

"İstersen salona geçelim."

Kafamı tamam anlamında salladım ve oturduğum yerden kalktım.
Salonda gri koltuklar, soluk renkli nesneler vardı.
Koltuğa oturdum ve Buğra'nın elindeki mektubu aldım.

Düzenli ve oldukça biçimli el yazısını içimden okumaya başladım.

"Kainat, ben gidiyorum.
Seni böyle çaresiz bırakmak beni üzsede o evde yaşamak ve senin o evde yaşaman beni rahatsız ediyor. Annenin ölümü ve senin yaşamın beni çok yordu.

Yağız, evlatlıktı ama onu ve seni sevdiğimi gücümün yettiği kadar korumaya çalıştığımı sakın unutma.

O gece abin bana ihanet ettiği için bu evden gitti. Bu mesele abin ile benim aramda.
Evi sat ya da orada yaşa. Her ay banka hesabına bir miktar para yatıracağım.
Nasıl yaşıyorsan öyle yaşamaya devam et.
Bu olanların senin kafanda büyük bir soru işareti bıraktığının farkındayım ama bu cevaplar artık önemsiz.
Birazda olsa babalık hakkım varsa sözlerime uy ve intihar fikrini kafandan çıkar at.

Baban..."

Gözlerimi kağıttan ayırıp duvarlarda gezdirdim.
Şu hale bak. Burada beni tek bırakmışlardı.
Annemin ruhunun gezindiği bu evde annemle beni yalnız bıraktılar.

"Kainat!"

Daldığım yerden kendimi kurtardım ve Buğra'ya baktım.

"İyi misin?"

Gözyaşı Kesesi      Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin