~27~ ACI

894 119 44
                                    

SONRA DÜZENLENECEK.

pek içime sinmeyen bir bölüm oldu, affedin.

Keyifli okumalar dilerim 🌸

🥀🥀🥀

Zaman, aşka kıvrılırak kaburgalarımda yeşeren kalbime düşler sığdırmıştı. Hayattan daha güzel olan bu düşler yalnız ben zifir ruhumu akıtarak lekeliyordum. Ruhu avuçlarıma akmış olan ben kimdim?

Ben, Kainat.
Melun bir can taşıyan bu lanetli bedende tutsak bir can parçasıyım ve ben bir kabusu defalarca yaşıyordum. Düzene koyduğumu düşündüğün hayatım, en ufak darbede yeniden yıkılıyor, yeniden kelimesi peşi sıra düğümleniyordu boğazımda.

Bu kocaman dünyada kıytırık bir köşede öylece kemikli torbamı bırakmıştım. Yer bulamadığm bu Evren bana kucak açmıştı. Benim gözümde Buğra içimde bir yerlerde yaşattığım bir güç gibiydi. Hayat, bana Buğra'yı verirken bir şans vermişti. Buğra ulaşılması zor ama sağ tarafımda mahkum ettiğim birkaç kişiden biriydi.

Ambulans ve itfaiye sesi kulaklarıma uğultulu bir şekilde gelirken gözlerim sadece buğra'daydı. Bana kızgın mıydı emin değilim ama gözlerine yansıyan korkunun dehşeti arasında ruhunun sıkıştığını görebiliyordum.

Yangının nasıl başladığı hakkında şüphelendiğim gerçekler beynimin içinde bir savaş meydanına döküldü. Beni takip eden adamdan kurtulmuş olduğumu düşünürken belki de peşimden gelerek evimi bulmuş ve yangına o başlatmıştı fakat hâlâ düzenleyemediğim bu sesler Buğra'nın odasında başlayan bu yangının o adamın yapmadığını söylüyordu. Emin değilim.

Yüreğimden akan kanın sıcaklığı titrememin önüne geçmişti
Kafamı arkama çevirdiğimde itfaiye görevleri yanan evi söndürmek için bir uğraş çabasına girmişlerdi. Ambulansın sesiyle Buğra belimden tutarak beni kaldırdı. Öksürüklerim neredeyse tamamen sönmek üzereydi ama temiz oksijen hâlâ bir kesik su parçası gibi ciğerlerimde geziniyordu.

🥀🥀🥀

Hastanenin beyaz boğucu havası eski anıları tekrar canlandırmıştı suya atladığım gün ya da daha doğrusu itildiğim gün kendimi bulduğum hastanede bu sefer sevdiğim adamla birlikte gelmiştim. Hayat, bizi sürüklediği bu hastane köşesinde can çekişiyordu.

Sedyeye oturmama yardım eden Buğra hemşireye yol açtı ve kenara çekildi. O kargaşa arasında hissedemediğim yanık sağ omzumdaydı. Hemşire, üzerimdeki parçalanmış tişörtü çıkarttı. Beyaz tenim öylece gözler önüne serilince Buğra karşıdaki duvarı izliyordu.

Yanık köprücük kemiğimin bittiği yerden itibaren omzuma yayılmıştı. Duvara asılı duran minik aynadan yansımama bakmaya devam ettim. Bedenimle orantılı olan ufak göğüslerim vardı, beyaz tenimin üzerinde eksik olmayan suyun tahribatı olan kırmızı lekeler hep benimleydi. Kısa saçlarım artık omuzlarıma ulaşmıştı.

Buğra ile aynada gözlerimiz kesişti. Hemen kafamı hemşireye çevirdim. Utandığım için sessizce duruyordum. Canım yanıyordu, inlememek için yanaklarımı içten dişlerimin arasına kıstırmıştım. Hemşire adını bilmediğim şeyleri omzuma sürerken göğüslerimi saran yarım atletime minnet duydum.

Hemşire hanım omzuma sargıyı sardıktan sonra uyarılarını yaptı ve reçete yazarak Buğra'ya verdi. Sedyeden inmeme Buğra yardım etti. Bel boşluğum artık onun parmaklarının yuvası gibi olmuştu.

Gözyaşı Kesesi      Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin