Olaysız günüm geçiyor bee derken evimin salonunun 9 kişi ile dolması ve herkesin bir köşeye tabiri caizse camış gibi yayılması bir dramdır.
Chanyeol: Kyungsoo-ya iki bira getiriver.
Ben: Az ye de götüne hizmetçi tut.
Sehun: Soo ben acıktım.
Ben: Bok ye.
Baekhyun: Misafir böyle mi ağırlanır be?
Ben: Siktirin gidin lan o zaman ben mi dedim gelin diye.
Lily'nin sevgilisi: Kyungie yarın Japonya'ya gideceğiz diye geldik be güzelim.
İşte buna diyecek bir şeyi ben de bulamadım. Bana bir tek Jongin güzelim der.
Be adam senin yanında Lily gibi şirretler kraliçesi bir sevgilin varken sabah kahvaltısında yürek mi yedin acaba?
Lily: Senin ağzına sıçarım adam gibi.
Jongin: Aynen kanka ben de. Benim olana güzelim diyemezsin lan sen.
Önce Jongin'in kafasına bir tane geçirdim ardından da ayağımın dibindeki Lily'nin sevgilisine tepik attım. Yanı başımda oturan Lily'nin de saçını çektim.
Ben:Kalk kız soğan doğra.
Lily:Ben niye soğan doğruyorum yaa?
Ben:Hadi herkes kalksın bir işin ucundan tutsun. Aç kalmak istemeyen götünü kaldırır abi. Uşağınız yok sizin burada.
O sırada Jongin başımı omzu ve kolaltı arasında sıkıştırıp saçlarımı karıştırdı.
"Yemek falan hazırlayıp yorulma bu davarlara bebeğim. Ben şimdi 20 kişilik yemek sipariş ederim."
Oh be en azından bundan kurtulmuştum. Her zaman işe yarayan kalp gülümsememi göstererek minnetimi sundum. Ve cevabımı da güzel bir gülümseme eşliğinde aldım.
Yemekler yendikten sonra herkes salondaki konumuna tekrar dönmüştü. Ve beklediğim atak Baekhyun'dan geldi:
"Kimse bizi resmi olarak tanıştırmadı. Hep birlikte burada toplandık ama. Anladığımız kadarıyla Jongsoo'nun liseden arkadaşlarısınız. Ben Baekhyun, yanımdaki yoda kılıklı şey sevgilim Chanyeol, şu Luhan bu da Sehun."
Luhan tanıştırılma biçimden memnun olmamış olacak ki "Bu, şu senin anandır" deyip Baek'e bir tane geçirdi.
Lily de kendinden başlayarak diğerlerini tanıttı.
Sehun ve Chanyeol bir muzurluk yapmasa bari dememe kalmadan gözlerindeki pırıltılarla "Bu salakların lisedeki salaklıklarından bahsetsenize bize" diye lafa atladılar.
Lily durur mu ellerini birbirine sürterek yüzündeki şeytani sırıtışla atladı: "Hangisinden başlamamı istersiniz beyler?"
Ben: Ah lanet olsun, mümkünse hiçbirinden.
Lily'nin suratındaki ifade 'Sence böyle bir şey mümkün mü bebeğim?' der gibiydi ve bu sıvadığımızın resmiydi.
"Şu görmüş olduğunuz ikiz dingillerin ikisinin de benden hoşlandığını biliyor muydunuz?"
Demesiyle Jongin ve ben kafamızı aşağı eğmiştik ve salonda kocaman bir "GERÇEKTEN Mİ AQ?" nidası duyulmuştu.
Sehun ise atladı. "Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlat Lily."
Lily onlara anlatırken ben de size anlatayım kısaca.
Şu solumda gördüğünüz kara oğlanla ben aynı anda hemen karşımızda oturan şeytan kılıklıdan hoşlanmıştık.
Hoşlanmaz olaydık.
Önce Jongin'le aramızda bir çekişme mevzusu haline gelmişti. Gidip Lily'e açılmamıştık ama onun dikkatini çekmek için bir sürü salak salak şeyler yapmıştık. (Saçımızın kenarlarını kazıtmak, giyim tarzımızı değiştirmek yaptığımız en basit şeylerdi)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends+1
Fanfiction-BU HİKAYE ALGILARINIZLA OYNAYABİLİR!- "25 yaşına geldim, benimle yaşıt olmasına rağmen boyu uzun, aklı kısa, çocuk ruhlu biricik "arkadaşıma" çocuk bakıcılığı yapıyorum. Peki bundan şikayetçi miyim? Yio, ben işimi seviyorum ve size bir sır vereyim...
