Son üç bölüm içeriği "TÖVBEST LAN LİLİŞ NAPIYON OLUM SEN" oldu farkındayım birazcık ama gerçekten birden geliyor. Oturup enim günüm şöyle bir şey yazayım diye düşünmüyorum. Tam "Off bee Jongin direk gibi çocuk Soo bunu kullansa ne güzel olur lan" dedim. E baktım böyle bir şeyi görmek yerine avcumuzu yalarız, onun yerine madem ben de yazayım da okurken mest olalım dedim, umarım iyi demişimdir, bu bölümü yazmadan giriş için not yazdım bölüm sonu olacaklardan tamamen Kaisoo sorumludur, benimle hiçbir alakası yoktur. Bu arada bölüme geçmeden burayı özlemişim :*
Bölüm sonundan geliyorum, bir bok olmadı rahat olabilirsiniz ehehe :):):):)
------------------------
"JONGGÖÖÖÖT!"
"NE VAR LAN ÇİRKEF HERİF?"
Jongin elinde kahvelerimizin olduğu tepsiyle içeri girdi ve benim bardağımı önüme doğru ittirdi, gayet artistik bir hareketle karşıladım tabi ki. (GözlüklüSooEmojisi)
Keşke siz de şu mükemmellikteki sahneyi görebilseydiniz dostlarım, yazık oldu o kadar hava cıva bir tek Jongin salağı gördüğü için.
Jongin'e önümdeki kalemlerden birini fırlattım ve bacaklarımı masaya uzattım.
"Bir daha bana çalışanların ortasında ' Çirkef Herif' diye bağır da bak ağzını büzmüyor muyum ben senin."
Jongin kucağına düşen kalemi aldı ve geri kafama fırlattı bir yandan da tıslıyordu.
Tabi ki o salak gibi yerimde durmayıp kafamı eğdiğim için kalem beni es geçip açık camdan 32 kat aşağı düştü.
Hassiktir, umarım birinin başına düşmüştür, azıcık eğleniriz diye sandalyemden fırladım ve camdan aşağı sarktım tabi Jongin de arkamdan geldi.
"Jongin dayamasana birader, küçük Jong yerinde dur oğlum sen de."
"Soo, salak salak konuşma be oğlum tabi ki dayarım, öyle çıkıntı bulmuşum kaçırır mıyım?"
Sakın kaçırma sakın, Tanrı korusun benimki gibi götü nereden bulursun başka?
"Ulan Soo kaç yıllık arkadaşımsın bir kere de masanın üstünde kırmızı dantelli boxerla karşılamadın beni."
Ah, vah vah ne kadar üzüldüm ya gerizekalının dediğine bak.
"Aa, bak görüyor musun sen, nasıl da aklıma gelmemiş bu benim. Yarın yapsam olur mu?"
Jongin salağı artık heyacandan mı yoksa başka bir şeyden mi bilemediğim bir şekilde elindeki telefonu kafama fırlattı ve bağırmaya başladı.
"LAN HASSİKTİR OLABİLİR Mİ BÖYLE BİR ŞEY, LÜTFEN OLSUN ÇÜNKÜ OFFF VAR YA NE YİNİRSİN, SUYUNA EKMEK BANARIM LAN SENİN."
Enaa çocuğun kafa gitti ya la. O da haklı uzun zamandır sevgilisi yok paso Elizabeth takılmaktan vah vah yazık sıyırdı balataları.
Etrafta şöyle atacak bir şey bakındım ve masadaki sürahiyi kaptığım gibi içindeki suyu suratına fırlattım.
"Salak salak konuşup da sıkma benim canımı."
Kollarını önünde bağladı ve yerine çöktü, çocuk gibi homurdanıyordu.
"Görürsün sen var ya elbet küçük Jong'un da güleceği zamanlar gelecek o zaman bizimkinden seni sürekli çıplak şekilde yazmasını isteyeyim de ebeninkini tersten gör."
İtin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı Jongin efendi hey gidi...
Bu arada iş yerinde toplantı salonunda olduğumuzu söylemiş miydim ya da şu an içeri çalışanların girdiğini ve toplantıya başlayacağımızı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends+1
Fanfiction-BU HİKAYE ALGILARINIZLA OYNAYABİLİR!- "25 yaşına geldim, benimle yaşıt olmasına rağmen boyu uzun, aklı kısa, çocuk ruhlu biricik "arkadaşıma" çocuk bakıcılığı yapıyorum. Peki bundan şikayetçi miyim? Yio, ben işimi seviyorum ve size bir sır vereyim...