Soğuk Savaş

241 11 1
                                    

Bölüm 23 | Soğuk Savaş

                         ♧

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                         ♧

Koyu bir karanlık tam omuzlarına çökmüştü, ela bakan gözleri karanlığın altında kahverengiye çalarken onu bambaşka birine çevirmişti adeta. Sağ elinin altındaki direksiyonu kavrayan parmakları sabitti, gözleriyle yolun karşısındaki iki katlı evi incelerken buldu kendini. Aklında, onu hedefe duygusuzca adım attıran intikam ateşiyle dimdik tutuyordu bedenini, bomboş görünen ancak ardında derin bir hisle yaşayan bakışları sadece o evi izledi bir süre, ardından yavaşca kaydı bakışları. Şimdi sol elindeki buruşuk kağıda bakıyordu.

Yemyeşil gözleri var ve siyah saçları...

169 170 boylarında zayıf bir kadın.

Gözleri bi anda tekrar eve kaydı ve başını ağırca sola yatırıp bi an gözlerini yumdu, kulaklarında hâlâ onun sesi vardı; merhamet dolu sıcak ses tonu, kalbindeki iyiliği... en önemlisi ona her şeye rağmen bir ağabey gibi yaklaşması. Direksiyondaki eliyle yüzünü sıvazlayıp başını öne eğdi, "Onu neden öldürdü?" dedi düşünceli bir sesle bakışları yine boşluğa odaklanmıştı. Hemen yanında oturan Sarp'ta tıpkı onun gibiydi. "Belki bana kızarsınız başkomiserim ama... her cinayetin bir sebebi vardır."

Kutay, elindeki kağıdı avcunda top hâline getirip gözlerini kısarak kafasını hemen yanında oturan Sarp'a çevirdi, kafein aklını durma noktasına getirmiş gibiydi ama öfkesini kabartacak her hamle onu güçlü bir elektrikle sarsıp ayık tutuyordu. "Bozkurt'un sebebi ne?"  dediğinde sokağın başından bi araba geçip gitmişti. Sarp gözlerini Kutay'a çevirdi. "Bilmiyorum ama kaçar kaçmaz Asım komiserin peşine düşmesinin büyük bir sebebi olmalı, bu onu haklı yapmaz ama yine de bir cinayeti araştırıyorsak bunun da sebebini aramalıyız."

Kutay sessiz kaldı bir süre, gözleri kapkara kesilmiş dikkatle Sarp'ın yüzüne odaklanmıştı. Kalbinde öyle bir nefret büyümüştü ki, onu durduramıyordu her yatıştığında zihninde Akın'ın gittiği gerçeği geliyordu, Asım'ın artık olmayacağı, Asuman'nın yapayalnız kaldığı... dudaklarına belli belirsiz bir gülümseme yayıldı, Bozkurt onunla açık açık oyun oynuyordu, ne olursa olsun haklılık payı yoktu. Gülümsemesi genişledi ve başını hızla aşağı yukarı sallayarak önüne döndü, "Onu bir teröristle aynı kefeye koyuyorum, öyle bir nefret. Anladın mı? Ona acımamı ya da onu anlamamı benden sakın bekleme komiser Sarp."

Arabanın kapısını aralayıp ayağını dışarı uzattı ardından kafasını tekrar ona çevirip yüzüne soğuk bir ciddiyet yaydı. "Sen istediğinde özgürsün ama benim işime burnunu sokma." hızla arabadan inerken gözleri tekrar boşluğa kilitlenmişti, kapıyı sertçe çarpıp yutkundu. Onunla savaşacak kadar kendi güçlü hissediyordu bu seferki kurbanını çok iyi biliyordu ve bu defa ona her zamankinden daha yakındı.

KAYBEDENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin