Sahibe Giden Yol

119 8 3
                                    

"İki ihtimal bir gerçeği sunar."

Bölüm 30 | Sahibe Giden Yol

                                ♧

Zamasız gelen ölümler, kaderin insanlara kurduğu en acı tuzağıdır. Bu, Tanrı'nın insanlara bahşettiği hayatta, onlara verilen sürenin ardından gelen kaçınılmaz sonuydu. Bir bitiş bi başlangıçla varolmuştu ancak her bitiş sonsuz başlangıcın ilk adımıdır; insan yaşar, ölür ve gözlerini ona sunulan sonsuz yaşama aralar, bir bedeni olmadan.

Yaşıyor muyduk?

Yoksa yaşayacak mıydık?

Bu hayatı mı yaşayacaktık?

Yoksa,

Tanrı bize gerçek yaşamı, bitişin sonundaki sonsuzluğunda mı sunacaktı?

"Hata yaptın Suzan." Yaklaşık otuz dakikadır tavanı hissiz gözleriyle izleyen bi kadın vardı. Siyah ipek örtülerle serili geniş bir yatağa sırt üstü uzanmış enerjisi nerdeyse sıfırlanmış bedeniyle hislerini aradı; hiçbir şey hissetmiyordu; acı, üzüntü, hüzün... yüzündeki belli belirsiz görünen çizgilerin hiçbiri bir kahkahadan geriye kalan anıların izi olmamıştı, bunu düşünüyordu. Hergün biraz daha düşüşünü düşünüyordu, ormanın küle dönmüş topraklarına itilişini düşünüyordu.

"Maya, henüz güvenimizi kazanmamış bir bakıcıyla bu kadar süre başbaşa kalmamalıydı. Hata yaptın." Kuruyan dudakları bi ara aralandı, "Benim hatalarım senin hatalarınla yarışamaz Şahin."

Ona odanın diğer ucundan hayretle bakan Şahin başını olumsuzca iki yana salladı, "Bir merdiveni dahi doğru düzgün çıkamayan bir kadın benim hatalarımı sorgulayamaz Suzan. Beceriksiz bir kadınsın ben olmazsam Maya'ya bakamayacak kadar beceriksiz." Suzan düşüyordu, üstelik elini uzattığı adamın tutma şansı varken düşüyordu. "Sen bizden sevgiyi çaldın. Benim sana olan sevgimi... Maya'nın kalbindeki tüm sevgi kalıntılarını... bizden hislerimizi çalan bir baba bir eştin bir zamanlar... hala da öylesin. Şimdi de gururumuzu, tutunduklarımızı, hayatımızı çalıyorsun. Neden? Niye?"

"Senin de sorunun bu," dedi Şahin ona hızla yaklaşırken. Yatağın dibinde dikilerek gözlerini yataktaki bir kolu kırık olan kadına dikti. "Yaşadığın hayata bak, şu eve bak, yatağına bak, dışarda senin hizmetinde sayılarca hizmetli var. Seninle boşandık ama sana bir nafakadan fazlasını veriyordum, verebiliyorum! Bunu başarabiliyorum, bunu Maya sayesinde ben başarıyorum. Bunca varlığın içinde yüzerken yokluktan mı bahsediyorsun?" Ona doğru eğilip gözlerine odaklandı. "Bensiz sen bir hiçsin Suzan." 

"Bu ev süslü bir kafes, ikimizde biliyoruz kendini kandırma Şahin Akar. Seninle boşandık ama bana sevmeyi yasakladın, nefes almayı yasakladın. Beni boşver gerçi, benim seninle olmam en büyük hatamdı şimdi de bedelini ödüyorum. Ama Maya, onun ödemesi gereken hiçbir bedel yokken bacaklarına bağlı bir zincirle bu süslü kafeste hapis. Senin yüzünden. Sen olmasan biz yaşıyorduk Şahin."

Gözlerini tavandan ayırıp ona bakan adama bakındı, yüzünde ufak bir duraksama arıyordu ama aksine ona bir cahile, acize bakar gibi bakıyordu. Şahin her zaman kebdinin haklı olduğuna inanmış ve onu her açıdan küçük görmüş biriydi, bu hayatta hiçbir zaman yaptığı hataları fark etmemiş ya da fark etmek istememiş acınası bir adamdı. Etrafındaki herkesin onun sayesinde yaşadığına inandırmıştı kendini, oysaki o kirli parasıyla hayat çalan acınası, aciz, kurtarılamayacak bir varlıktı.

"Benim sayemde insan yerine koyulan bir kadınsın, hayattaki tek başarın Maya'nın annesi olmak... öyle aptal bir kadınsın ki, hayatına birini almana izin vermiş olsaydım aptal bir adamın Maya'ya babalık yapmasına izin vermiş olacaktın... benim senin hayatında varolmam bir sanş. Anladın mı?"

KAYBEDENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin