Bölüm 24 | Olmayan Biri♣️
"Bana hiç masum gelmiyorsun avukat, hiç hemde." Dışarda donmuş yağmur damlaları gökten birer birer inerken, toprağa yaklaştığı her saniye etrafını saran soğuk bir dalgaya esir oluyordu. Islak beton zemin üzerindeki çamurlaşmış su gölcükleri donmakla çözünmek arasında gidip geliyordu adeta, bu sabah hava eksi üç dereceyi gösteriyordu. Kutay, camdan dışarıyı seyrederken buz gibi havayı ciğerlerine çekti.
"Aslında bakarsan sende bana."
Kafasını omuz üstünden ona dikkatle bakan Şahin Akar'a çevirdi. "Öyle mi?" Şahin başını salladı, "Dün gece evimdeki avizelere ateş açmışsın, sana evde olmadığım söylediği hâlde." Kutay gülümsedi. "Sen evdeydin avukat." Şahin, oturduğu masaya ellerini koyup parmak uçlarını birleştirdi. "Neden burdasın?"
Kutay birkez daha soğuk havayı içine çekip bedenini ona çevirdi, sessizce Şahin'e yaklaşıp herhangi bir koltuğa yayılarak oturdu. Ardından başını kütleterek gözlerini ona kilitledi. "Tufan Karaç ve sen... Ne alaka?" Şahin parmaklarını ayırarak geriye yaslandı, "Tufan karanlık bir mafya grubuna çalışıyor. Siz sordunuz bende söyledim, çünkü onu tanıyordum ama... onu tanımam onunla aramda bir bağlantı olduğunu göstermez ki." Şahin kurnazdı ama kurnazlığını bir maskeydi, o tilki maskesinin ardında sahtekar bir çakal yatıyordu. Azra onda bunu sezmişti ancak Kutay... o kadar da zeki değilki belkide.
"Nerden tanıyorsun?"
"Ben esnaf değilim komiser, kimleri tanımam gerekirse onları tanırım."
Kutay yavaşca koltuğa yayılıp gözlerini Şahin'e odakladı, "Sen bir sahtekârsın avukat." ardından hızla başını geri çekip gülümsedi, "Bu hikayedeki masum kişi sen değilsin," Şahin duruşunu bozmadı, yüzünde resmi bir gülümseme saklıydı, üzerinde ise beyaz şık bir takım, odasının duvarlarındaysa Atatürk'ün portresi masasında da kızının fotoğrafı... Her şey avcıların önüne serilmiş masum figürlerdi; koca bir karanlığın önüne çekilmiş dev beyaz bir perde. "Cidden masum birileri var mı hayatta?"
Kutay dikkatini almadı ondan, bir süre sessizliğini korurken düşünmek adına kendine zaman tanıdı. "Herkesin bi günahı vardır avukat ama herkes suçlu değildir... Benim görevimde günahkarları değil suçluları bulmak. Bu yüzden burdayım." Şahin sessizdi, ona meydan okuyan gerçek bir tilkiyle karşı karşıyaydı; ona meydan okumazdı çünkü bi kurt değildi, onu suçuna alet edemezdi çünkü o bir tilki değildi ama kaçarken ardında bir kaos bırakabilirdi çünkü o bir çakaldı.
Saniyelerin ardından duyulan takırtıyla iksinin de bakışları aralanan kapıya yöneldi, içeri giren kadın düz bir suratla Şahin'e bakıyordu. "Anna hanım geldi Şahin bey." geriye çekilip sarışın kadının odaya girmesine izin verdi, sarışın iri gözlü güzel bir kadın içeri girdiğinde yüzünde varla yok arası bir gülümseme vardı, Kutay dikkatini ondan alamadı. "Anna, merhaba. Bende seni bekliyordum." diyen Şahin ayaklanarak elini uzattığında kadın onun kadar hızlı değildi.
"Merhaba." Ellerin birbirlerine uzandığı an Kutay o saçma sırıtışının ardına gizlendi. "Misafirimizde gidiyordu, seni içeri alayı-"
"Beni hanımefendi ile tanıştırmayacak mısın Şahin." Avukat durdu, ardından gözlerini Kutay'a çevirip gülümsedi. "Tabi, Anna kızımın yeni bakıcısı. Rus olan hani..." dedi göz kırparak. Kutay başını abartılı biçimde öne arkaya sallayarak ellerini önünde birleştirdi, yüzünde aptal bir sırıtış vardı. "Öyle mi? Hiç rusa benzemiyor oysaki." o an Anna'ın keskinleşen gözleri Kutay'ı buldu, üzerindeki deri ceketi ile belinde gizlemediği silahı ile birlikte ve yüksek olan o özgüveniyle onun sivil bir polis olduğunu kavramıştı. O adam bir polisti.
![](https://img.wattpad.com/cover/47781549-288-k724288.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBEDENLER
Misteri / Thriller#131 Burası cinsiyet kavramının olmadığı yer. Burası duyguların işlemediği bölge, burda sevgi yok. Merhameti kimse bilmiyor, acı her bedeni eksik kıldı. Adalet kimindi? Kurallar kime ait? İyilik kime göre doğru, Tanrı kimin yanında? Kim yaşamayı hak...