''Herkes seni benim sanacak.''
Omuzumdaki ağırlıkla kafamı zor kaldırdım. Göz kapaklarımı uykunun en güzel yerinden zorlukla araladım ve yatağın başında sinirle bekleyen Kuzey'i gördüm. Acaba beni bu saatte uyandırdığına göre mantıklı bir sebebi var mıydı?
''Kızım camış ölsüsü gibi uyuyorsun. Ne ağır uykun varmış ya bir saattir seni uyandırmaya çalışıyorum.'' '' Hadi be ordan bir saatmiş. Hem sen niye uyandırıyosun beni ya? Tam da rüyamda Brad Pitt ile aşk yaşama yolundaydık.''
'' Ne saçmalıyosun kızım sen ya? Hem o adam yakışıklı değil ki, tövbe ya.''
Uzunca bi esnedim. '' Niye uyandırdın beni acaba? İnşallah mantıklı bir sebebin vardır. Yoksa..'' '' Yoksa? ''
''Yoksa, hiç ya hiç.''
''Alışverişe gidecektik unuttun mu? İşim gücüm var kızım benim. Amcamla uğraşamam bi daha. Tam 4 dakika sonra hazırlanıp aşağı inmezsen kafanı şöminenin kenarına sürter,kıvılcım çıkarırım ona göre.''
Annem söylemişti, biraz psikopat ve karanlık tarafı vardı. Tamam çok fazla karanlık tarafı vardı. Bana bir iyi davranıp bir de buz gibi oluyordu. Yeni gelmiştim bu eve, bu hayata ama bu evde tek sevmediğim ve korktuğum kişi Kuzey'di. Tamam biraz seviyo olabilirim ama fghjjh. O emir verince yapma zorunluluğu hissediyorum. Eve geleli yaklaşık 1 ay olmuştu ve ben Kuzey'in bir kez bile güldüğünü görmemiştim. O karanlıktı, zifiri karanlık.
Kafamdaki deli soruları bi kenara atmazsam kafamda çıkacak kıvılcıma 'kader' dyip geçeceğim gibime geliyor.
''Nerde kaldın kızım ya? Yemin ederim son 11 saniye kala geldin, yoksa biliyorsun.'' '' Tamam be geldim ya işte.''
Arabaya bindik. Kafamı cama yasladım ve yeni hayatımı düşünmeye başladım. Yeni bir hayatım olmuştu. Yeni insanlar, yeni yüzler.. Annem ve babam dediğim kişiler cidden anne ve babam gibiydi. Hiç eksiklik hissetmiyordum onların yanında. Babam beni bırakıp gitmişti ve ben ona bir kere bile sarılmamıştım. Ama şimdi Tolga Baba'ma sarılıyordum.
İçimdeki ses 'Tolga baba ne kızım, mal mısın?' derken bunun ben de saçma olduğuna karar verdim. O benim babamdı, benim babam.
Arabanın durmasıyla düşüncelerimi bir kenara fırlattım. Kuzey yine hiç gülmüyordu ve yüz hatları oldukça gergindi. Ben de hiç konuşmadım, o da. Alışveriş merkezinde bir süre yürüdükten sonra nihayet bir dükkana geldik.
Mağaza sahibi bize yardımcı oldu ve okul formasını denemek için kabine girdim. Kıyafetleri hemen üzerime geçirdim. Eski okul kıyafetime çok benziyordu zaten. kabinden çıktım ve Kuzey'in bakışlarımı vücudumda gördüm.
''Olmamış.'' Bir an söylediği kelimeyi anlamaya çalışsam da cevap verme gereği duydum.''Hı? Sana fikrini soran mı oldu be?''
''Kızım uzatma. Bu ne böyle. Göt kadar bir şey. Kısa bu etek.''
''Sa.na.ne! Bunu alıyorum.'' ''Almıyorsun!''
Bu kavgayı yaparken kazanan taraf tabi kii bendim. Çok konuşurdum ve aşırı inatçıydım. Yine benim istediğim olmuştu. Alışverişi tamamladık ve eve gitmek için arabaya bindik.Arabada yüzüme bir an bile bakmadı, tek kelime de etmedi. Eve geldiğimizde de hemen odama çıktım.
Yarın okula başlayacaktım ve içimde tarifsiz bir mutluluk vardı. Kapının açılmasıyla yatakta doğruldum.
"Yarın okulda kuzen olduğumuzu kimse bilmeyecek. Tamam mı!"
Çok sert bir bakış attı. Kendimin bile zor duyduğu bir sesle "Tamam" diyebildim.
Sinirle odadan çıktı. Benden nefret ediyordu galiba.
Kafamdan bu düşünceleri silerek uykunun en derinliklerine bıraktım kendimi.
Sabah aceleyle hazırlanıp kahvaltıya indim.
"Günaydııın" diyerek annemin yanağına minik bir öpücük kondurdum.
"Günaydın meleğim"
"Okula Kuzey ile mi gideceksin, Salim Bey mi bıraksın?"
Gözlerimi Kuzey'e çevirdim, dünkü söyledikleri aklıma gelince "Salim Amca ile giderim" dedim.
Çabucak kahvaltımı yapıp okula gittik. Müdürün odasının önüne geldim ve kapıyı tıklatıp içeri girdim.
"Yağmur Öztürk?"
Bir an duraksadım. Soyadım değişmişti. Alışmam gerekti.
"Evet hocam, sınıfımı öğrenecektim de."
"Imm. 11-B yavrum. Çıkabilirsin. Bu arada sınıfındaki Oğuzcan'dan mümkünse uzak dur"
Anlamayarak başımı salladım ve odadan çıkıp sınıfımı bulmaya koyuldum. Nihayet bulmuştum. İçeri girdim ve boş bulduğum bir sıraya oturdum.
"Selam,Damla ben."
"Yağmur ben de."
"Yenisin sanırım.Bu arada dikkat et, Oğuzcan ile aynı sırada oturuyosun ve o da geldi işte"
Kapıya kafamı çevirdim. Uzun boylu, esmer,kaslı, oldukça tatlı bir çocuk girdi sınıfa girdi ve o gelince herkes sustu.
Geldi yanıma hiçbir şey demeden oturdu. Uzun bir süre hiç konuşmadı.
"Ben Yağmur" dedim ve elimi kaldırdım.
"İyi,ben de Oğuzcan."
"Meymenetsiz suratlı."
Hiç ses çıkarmadı. Son teneffüsdeydik. Kuzey'i de hiç görmemiştim. O sırada biri sertçe bileğimden tuttu ve sessiz bir yere çekiştirmeye başladı.
"Meymenetsiz suratlı ha?"
Bu Oğuzcanın ta kendisiydi. Korkmaya başladım ama güçlü kız kimliğine büründüm.
"Noluyo be! Dağ başımı burası? Tescilli öküz müsün?"
Bir an şok gećirse de beno duvara doğru itti ve elini belime doladı.
Nefesini yüzüme üfledi.
"Cehenneme hoşgeldin güzelim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ÖTESİNDE
RomanceKaranlığın ötesindeki, karanlık insanlar. Karanlığın içinde kaybolmuş, hapsolmuş, tükenmiş, her şeyi elde edebilecek karanlık bir oğlan; ve masum, hayatındaki herkesi kaybetmiş, sevgi yokluğu çeken bir kız. Ve karanlık hayatları...