4- Senin Değilim!

537 11 0
                                    

Oğuzcan kolumdan tutup duvara vurdu beni.

"Cehenneme hoşgeldin güzelim."

Bunun, müdürün Damla'nın söylediklerini şimdi daha iyi anlıyordum.

Oğuzcan nefesini suratıma üfledi.  Duvara sinmeye başladım. O sırada teneffüs zili çaldı. Koridorun sonunda Kuzey'i gördüm, ama ona haber veremezdim. "Kuzen olduğumuzu kimse bilmeyecek!" deyişi hala kulağımdaydı. Hem Kuzey benim için uğraşmazdı bile gülüp geçerdi.

"Gözlerime bak!"

Oğuzcan'ın sesiyle bakışlarımı Kuzeyden ona çevirdim. Herkes koridorda toplanmıştı.Bizi izliyordu.

Ve Kuzey daldı kalabalığın içine. Bana "noluyo lan?" bakışı attı.

Kıpkırmızı olduğumun farkındaydım. Çaresizce birinin bir şeyler yapmasını bekliyordum.

Oğuzcan belimi sıkıca kavradı ve beni kendine çekip bastırdı. O sırada gözümden bir damla yaş aktı.

Belimdeki el birden yok oldu. Etrafıma baktığımda Kuzey Oğuzcan'ı ölesiye dövüyordu.

Etraftakilerden sesler geliyordu.

"Kuzey kesin gebertir oğuzcanı." "Oğuzcan onu dövecek." "Kuzey bunun cesedini yollar ancak burdan."

Seslerden anladığıma göre Oğuzcan zararlıydı, fakat Kuzey ondan da zararlıydı.

Kuzey'in Oğuzcan'ı döverken çıkardığı sesleri anlamaya çalıştım.

"Ona bir daha dokunduğunu görürsem seni öldürürüm piç kurusu!"

"Onu ağlatan da güldüren de yalnızca ben olurum, şerefsiz."

Kuzey cümleleri ard arda sıralarken Oğuzcan da bir kez konuştu.

"Sanane lan? Senin neyin o? Yoksa o da diğerleri gibi sürtüklerin mi?"

Kuzey sinirli nefes alıyordu.

"Ona sürtük deme! O sürtüklerimden değil, o-o herşeyim. O benim! Yalnızca benim!"

Bir an duyduklarım karşısında durup kaldım. Kuzey Oguzcan'ı dövmeyi bitirdi ve elimi sıkıca tutup kalabalığın arasından boş bir sınıfa çekti.

Kalabalık bizi alkışlıyordu. Anlamıyordum.

-Kuzey'in Bakış Açısından-

Teneffüste amcamın yoğun isteği üzerine Yağmur'un sınıfına doğru gittim.

Sınıfın önünde büyük bir kalabalık vardı. Ve Oğuzcan piçi. Yine bir kızı sıkıştırmıştı.

İçimde garip bir his vardı. Kalabalığa daldım. Gördüğüm manzara sinirlerimi harakete geçirdi hemen.

Oğuzcan elini Yağmur'un beline attı ve onu kendine bastırdı. Yağmur ağlamaya başladı.

Onu öyle görmeye dayanamazdım. Koyu yeşil gözleri; "Yalvarırım beni kurtar." dercesinde bakıyordu.

Anii bir harakete geçtim ve Oğuzcan piçini yere yatırıp ölesiye dövdüm.

Kavga sırasında Oğuzcan Yağmur'u benim sürtüklerimden biri sandı. Asla! O benim sürtüğüm olamazdı. Herşeyim olurdu ama sürtüğüm olamazdı.

Oğuzcan'ı öldüresiye kadar dövdüm. Kavgayı falan da kimse ayırmadı. Çünkü kendi aralarında ilk olarak beni, daha sonra da Oğuzcan'ı psikopat olarak ilan etmişlerdi.

Saçmalıktı.

Yağmurun elini sıkıca kavradım ve onu boş bir sınıfa doğru sürükledim. Sinirlenince gözüm hiçbir şeyi görmezdi, etrafımdakilere zarar verirdim.

Ve Yağmur ile ikimiz yalnızdık!

-Yağmur'dan-

Onu ölesiye dövmüştü. Kimse de tek kelime etmeden kavgayı izlemişti. Elimden tuttuğu gibi boş bir sınıfa attı beni.

Çok sinirliydi, sanırım gözü hiçbir şeyi görmüyordu, korkuyordum.

Duvara birkaç tane yumruk geçirdi. Sanırım sinir krizi geçiriyordu. Ve bir şeyler sayıklıyordu.

Ona yaklaştım. Beni itti. Ama kolay vazgeçemezdim.

"Kuzey?"

"Yağmur git."

"Noluyo? Neden böylesin?"

Cevap yok.

"Korkuyorum."

Bu cümlemden sonra yüzünü bana çevirdi. Yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı.

"Onun neden sana dokunmasına izin verdin?"

"Yemin ederim ittim onu, ittikçe yaklaştı."

O anlar gözümün önüne geldi ve duvarın kenarına oturdum, bacaklarımı kendime çektim.

O da oturdu. Bilmiyorum ama bu olaya çok önem vermişti.Sayıklıyordu.

"Benim olana kimse dokunamaz,ben bile dokunmuyorsam kimse dokunamaz! Masum bir kızı kimse kirletemez. O benimse asla!"

"Ben kimsenin malı değilim."

Söylediğim karşısında tuhaf olsa da duraksadı. Koyu mavi gözleri ile bana baktı, sakindi.  Ya da öyle görünmeye çalışıyordu.

"Sen Kuzey Öztürksün. Sen ve senin karanlık tarafın var. Senin değilim ve asla olmayacağım. Sen çevrendeki bütün kızların senin önünde diz çöküp senin olmalarını istiyorsun. Eğer çevrendeki bir kıza başkası dokununca hazmedemiyorsun. Bu bana özel bir şey de değil bu."

Yerimden sinirle kalktım. Ve onun etrafa sinir saçan gözlerinin tam içine bakarak konuşmaya devam ettim.

"Ve ben senin sürtüklerinden de değilim."

KARANLIĞIN ÖTESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin