17- Erkek sözü.

309 2 0
                                    

Büşra; kardeşim, en sevdiğim, en güvendiğim... Dakikalar önce alıp götürmüşlerdi onu. Lanet olasıcalar benim hayatımı yine mahvetmişlerdi. Ben yine yalnızdım, yapayalnız!

Telefonumu ve sırt çantamı alıp aceleyle dış kapıya doğru yürüdüm. Beni bir el durdurdu.

''Nereye?''

Aras yine beni koruyup kollamaya çalışıyordu.

''Eve.''

''Yağmur yağıyor, hasta olacaksın, gitme.''

''Gitmem lazım'' diyerek koşarak evden uzaklaştım.

Ardı arkası kesilmeden ağlıyordum, başım ağrıdan çatlıyordu. Yağmur yağıyordu; ıslanmıştım. Ve kesinlikle çok fena hasta olacaktım. Ama umrumda bile değildi.

Arkamdan bir ara Aras'ın arabasını görmüştüm, o kadar.

- KUZEY'DEN - 

Batu sabah erkenden aramıştı, yine yeni bir mevzu vardı. Yapmam dediğim hiçbir şey yoktu, yine eskilerde olduğu gibi aynı muameleleri yapıp mevzuyu kapatıp geldim. Derin bir uykuya ihtiyacım vardı, Yağmur;'un yanında.

Ellerim kan içindeydi, evdekiler alışkındı ama Yağmur'a göstermemek için sıcak bir duşa girdim. Sonra Yağmur'un odasına gittim. Yağmur yağıyordu ve o gök gürültüsünü hiç sevmezdi. Ona sıkı sıkı sarılıp -sevgimi belli etmesem de- uyumak istiyordum.

Yağmur'un odasına gittim fakat odasında yoktu. Banyosuna, kendi odama, salona, mutfağa baktığım halde onu hiçbir yerde göremedim.

Yengem ve amcam şirkettlerdi ve hizmetçiler belki onun nerede olduğunu biliyorlardı.

''Yağmur nerede?''

''Şey efendim, Yağmur hanım sabah erkenden çıktılar.''

''Nereye?''

''Parti için alışveriş yapacakmış, oradan da eski bir dostuna uğrayacakmış.''

''Amcamların haberi var mı?''

''Amcanız birkaç haftalığına iş seyahatine çıktı, Hülya Hanımın haberi var.''

''İyi.''

Evet Yağmur'u bugün çok yoğun ısrarları yüzünden parti için alışverişe çıkaracaktım ve unutmuştum. Eminim bana küsecekti. Arkadaşına gitme konusu sinirlendirmişti beni. Telefonda Yağmur tuşlayarak aradım hemen.

Çaldı, çaldı ve çaldı.

Açan yoktu ama. Eğer o gereksiz arkadaşları yüzünden açmıyorsa hepsinin kafasını dört dakikalığına da olsa şöminenin kenarına sürter ve kıvılcımlar çıkarırdım. 

Tekrar tekrar aradım. Yine açan yoktu.

Hemen arabaya atladım ve o şerefsizin -Aras'ın- evine doğru sürdüm arabayı. Allah'tan önceden evinin yerini öğrenmiştim. Aras'ın evine geldim, kapıyı yıkacak gibi yumruklamaya başladım. Sonradan farkettim ki evin ışıkları yanmıyordu bile. 

Yağmur acaba şu yakın arkadaşı Büşra'nın yanına gitmiş olabilir miydi? Ne olursa olsun haber vermeliydi!

Batuyu aradım hemen.

''Yağmur'un arkadaşı Büşra'nın evini,numarasını falan bul bana hemen Batu.''

''Abi o kolay iş de, ne oldu?''

''Ya sen çok konuşma, bul yeter.''

Telefonu kapattım. Yağmur yağıyordu, hem de delicesine. Ama arabada beklemek yerine sokak lambasının altında bekliyordum. Telefonu kapattıktan on dakika sonra Batu yeniden aradı.

KARANLIĞIN ÖTESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin