3 >_< Tamer?

2K 185 76
                                    

"Kızım keşke almasaydın bunu. Pahalı bir şeye benziyor."

"Ya ama anne sen daha önceden bana söylemiştin. Arkadaşım bana kalem verdiğinde hediyenin pahalı veya ucuz olması önemli değil diye. Şimdi Rüzgar'ın bana verdiği hediye pahalı diye neden almayacakmışız?" Bu konuyu uzatmamayı seçen İpek

"Melisa ben seni çıkışta kreşe tekrar kayıt edeceğim. Hem arkadaşlarını özlemişsindir."

"Anne bu nereden çıktı ya? Ben burada çok iyiyim. Hem Rüzgar'ı çok sevdim ben."

"Melisa itiraz istemiyorum." Diye kendini tutamadan bağırdı ama anında pişman oldu. Şimdiye kadar Melisa'ya ufaktan da olsa kızmamıştı ki. Şimdi bağırması hiç hoş değildi.

Gözleri yaşlanan Melisa'nın dudağı da seğirmene başladı. İpek yere çöktü ve kızının elini tuttu.

"Kızım çok özür dilerim. Ama senin buraya gelmemen gerek. Bu yüzden kreşe yazdıracaktım. Kırma beni olur mu?" Gözünden düşen yaşla birlikte kafasını aşağı yukarı salladı.

"Peki Rüzgar'ı bir daha görecek miyim?" Mecburen 'Evet' demesine rağmen elinden geldiğince görüştürmeyecekti.

Biraz daha öyle kaldıktan sonra kızını öpüp ayağa kalktı. Mesai bitimine daha saatler vardı. Bu yüzden şimdi şirketten çıkamazdı. Ama çıkışta ilk işi kreşe gidip kaydını yaptırmak olacaktı.

* * *

"İyi günler" danışmaya iyi dileklerini ilettikten sonra çıkışa doğru yol aldı. Kreşe gelmiş ve kızının kaydını tekrar yaptırmıştı. Kızını kreşin kapısından isteksiz sokmuştu ancak Melisa arkadaşlarını tekrar görünce mutlu olmuştu.

Kreşte biraz durmak isteyen Melisa'yı İpek kıramamıştı. Şimdi ise Melisa'nın arkadaşlarına heyecanla küreyi göstermesini izliyordu. Rüzgar'ın onu neden verdiğini anlamasa da üzerinde fazla durmamıştı.

Her geçen dakika aileleri gelen çocuklar giderek sınıf boşalmaya başlamıştı. İpek'de Melisa'yı aldı ve eve doğru yol aldılar.

* * *

"Ya anne bugün de pembe ojemi sürebilir miyim? Arkadaşlarıma göstereceğim."

"Olmaz kızım. Kreşe seni ojeyle almazlar." Evet Melisa'yı makyaja alıştırmaması gerekiyordu ancak görünen şu ki kızı çoktan makyaj hastası olmuştu.

"Ya. O zaman rujun varya senin. Ondan süreyim. Hatta sen kipriğine siyah bişey sürüyorsun. Ondan bana da sürermisin?"

"Kızım makyaj kötü birşey. Sadece büyükler için kötü değil. Sen kötü bir şey sürmek mi istiyorsun?"

"Evet!" Yine Melisa kazanmış ve annesinin parlatıcısını sürdürtmüştü.

Anne kız kreşe gitmiş ve İpek Melisa'yı kreşe bırakıp tekrar durağa işe gitmek için dönmüştü. Fazla trafik olan yolda araç kaplumbağa kadar giderken iyice daralmıştı. Hiç bitmeyecek gibi görünen yol sonunda bitmiş ve İpek kendini otobüsten dışarı atıp şirkete doğru yol almıştı.

"Günaydın." Danışman kızın -ki hala adını öğrenememişti- selamına karşılık verdi ve asansörün yönetici katına çıkan düğmesine basıp beklemeye başladı.

Asansörde geldiğini bildiren tik sesi çaldıktan hemen sonra kapılar açılmış ve İpek masasına doğru ilerlemişti. Saatine bakan İpek 10 dk işe erken gelmişti. Bu olaya şaşırmayı geçip bu günün planını yapmaya başladı.

Tam o sıralarda Rüzgar arabasını bir marketin önüne park edip aracından indi. Marketin içine girip çikolata reyonuna yöneldi. İçinde garip bir his Melisa'ya bir şeyler alması için bağırıyordu ve bu hissi geri çevirmeyecekti.

Geriye Dönmek Mi? ASLA! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin