30 ×_× Terk Ediliş

837 59 65
                                    

"Ya anne neden ağlıyorsun?" İpek bavula kıyafetleri doldururken Melisa'da annesinin peşinde dolanıp ağlamasının nedenini öğrenmeye çalışıyordu.

"Anne, ağlama." İpek doldurduğu bavulun fermuarını kapatıp hıçkırarak yatağa oturdu. Melisa İpek'in yanına gelince İpek kızını kucağına aldı ve ondan güç alırcasına sarıldı.

"Daha iyi misin?" Bir süre sonra Melisa üzgün bir sesle kendisine sarılan annesine seslendi. İpek buruk bir şekilde gülümseyerek, gözlerindeki durmadan yenisi eklenen yaşları silmeye çalıştı.

"İyiyim. Hadi gidelim artık." Melisa neden gittiklerini, nereye gideceklerini veya daha bir çok şeyi sormak istese de sustu.

"İpek hanım? Nereye gidiyorsunuz?" Korumalar etrafta normal zamanda fazla gözükmezken bu gibi zamanlarda nasıl oluyorda birden ortaya çıkıyorlar İpek'e bir türlü anlamıyordu. 

"İpek Hanım, lütfen durun!" İpek korumaya cevap vermeden ilerlemeye devam etti.

"Açın şu kapıyı!" İpek en dış kapıya gittiğinde kapı kilitlenmişti.

"Peki efendim." İpek derin bir nefes alıp biraz geri çekildi ve kapının açılmasını bekledi.

Bir kaç saniye sonra kapıda hala bir değişiklik olmayınca kaşlarını çatıp korumaya döndü.

"E hadi aç şu kapıyı!"

"Üzgünüm İpek Hanım."

"Ne demek üzgünüm? Biraz önce peki efendim dedin?" Koruma kaşlarını çatıp elindeki telefonu gösterdi.

"Rüzgar Bey'e dedim peki diye." İpek bağırarak bastığı yere bir kaç tekme savurduktan sonra bavulun önüne çöktü. Büyük ihtimal Rüzgar eve gelecekti ve İpek buradan çıkamayacaktı. Aman ne güzel!

"Ya anne ama göz suların bitecek." İpek Melisa'nın sesiyle irkilerek kızına baktı. Ağladığını farketmemişti.

"Ağlama lütfen anne." İpek gülümseyip gözünü sildi. O sırada dış kapı açıldı.

"İpek!" Rüzgar kapıdan girince İpek hızla ayağa kalktı veya bavulunu tekrar eline aldı.

"Allah'ım sen bana sabır ver." Rüzgar kafasını havaya kaldırıp gözlerini kapattıktan sonra İpek'in yanına gitti.

"Nereye gittiğini sanıyorsun sen?"

"Sanane?"

"Zehra Hanım!" Rüzgar eve doğru bağırdıktan bir kaç saniye sonra Zehra Hanım kapıda belirdi.

"Buyurun Rüzgar Bey."

"Melisa ile biraz oynayın." Zehra Hanım kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra merdivenlerden indi.

"Zehra Hanım oynamanıza gerek yok!" İpek dişlerini birbirine geçirip kendini sıkarken Rüzgar'a döndü.

"Rüzgar içimde birikenleri taşırmak istemiyorum. Zorlama!" Söylediği iki cümleden sonra Melisa'ya doğru ilerledi. Rüzgar İpek'in kolundan tuttuktan sonra Zehra Hanım'a Melisa'yı götürmesi için işaret verdi. İpek şu anda bağırmayı çok istiyordu ama Melisa hala onlara bakıyordu.

"Rüzgar bırak." İpek dişlerinin arasından tıkladıktan sonra Zehra Hanım Melisa'yı içeri götürdü ve kapıyı kapattı.

"İpek beni dinlemeden hareket etme! Hiçbir şey bilmiyorsun!"

"Tam aksine! Her şeyi biliyorum! Hem ben seni dinlediğim zaman bana ne anlatacaksın? Aleyna ile ne yaptığınızı mı!"

"İpek ne dediğini bilmiyorsun!" Her ikisi de bağırıyordu.

Geriye Dönmek Mi? ASLA! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin