10 ×_× Aleyna!

1.4K 137 62
                                    

Kadın kadın kapının önünde biraz dikilip etrafına bakındıktan sonra Rüzgar'ı görüp bu tarafa doğru geldi. Bir kaç adım atmıştı ki İpek'in belinde duran Rüzgar'ın kolunu görmesiyle bir kaç saniye duraksayıp tekrar ilerlemeye başladı.

Saniyeler sonra Rüzgar'ın karşısına dikilip yüzündeki pis sırıtmasıyla konuşmaya başladı

"Merhaba Rüzgar ALPTEKİN. Görüşmeyeli ne kadar da uzun zaman oldu öyle değil mi?" Rüzgar elini yanında duran kızdan çekmezken İpek'te yıllar önce yaptığını yapıp karşısındaki kadını tanımıyormuş gibi davranmaya çalışıp kendini rezil edecek davranışlarda bulunmamaya çalıştı. Mesela şu anda midesi deli gibi bulunurken lavaboya koşmaması gibi.

Rüzgar ne kadar bağırmak istese de İpek'e bir şeyler belli etmemek için sakin bir tavırla konuşmaya başladı

"Evet uzun zaman oldu. Ancak senin burada ne işin var?" Kadın Rüzgar'a alınmış gibi bakarak

"Aa anlaşma yaptığınız şirketin yöneticisini bu şekilde karşılaman hiç hoş değil." Rüzgar kaşlarını çatıp

"3. yönetici sen misin?" Kadın gür bir kahkaha attıktan sonra

"Bu kadar şaşıracağını ne yalan söyleyeyim tahmin etmiştim." İpek'in mide bulantısı iyice artmış ve Rüzgar'a dönüp

"Benim bir lavaboya kadar gitmem gerekiyor." deyip koşar adımlarla gözünde tutmaya çalıştığı göz yaşlarıyla lavaboların olduğu tarafa doğru ilerledi.

İpek gittikten sonra kadın Rüzgar'a bakıp ciddileşti.

"Bu kız sekreterin galiba. Ancak sekreter patron ilişkisine göre fazla yakındınız." Rüzgar dişlerinin arasından tıslayarak

"Bana bak ALEYNA. Önceden olan şeyler bundan sonra da olacak diye bir şey yok. Eğer aklından bunu geçiriyorsan hemen sil derim."

"Neden? Kendine kullanmak için bu seferde sekreter parçasını mı seçtin?"

"Ağzından çıkanı kulağın duysun. Ben kimseyi kullanmıyorum." Aleyna sırıtıp

"Benden önce biri daha varmış hayatında. Sonra ben oldum. Benden sonra da kim bilir kaçıncı kız bu!" Aleyna İpek'i tanımıyordu. Rüzgar İpek'in de Aleyna'yı tanımadığını sanıyordu ancak yanlış biliyordu.

İpek lavaboya girdiğinden beri durduramadığı göz yaşlarına lanet edip kendini toparlamaya çalışıyordu. Hayır yani sadece bir zamanlar sevdiği adamın onu bırakıp gittiği kadınla karşılaşmıştı. Bunda büyütülecek bir şey yoktu(!) ki.

Yarım dakika kadar daha bekledikten sonra akan makyajını tazeleyip kızaran gözlerinin gözükmemesi için dua ederken kapıyı açıp dışarı çıktı. Kutlamanın yapıldığı salona geçtiğinde bir masanın başında Rüzgar, Oğuz Bey ve başka bir kızın olduğunu görüp o tarafa doğru ilerledi. Rüzgar onu gördüğünde konuşmaya başladı.

"İpek. Oğuz'un sekreteriyle tanışmamıştın herhalde." İpek kıza baktı. Sanki bu kızı bir yerden tanıyordu.

İpek 'evet' diyecekken kız konuşmaya başladı.

"İpek mi? Ben de Özge. Orta okuldaki yakın arkadaşımı bayağı andırıyorsunuz" İpek'in gözleri büyüdü ve birden

"Özge!" diye hafiften bağırıp kızın boynuna atladı.

"Prenses?" Özge gerçekten şaşırmış bir sesle İpek'e orta okuldaki lakabını söyledi.

"Evet Pamuğum benim. Ya seni ne kadar da özledim." İki adam birbirine anlamayan bakışlar attıktan sonra Rüzgar içindeki merakı gidermek için konuşmaya başladı.

Geriye Dönmek Mi? ASLA! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin