Multimedia : Rüzgar Alptekin 😄
* * *
"Evet komiser seni dinliyorum." İpek günlerdir alamadığı uykusunu dün gece garip bir şekilde huzurla almış ve sabah dinç kalkmıştı. Şimdi ise merdivenlerden indiğinde komiser Ömer Bey ile Rüzgar'ın konuştuğunu görüp yanlarına gitti.
"Rüzgar Bey henüz hâlâ bir gelişme yok ancak söylediğimiz gibi elimizden gelen her şeyi yapıyoruz." Komiser günlerdir aynı şeyi papağan gibi tekrar ediyordu ancak dediğini bir türlü gerçekleştirememişti.
"Of yemin ediyorum ayak bağından başka birşey değiller." Rüzgar bunu kendi kendine söylemişti ancak İpek yanında olduğu için duymuştu ve Rüzgar'ın kolunu uyarırcasına dürttü.
"Neyse biz araştırmalara devam edelim. Ve bakın size daha öncede söylediğimiz gibi eğer canını sıktığınız birileri varsa bu yüzden intikam almak için böyle bir şeye kalkışmış olabilirler çünkü para için kaçırsalardı çoktan fidye istemişlerdi. İyi günler." Komiser konuşup evden çıktığında İpek arkalarında ayakta dikilen Özge ve Oğuz'a kısa bir bakış attıktan sonra başını yere eğip düşünmeye başladı. İpek kimsenin canını intikam aldırtacak kadar yakmamıştı ki!
İpek bu şekilde başı eğik fazla durmuş olacak ki Rüzgar
"Ne düşünüyorsun?" diye sordu. İpek Rüzgar'ın sesini duymasıyla kafasını yerden kaldırıp ona baktı
"Birilerinin canını yakmış olabilir miyim acaba? Onu düşünüyorum." Rüzgar kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı.
"Senin birilerinin canını yakma olasılığın bile yok." Böyle demişti çünkü Melisa'nın kaçırılmasının sebebinin kendisi olduğunu biliyordu ve kimin bunu yaptığınıda. Ancak onu nerede bulacağını bilmiyordu ama ne olursa olsun bulacaktı. Bunu komisere söylememişti çünkü ayak bağı olmasını istemiyordu.
"Öyle deme. Belki bilmeden falan yakmış olabilirim." Rüzgar oflayıp konuyu değiştirdi
"Ee sen bu gün de koltuğa oturup oyuncağı yanına alıp içine kapanmayacak mısın?" İpek bu sorunun üzerine kafasını olumsuz anlamda sallayıp 'hayır' dedikten sonra su içmek için günlerdir olanlara üzülen, ancak bazı şeyleri anlamayan ama mecburen soru sormadan çalışan Burçin Hanım'ın yanına gitti.
"Günaydın İpek." Kızım dememişti çünkü Melisa'nın kaçırıldığını anlamıştı.
"Günaydın Burçin abla." İpek'de selam verip taşın üstünde bulunan sürahiden su doldurup içerken Rüzgar'da Özge ve Oğuz'u içeride bırakıp İpek'in yanına geldi. Dün yıllardır yapmak istediği şeyi yapıp İpek'e sarılmıştı ve şaşırdığı olay ise İpek'de onun sarılışına karşılık vermişti. Sonrasında ise hızla geri çekilip yüzüne bakmadan odasına çıkmış ve sonrasında ise ne dışarı çıkmış ne de birini odaya almıştı.
İpek suyunu bitirip kapıya döndüğünde Rüzgar'ın ona yoğun gözlerle baktığını görünce kafasını eğip salona geçti. Artık Rüzgar'ın bu hareketleri, bakışları kalbini sıkıştırıyor, garip bir şekilde vicdan azabı çekiyordu. Fazla umursamamaya çalışarak Özge'nin yanına doğru ilerlerken dış kapı çalınıp içeri koruma girdi.
"Rüzgar Bey kurye gelmiş. Size gönderilmiş bir kutu var." Koruma konuşmasını daha bitirmeden hepsi birden kapıya gittiler.
Rüzgar kuryenin uzattığı kağıdı imzalayıp kutuyu aldığında içeri geçip koltuğa oturdu. İpek karşısına geçip dolmuş gözlerle
"Bu seferde benden saklamaya çalışma. Aç neyse görelim." dediğinde Rüzgar derin bir iç çekip kutunun paketini yırtıp kapağını açtı. İpek gördüğü şeyle Rüzgar'ın yanına oturup kutuyu kendi kucağına çekti. İçinden Melisa'nın kaçırıldığını zamanki üstünde olan kıyafetini eline aldığı an omuzları sallanmaya başladı. Özge arkadaşının yanına oturup ona sarıldığında İpek Kıyafete sarılıp kutunun içinde bulunan başka şeylere baktığında beyaz pamuklara benzer şeylerin arasından eline bir CD geldi. Direk Rüzgar'a dönüp
"Bunu takabileceğimiz bir şey varmı?" diye sorduğunda Rüzgar her ne kadar içindekilere ilk kendisi bakmak istese de kafasını sallayıp televizyonun altındaki cihaza cd'yi takıp oynatmaya başladı.
İpek kızını televizyonda gördüğü gibi ayağa fırladı.
"Merhaba, şimdi benim bu söylediklerim anne sana ve Rüzgar'a gidecekmiş. Anne bu oyun çok uzun sürdü ya. Ben sıkıldım bu Saklambaç oyunundan. Hem madem oynuyoruz neden sen de benimle beraber oynamıyorsun? Ben seni çok özledim anne. Hem ben Rüzgar'ı da özledim." Melisa ağlarken kafasını kaldırıp arkada bir yerlere baktı. Sonra tekrar konuşmaya başladı.
"Anne videoyu kapatıyorlarmış ben seni çok özledim anne lütf-" Melisa daha sözünü bitiremeden ekran simsiyah olunca İpek de dayanamayıp hıçkırarak yere çöktü. Diğerleri hemen onun yanına gittiler ve Rüzgar İpek'in omzundan tutup salladı. İpek 'benim yüzümden' diye bir kaç kez sayıklarken Rüzgar İpek'in yüzüne bağırarak
"İpek ağlama. Hiç bir şe-" Rüzgar daha cümlesini bitirmeden İpek kollarına yığıldı. Özge Rüzgar İpek'i kucaklayıp yerden kaldırırken
"Rüzgar İpek'i bir hastahaneye filan mı götürsek?" Rüzgar Özge'ye bakıp
"Gerek yok." Diyerek ikisini de arkasında bırakıp İpek'in odasına çıktı. Rüzgar bir ara Özge'ye 'bana şirket dışında Bey demeni istemiyorum' Demişti ve Özge buna seve seve uymuştu.
İpek'in odasına çıktığında zorla da olsa kapıyı açıp yatağa ilerledi ve İpek'i yatırıp üstünü örttü. Bir müddet ayakta dikilip İpek'e baktıktan sonra kapıya ilerledi. Tam çıkacakken dayanamayıp geri döndü ve İpek'in üstünü açıp yanına uzandı. Biraz bu şekilde sevdiğini izlese sorun olmazdı.
* * *
Rüzgar gözlerini açtığında oda hala aydınlıktı. Bir kaç kez gözlerini kırpıştırıp nerde olduğunu idrak edince kafasını yan tarafa dönderdi ve İpek'le göz göze geldi. İpek sadece bir kaç dakika önce uyanmış ve ilk önce yanında yatan adamı uyandırmayı düşünmüş ancak sonra vazgeçip aniden gelen garip bir dürtüyle onu izlemeye koyulmuştu. Şimdi birden Rüzgar'la göz göze gelince daldığı yerden çıkıp korkudan sıçramıştı.
"Senin burda ne işin var?" Rüzgar oflayıp
"Bayılınca seni buraya taşıdım. Sonra da..."
"Yanımda uyuya kaldın değil mi?" Rüzgar'ın yarım bıraktığı cümlesini tamamlayıp oturur pozisyona geçti. Rüzgar'da başını olumlu anlamda sallarken yatağa oturdu. İpek o kadar yorulmuştu ki ona sataşmayacaktı.
İpek biraz boş duvara baktıktan sonra dolmuş gözlerini yanında oturan Rüzgar'a döndürüp titreten sesiyle konuşmaya başladı.
"Melisa'yı bulacaksın değil mi?" İpek polislerden çok karşısındaki adama güveniyordu. Evet garipti belki ama Rüzgar Melisa kaçırıldığından beri durmadan iz sürmüştü. Biliyordu ki kızını bulsa bulsa Rüzgar bulacaktı.
Rüzgar İpek'in titreyen sesini duyduğunda duvara diktiği bakışlarını İpek'e çevirdi ve dudağında gülümseme denmeyecek kadar küçük bir hareketlenme oldu.
"Tabii ki bulacağım. Kızım- Melisa'yı bulacağım." Kızımızı diyecekti ancak İpek'i sıkmak istememişti. Halbuki Melisa'ya 'kızımız' demeyi o kadar çok istiyordu ki.
"Her şey için... teşekkür ederim." deyip Rüzgar'a bakmadan yataktan kalkıp odadan çıktı.
Aşağıya indiğinde Özge'yi de Oğuz'u da göremeyince yapacağı bir şey olmadığından dolayı koltuğa geçip oturdu. Hala koltukta duran kızının kıyafetini alıp sarıldı. Gözünde biriken yaşları geri göndermekle uğraşırken Rüzgar'ın merdivenlerden indiğini gördü. İpek aklına gelen fikirle ayağa kalkıp Rüzgar'ın yanına gitti.
"Rüzgar bir şey soracağım." Rüzgar kafasını olumlu anlamda sallarken cevap verdi.
"Sor."
"Acaba bize gelen bu kargoyu hangi şubeden geldiğini öğrenip kimin gönderdiğini öğrenebilir miyiz?" Rüzgar bir kaç saniye düşündükten sonra
"Aslında bulabiliriz." diyerek telefonunu çıkardı.
* * *
Diğer bölümde görüşmek üzere 🙋 ❤
![](https://img.wattpad.com/cover/131147176-288-k96262.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geriye Dönmek Mi? ASLA!
RomansaRüzgar... Yıllar önce yaptığı bir yanlış yüzünden başına bela almış ve bu beladan kurtulmak için çok yanlış bir yol seçmiş adam. İpek... Canından çok sevdiği kızı Melisa'ya hayatını adamış, kalbi büyük acılar altında ezilmiş bir kadın. Kader... Bu...