19 >_< Baba!?

986 89 51
                                    

"Anne son bir tane pamuk şeker başka almayacağım, lütfen!" İpek derin bir 'of' çektikten sonra

"Melisa geldiğimizden beri yediğin 3. pamuk şeker zaten bu, yeter kızım. Bah hasta olacaksın. Hem daha elindekini bile bitirmedin." Lunaparka geleli henüz 1 saate yakın olmuştu ancak Melisa 3. pamuk şekerini yiyordu.

Melisa dudaklarını büzüp elindeki pamuk şekerin son parçasının ağzına atıp çubuğunu annesine uzattı.

"Ama anne çok tatlı napayım? Dayanamıyorum. Bak oradaki amcanın elinde duran bütün pamuk şekerler 'Melisa gel beni de ye' diyorlar." İpek'le Rüzgar aynı anda kahkaha attılar.

"Prenses annen haklı. Bak sana söz başka zaman sana oradaki 'beni de ye' diyen pamuk şekerlerden alacağım. Tamam mı?" Melisa kafasını sallayıp Rüzgar'a sarıldı.

"Tamam. O zaman onları da başka zaman yerim." İpek kızına bakıp güldükten sonra bakışlarını Rüzgar'a çevirdiğinde onun kendisine sarılan Melisa'ya parlayan gözlerle gülümseyerek baktığını gördü.

Melisa Rüzgar'dan ayrıldığında bir oyuncak dikkatini çekti.

"Anne şuradaki oyuncağa da binebilir miyiz?" İpek kızının gösterdiği yere baktığında küçük çocuklar için yapılan oyuncağı gösterdiğini gördü.

"Tabii ama o bizim için uygun değil. Sen diğer çocuklarla binerken biz de seni orada bekleriz olur mu?" Melisa başını olumlu anlamda sallayıp oyuncağa doğru koştu.

Melisa jetonu alıp heyecanla oyuncağa bildikten sonra annesine el salladı ve oyuncak hareket etti. Bir kaç saniye oyuncağa bakan İpek Rüzgar'ın ona seslendiğini duyunca bakışlarını ona çevirdi. Rüzgar yutkunup konuşmaya başladı.

"Melisa'ya babası olduğumu söylesek mi artık?" İpek'in bakışları Rüzgar'ın söylediğiyle bir anlık donuklaşsa da sonra kendini toparlayıp karşısındaki ona ne söyleyeceğini merak eden ve ağzından olumlu kelimeler çıkması için istekli gözlerle bakan Rüzgar'a hafiften dolan gözlerinin aksine tebessüm ederek cevap verdi.

"Olur, söyleyelim." Rüzgar İpek'ten olumlu bir cevap alması üzerine rahatlayıp, oyuncaktan inip onlara doğru koşarak gelen kızına baktı.

"Ben geldim! Anne oyuncak çok eğlenceliydi varya! Böyle dönderdi beni!" Melisa oyuncağı anlatırken bir yandan da eliyle daireler çizdi. İpek kızının bu hareketine gülümsemişti.

"Ya anne bak orada dönme dolap var. Hadi hepimiz ona binelim. Bak ona büyükler de biniyor." Melisa bir onay beklemeden rüzgarda savrulan saçlarıyla seke seke dönme dolaba doğru ilerledi.

Dakikalar sonra sıranın onlara gelmesiyle birlikte önlerinde duran kabine bindiler ve oyuncak hareket etmeye başladı.

"Oo anne şu yüksekliğe bak. İnsanlar çok küçük gözüküyor. Aynı karınca gibiler." Dönme dolap en üst kısma geldiğinde Melisa heyecanla, gülerek, aşağıya bakıp konuşmuştu.

"Evet annem. Karınca gibiler."

"Prenses!" Rüzgar'ın sesiyle Melisa ona baktı.

"Efendim kahramanım?" Rüzgar Melisa'nın tatlı bir şekilde konuşmasıyla kahkaha attı.

"Kahramanım mı?"

"Hı hı. Sen beni kötü adamların elinden kurtardın ya. Aynı süper kahraman gibi. O yüzden sana Kahramanım dedim. Yoksa demeyeyim mi?" Melisa'nın bükülen dudaklarına bakıp bir kahkaha daha attı.

"Olur mu prenses? Tabii ki diyebilirsin."

"Yaa." Melisa bağırıp Rüzgar'a sarıldı. Geri çekildiğinde Rüzgar İpek'e kısa bir bakış atıp konuşmaya başladı.

Geriye Dönmek Mi? ASLA! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin