4 ●_● Yangın

1.7K 170 58
                                    

Odasından çıkan adamların ardından ayağa kalkıp İpeğin yanına gitti. Bugün olan toplantısını iptal ettikten sonra İpek'e bir kaç gün izin verdi. Kendi de birkaç gün şirkete gelmeyecek bir çözüm yolu arayacaktı. Bu sırada Oğuz şirketin başında bulunurdu.

Şirketten çıktıktan sonra eline aldığı telefonla bir kaç gün önce İpek'in peşine taktığı korumayı arayıp daha dikkatli olmasını söyledikten sonra evine doğru yol aldı.

Rüzgar'ın ardından mutlu ve şaşkın bir şekilde çıkan İpek durağa doğru yol aldı. Yapacağı bir şey olmadığı için kızını kreşten alıp eve geçecekti. Hem işe gitmediği günler onu da kreşe bırakmaz, böylece kızıyla güzel zaman geçirebilirlerdi.

Fazla trafik yüzünden yaklaşık bir buçuk saat sonra Melisa'yla evlerine en yakın durakta inip anne kız konuşarak eve doğru ilerledi. Oturdukları bina görüş alanlarına girdiğinde etrafta kalabalık olduğunu gördü. Biraz daha dikkatli baktığında zemin katta olan evinin camının kapkara olduğunu gördü ve binadan kırmızı kıyafetli adamlar çıkıyordu. O anda kızının elini sıkıca tutup hızla yürümeye başladı.

Kalabalığın arasından geçtikten sonra karşısına bir görevli çıkıp onu durdurdu.
"Hanımefendi buraya giremezsiniz."

"Ya burası benim evim."

"Olabilir bırakın görevliler işini bitirsinler daha sonra sağlam kalan eşyaları almak için girebilirsiniz."

Daha fazla direnmeyip biraz ileride kaldırıma oturdu. Melisa'da yanına oturdu.

"Evimiz mi yandı." Kızının üzgün sorusuyla ona doğru dönüp kafasını hafifçe olumlu anlamda salladı. Melisa ayağa kalkıp İpek'in yüzünü avuçları arasına aldı

"Ya anne üzülme. Bana sarılsana. Hani sen bana sarıldığında üzüntün hep geçiyordu ya." Bu sözler üzerine İpek gülümseyip kızını kucağına çekip sıkıca sarıldı.

Ne kadar öyle durdular bilmiyordu ama bu anı bozan şey İpek'in omzuna dokunan bir elle irkilmesi oldu. Elin sahibine bakmak için arkasını döndüğünde Rüzgar'ı görmesiyle şaşkın bir şekilde kaşlarını çatıp ayağa kalktı.

"Görevliler işi bitirmişler. Sağlam olan eşyalarını toplamak için eve girebilirsin." Rüzgar'ın nereden haberi olduğunu bilmese de fazla üstelemedi. Ne de olsa daha sonra öğrenirdi.

Melisa'nın elinden tutarak kapkara olmuş eve adım attı. Elinde fazla parası yoktu üstelik evi de kiraydı. Bu kadar masrafı nasıl karşılayacaktı? Hem yangın nasıl çıkmıştı? Melisa'ya baktığında elinde en sevdiği oyuncak ayısını tutmuş yere çökerek yanan yerlerini düzeltmeye çalıştığını gördü. Bunları yaparken de sırtı sallanıyordu. Hemen yanına gidip yere çöktü ve Melisa gözünden düşen boncuk boncuk yaşlarla konuşmaya başladı

"Anne Bombo'ma nolmuş böyle?" Üzüldüğü zamanlar da sesi değişen Melisa'nın sesi şimdi de değişmiş küçük bir bebek edasıyla çıkmıştı.

Melisa'nın elinden tuttuğu ayıcığı alıp inceledi. Gerçekten de baya kötü görünüyordu. Melisa'nın en sevdiği çizgi film olan Ayıcık Bombo'nun aynısı olmasa da ona benzer bulduğu bir ayıcığı zorla aldırıp adını Bombo koymuştu ve zaten fazla oyuncağı olmayan Melisa'nın bir de en sevdiği oyuncağı yanmıştı.

Kızının yüzünü böyle görmeye dayanamayan İpek

"Üzülme kızım. Zaten bu oyuncak eskimiş baksana. Ben sana yenisini alırım tamam mı?"

"Ama anne bizim paramız var mı?" Haklıydı ve bu haklılık İpek'in hiç hoşuna gitmemişti. Kızına bir oyuncak bile alacak durumu yoktu. Bir de evsiz kalmışken.

Geriye Dönmek Mi? ASLA! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin