KS - 12. Bölüm: MEVLİT YEMEĞİ

17.1K 1.3K 257
                                    

Hepimize çok geçmiş olsun, Allah yardımcımız olsun. Umarım en az kayıpla atlatırız depremi. Dualarımız sizinle...

Yorum sınırı; 200.

13. Bölüm, sınır geçince gelecek.


12. BÖLÜM: MEVLİT YEMEĞİ

O bana ait.

Gülfem işe başlayalı bir hafta olmuştu. Yavaş yavaş işine alışmıştı. Siparişleri hazırlamada yardımcı oluyor, bulaşıkları hallediyor, pişirme kısmına tabii ki geçmiyordu. Şeflerin hazırladıklarının birçoğunun ismini hatırında tutamazken ne diye yardım etmeye girişecekti. Bazen masalara servise bile koşturuyordu. İşinden, arkadaşlarından, patronlarından memnundu.

Tek korkusu İdris Beydi. Onu da gördüğünde gözüne görünmemek için fazla uğraşıyordu. Adam sürekli heyheyleri tepesinde, su sesi duysa o sese çıldıran, sert bakışlı zebani gibi bir adamdı. Hemen hemen herkes onunla muhatap olmaya çekiniyordu. Bir haftanın üç günü sabah gelmişti ve vardiyasını değiştirip akşam vaktine almışlardı. Personelden üç kişi ani izine ayrılınca onun çalışma saati de değişmişti.

Şimdiyse saat neredeyse akşam sekiz olmuştu. Kafe fazlasıyla kalabalıktı. Gelen, gidenin haddi hesabı yoktu. Mutfakta hazırlıklar son hız devam ediyordu.

"Gülfem yirmi dakika mola," kendisine seslenen Yunus'la elinde duran tabağı tezgâha yerleştirip kapağı kapattı. Ellerini hızla yıkadı ve aldığı bir bardak çay ile bahçeye çıktı. Kuytu bir köşeye geçip bardağını uygun bir yere bıraktı. Cebinde duran telefonundan kardeşini aradı. Dilruba birkaç gündür rahatsızdı ve onu merak ediyordu. Evden çıkmadan önce ilacını vermiş, dinlenmesi gerektiğini tembihleyip çıkmıştı.

"Ablacım nasıl oldun?"

"Çok iyiyim abla. Sen gidince battaniye altında iyice terlemişim."

"Tamam kuzum. Dikkat et kendine. Biraz daha dinlen sonra dolaptaki yemeklerden ısıtıp ye. Acıkmazsan beni bekle."

"Tamam ablam. Sen nasılsın? Yoğun mu kafe?"

"Ben iyiyim güzelim. Her zaman ki hareketlilik değişen bir şey yok. Molaya çıktım da seni sorayım dedim."

"Ben iyiyim ablacım, sen beni merak etme sakın. Çok da yorma kendini."

"Tamam güzelim. Ben şimdi kapatayım sen de dinlen."

"Tamam," telefonu kapatıp cebine geri koydu. Çayını eline alıp yavaş yavaş yudumladı. Kendisine gelen kadını gördüğünde suratını ekşitti. Melek ile son olan olaydan sonra pek konuşmuyorlardı. Melek birkaç defa girişimde bulunmuş olsa da Gülfem tepkisini koymuş, tavrını almıştı. Aynı ortamda birbirlerini tanımazdan geliyorlardı.

"Sende mi molaya çıktın?" Aynı yerde, aynı mutfakta çalışıyorlardı. Kısık sesle mırıldansalar duyuyorlardı ama yine de bu saçma soruyu soruyordu her zamanki gibiydi vurdumduymaz Melek. Cevap vermedi Gülfem. Gerek görmedi, bu kadına kuracağı kelimelere acıdı.

"Gülfem daha ne kadar böyle kalacağız? Bak, ben bir hata yaptım, kabul ediyorum. Özür de diledim."

"Hata yaptım, özür diledim, zaten sonucu kötü bitmedi demekle olmuyor Melek. Düşündükçe durumun vahametini daha da çok anlıyorum. O akşam Cihangir Bey ve diğer adam gelip bizi kurtarmasaydı şu an çok başka bir yerde olacaktık. Ben canımı yolda bulmadım. Sen o ortamı biliyordun ama ben bilmiyordum. Sen beni o lağıma atıp kendinle birlikte yanmama göz yumacaktın. Ben sana zor bir hayat geçirdim derken ilk fırsatta beni uçurumdan at diye söylemedim."

AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin