KS - 17.Bölüm/Pt.1: AŞK SARHOŞU

17.8K 1.3K 401
                                    

Bu bölümü hem sizi daha fazla bekletmemek için hemde normalden çok daha uzun olacağı için ikiye böldüm. Sınır geçerse devamını yetiştirirsem akşama olmadı en geç yarın öğleden sonraya yayımlarım. Artık bölümlerin gelişlerini de önceden haticekubraozcankitaplari Instagram sayfasından duyuracağım.

Yorum sınırı; 370

Keyifli okumalar...

17. BÖLÜM: AŞK SARHOŞU


"Bana hep böyle bak, böyle sev."


O muazzam derecede güzel gecenin üzerinden bir ay geçmişti. Puzzle parçası misali herkesin hayatı yerine oturmuş sayılırdı. Gülfem bu şehre, işine, eve, En çok da Cihangir'e alışmıştı. Gün geçtikçe ona çekilmekten, sürekli onu etrafında görmekten, kendini sorgulamaktan geri durmamıştı. Artık utanmıyordu da üstelik. Utandığı zamanlarda Cihangir tarafından kıskaç altına alınıyor ve utanmaması hakkında uzunca bir nutuk dinliyordu ardından yeniden utandırılıyordu. Cihangir bu hayatta tanıdığı en cüretkâr, en sevimli ve en âşık adamdı. Gün geçtikçe bundan asla şüphe duymuyordu.

Her sabah olduğu gibi erkenden geldi işine. Kocaman ev sessiz, sakin ve bolca uykuluydu. Önce mutfağa geçip Güzin'e selam verdi. Her sabah olduğu gibi onu kızdırmayı başarmış ve 'Hoş geldiniz gelin hanım' deyip, onu mutfaktan göndermişti. Hırsla merdivenleri tırmanıp Cihanşah'ın odasına girdi. Minik oğlan üzerini açmış, sere serpe uyuyordu. Başında duran boş biberon sabaha yakın uyandığının kanıtıydı. Gülerek eline aldı ve çıktı odadan. Mutfağa indi ve biberonu tezgâha bıraktı.

"Uyanmamış mı daha?" Güzin, domates dilimlerken sohbet etmeye elverişli bir pozisyonda durdu. Bir eli belinde diğer elinde bıçak öylece bakıyordu kadına. Gülfem ise az öncenin kızgınlığını çoktan unutmuştu bile.

"Yok, hâlâ uyuyor. Bir görsen uyuyuşunu, sanırsın sabaha kadar kamyonla yük taşıdı. Öyle rahat, öyle derin..."

"Bu çocuk büyüyünce kamyoncu olacak demedi deme. Göbeği kendinden önce gidiyor, kaşları da bir çatıyor ki şimşek çıkacak sanırsın, eline tespih de alsa tamamdır." Gülfem gülümsüyordu bu hâline.

"Kamyoncu falan diyoruz ama tam tamına babası kılıklı kerata." Güzin işine devam ederken Gülfem devam etti sohbete.

"Tüm huyunu babasından almış zaten. Oğlunu gör, babasını görme. Surat asması, canı sıkılınca surat ekşitmesi, sinirlenince ellerini yumruk yapıp dişlerini sıkması..." Güzin elini kulağına getirip tezgâha vurdu.

"Ay şeytan kulağına kurşun iyi ki anasından almadı huylarını. Şuursuz kadının tekiydi hiç çekilmezdi ondan bir tane daha." Gülfem, domatesten bir parça alıp ağzına attı. O kadar zaman olmuştu bu eve geleli bu konu hakkında tek bir yorum duymamıştı Güzin'den. O konuşmadığı gibi Cihangir'de bahsetmiyordu eski eşinden. Çok merak ettiğinden değildi ama yine de sorma gereği duydu.

"Nasıl biriydi?"

"Kim?" İlla ki Gülfem'i açık açık konuşturacaktı bu kadın. Şimdi kimden bahsettiğini unutmuş olamazdı. Aslında olabilirdi de. Güzin konudan konuya geçme konusunda profesyoneldi.

"Annesi."

"Hazal mı?"

"Ay evet, o. Güzin yemin ediyorum deveye hendek atlatmak mı, Güzin'e çaktırmadan laf sormak mı deseler, deveyi seçerim. Çok zorsun sen ya. Sorduğuma pişman oldum yemin ederim." Güzin gür bir kahkaha patlattı. Kocaman mutfakta ses iyi yankı yapmıştı doğrusu. Gülfem çekinerek kapıya çevirdi bakışlarını. Cihangir'in duymasından korkuyordu.

AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin