KS - 22. Bölüm: GÜÇLÜ KADIN

17.6K 1.2K 411
                                    

Yorum sınırı; 400
Yeni bölüm sınır geçer geçmez gelecek :)

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar...

22. BÖLÜM: GÜÇLÜ KADIN

Gülfem ve Dilruba ebeveynleri tarafından sevilmemiş iki küçük kelebekti bu dünyaya gönderilen.

Cihanşah durmadan bağırmaya, kucağında durduğu kadına anne demeye, üstelik babasının saçlarını çekmeye devam ediyordu. Gülfem ise hâlinden oldukça memnundu. Öz annesi olmadığının farkında olsa da öyle addedilmek bile gururunu okşamıştı. Gözünden bile anlaşılıyordu mutluluğu. Dışarıdan bakan biri hemen anlardı onun memnuniyetini.

"Beyler hâlinizden memnunsunuz farkındayım ama benim yarın işe gitmem gerekiyor," dedi Candemir. Gözünden uyku akıyordu, saat de epey geç olmuştu. Gözlerinin beyazları kırmızılaşmış, göz kapakları da zor açılıyordu.

"Sen git Candemir, seni tutan mı var ağabeyciğim?" dedi hâlinden memnun olan Cihangir. Hâli fazlasıyla güzeldi. Bir kolunda sevdiği, bir kolunda oğlu şu an ondan mutlusu olmazdı.

"Ne demek seni tutan mı var? Sen o kolunla nasıl araba kullanmayı düşünüyorsun acaba?" Koltuktan kalktı ve salonun ortasında dikilmeye başladı. Gözleri koltukta oturan Dilruba'ya takıldı. Dışarıdan bakıldığında fazlasıyla güzel bir kızdı. Biraz çenesi düşüktü, dili uzundu ama yine de göze çarpan kötü bir huyu yoktu.

"Belki burada kalacağım, sana ne Candemir?" Candemir, bu cevaba verecek cevap bulmakta gecikmedi. Şu hayatta en sevdiği aktiviteler arasında ağabeyini sinir etmek birinci sırada yer alıyordu. Uzun bir süre bu durumdan mahrum kalmış olabilirdi ama artık elindeki imkânı kullanmaktan kaçınmayacaktı.

"Ne sıfatla canım? Kocası, nişanlısı, ağabeyi, babası? Sen bu kızların nesi oluyorsun koçum? El âlemin ağzına laf vereceksin sen bu kızları sahipsiz mi sandın aslanım?" Ayağının birini geriye atıp ani bir saldırıya karşı kendisini korumaya aldı. Cihangir işittikleri ile kafasını kaldırıp ölüm kokan bir bakış attı kardeşine. Yerinden fırlamak için an kollarken kardeşinin hareketlerini kontrol etmeye çalışıyordu. Onu gafil avlayacaktı.

"Güzelim sen bir saniye bekler misin?" Oğlunun emziğini Gülfem'e uzatıp ona beklemesini söylerken Gülfem onu izliyordu. Dilruba ise olanlardan bağımsız mutfağa gitmeye çalışıyordu. Cihangir ani bir hareketle Candemir'e atılınca, Candemir can havli ile Dilruba'yı kendisine siper edip salondan çıktı. Candemir arkada, Dilruba önde Cihangir peşlerinde kapının dibinde durmuş çatışıyorlardı.

"Bırak lan kızı! Bırak da kırayım o ağzını."

"Cık cık cık. Hiç yakışıyor mu o ağzına bu kötü sözler? Dilruba kıpırdayıp durmaz mısın lütfen?" Genç kızı yeniden kendisine çekerken Dilruba daha fazla dayanamayacaktı.

"Erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır dedikleri olay bu olsa gerek. Ağabeyine çıkışırken bende 'görüyor musun nasıl da pat pat konuşuyor diyordum' özür dilerim yanılmışım." Candemir işittikleri ile ağabeysini bırakmış Dilruba'ya açıklama yapmakla meşguldü.

"O çıkıştığım kısım da kalan onda birlik kısım işte Dilruba! Ne yani ağabeyime el mi kaldırayım şimdi?"

"Ha sen ağabeyine el kaldırmamak için beni siper ettin kendine öyle mi?"

"Ağabeyimi sevgilisinin önünde rencide etmek istemedim diyelim."

"Ablam öyle şeylere hiç takılmaz biliyor musun? Hadi o cesur yürekli hâllerini görelim Candemir," demiş ve adamın kolunu kendi kolundan çekip aradan kaçmıştı. Bu saatten sonrası Candemir ve Cihangir arasında yaşanacaktı. Dilruba mutfağa geçmiş bardakları yıkamış ve ablasının yanına geçmişti. O sırada Candemir ve Cihangir hâlâ atışmakla meşguldü. O içeriye girdiğinde konu değişti.

AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin