Bölüm 3

76 4 0
                                    

Kahveyi Pervin Hanım'ın istediği gibi hazırlamış giderken hala sırıtıyordum. Tesadüfe bak sen! Onu tramvayda ararken iş yerimde bulmuştum. Bu birini yerde ararken gökte bulmak gibi bir şeydi. Acaba şaşırmışmıydı? Heralde şaşırmıştır. Gidince ne diyeceğimi bilmiyordum. Midemde sebepsiz yere kıpırdamalar oluyordu. Kelebekler uçuşuyordu tam anlamıyla. Odadan ayrılamazdım. Sohbet edemezdim. Karşısında öylece dikilip durmak istemiyordum. Bu düşüncelerle içeri girdim. Pervin Hanım başını kaldırmadı bile. Girerken göz göze geldik. Gözleri elaydı, bak buna hiç dikkat etmemiştim. Hafifçe tebessüm ettim. Oda tedirgince gülümsedi.

-Masaya bırakabilirsin Selim.

Pervin Hanım'ın sesiyle kendime geldim.

-Şekerini atmadım efendim. Onun yerine biraz fazla süt koydum.

-Tamam teşekkür ederim. Evet en son Çağrı ile tanışıyordunuz.

Cümlelerini bir telefon böldü.

-Benim aşağıda bir kaç işim var. Selim Çağrının yanında kalıp ona göz kulak olurmusun? Buradan bir yere ayrılmasın.

-Peki efendim, dedim gülerek.

Göz kulakmı? Bu kadın beni kaç yaşında sanıyor böyle? Yüzüm kızarmış, kendimi kötü hissetmiştim. O ise hiç istifini bozmadan sürekli gülüyordu. Ne kadar hayat doluydu öyle. Ilk defa onu bu kadar yakından inceleme fırsatım olmuştu. Yüzü lekesiz, pürüzsüz ve çok çekiciydi. Takım elbise vücudunu mükemmel göstermişti. Aynı zamanda onda tanımlayamadığım bir şey vardı. Insana huzur veriyordu. Düşüncelerimi telefonum böldü.

-Alo?

-Çağrı? Ben Dilek nasılsın?

Dilek! Bu beni niye arıyordu şimdi?

-Çağrı ordamısın ?

-Evet, evet buradayım. Ne oldu?

-Grup ödevini hatırlatmak için aramıştım.

-Onu ben hallederim olurmu? Şu an kapatmam lazım.

-Peki, görüşürüz.

Görüşürmüşüz! Ne zamandan beri iyi olduk böyle.

-Pek sevdiğin biri değil sanırım.

Irkildim, ve gülümsedim.

-Öylede denebilir.

-Öyle insanlar o kadar çokki.

-Evet maalesef.

-Aslında karşılaşmamız iyi oldu. Sana bir özür borcum var.

-Neden?

-Tramvayda seni biraz kızdırdım galiba.

Güldüm.

-Aslında evet biraz kızdım. Ama önemli değil alışkınım ben.

-Farklı olmak nasıldır bilirim.

-Kusura bakma ama ben sende pek farklı bir şey göremedim.

Gülüştük.

-Dış görünüşe bakma canım, içim farklı benim. Yada ben öyle hissediyorum.

Bana canım demişti. Her ne kadar istediğim anlamda söylemesede, bu çok hoşuma gitmişti.

-Okula gittiğini düşünmüştüm.

-Evet okulada gidiyorum. Iki iş birden işte.

Omuz silkti. Birden keyfinin kaçtığını hissetmiştim.

-Özür dilerim. Yanlış bir şey söylemedim umarım.

-Hayır, hayır. Arada böyle dalgınlaşıyorum işte.

Tam ağzımı açacakken masadaki şirket telefonu çaldı. Selim telefonu açtı. Ardından bir kaç kelime mırıldandı ve bana döndü.

-Pervin Hanım sizi aşağıda bekliyor.

Sizi... Yine dönmüştük ilk anlara. Teyzemin insanlarda bıraktığı etki paha biçilmezdi.

-A peki. Gitmeden senden bir şey rica edebilirmiyim?

-Tabiki.

-Şu sizi bizi bıraksak. Bana teyzemi hatırlatıyorsun.

Hafif bir kahkaha attı.

-Nasıl istersen. Tekrar görüşmek isterim. Farklı insanlara ihtiyacım var sanırım.

-Her zaman burdayım.

Yine gülüştük.

-Telefon numaranı istesem, çok mu erken olur?

-Hayır. Hızlı olmak iyidir.

Hızlıca küçük bir kağıda yazıp uzattım.

-7/24 açıktır.

-İşte bu süper. Görüşürüz Çağrı.

-Görüşürüz Selim.

Şarkılar Seni HatırlatırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin