Salonda nasırlı ellerimi birbirine kilitlemiş, öylece duruyordum. Yıllardır burda köle gibi çalışmıştım ama bu salon gözüme hiç bu kadar ürkütücü gelmemişti. Gerçek altın gibi parıl parıl parlayan duvarlar sanki üzerime üzerime geliyordu. Pervin denen sürtük kollarını kavuşturmuş, sinsice beni izliyordu. Bakışları bir zavallıya bakmaktan farksızdı. Mehmet Bey'e döndüğümde aynı bakışı bir parçada olsa ondada gördüm. Asıl içerlediğim buydu, çünkü bu evde bana zavallı gibi bakmayan, beni hor görmeyen tek kişi Mehmet Bey'di. Utançla yüzümü yere indirdim. Mehmet Bey tok bir sesle konuşmaya başladı.
-Evet Gönül seni bekliyoruz. Bize bir açıklama borçlusun.
Tam o sırada arkadan cırlak sesiyle Pervin atladı.
-Bekleyecek bir şey yok Mehmet! Açıkcası ben ondan bunu bile istemiyorum. Çünkü yine her zamanki yalanlarından birini söylecektir.
Mehmet Bey'in sabrı taşmak üzereydi.
-Pervin! Konuşmasına müsaade edermisin?
Pervin Hanım gürledi.
-Ne demek müsaade edermisin? Neredeyse her sene yatağından bir hırsız sayesinde uyanmak nasıl bir duygu bilemezsin! Bana bir daha sakın bir besleme için sesini yükseltme!
Diyerek odadan hışımla çıktı. Mehmet Bey utanmış gibiydi. Böylesine saygın bir soyada karısı sayesinde gelmiş olsa bile, ona soyadının kazandırmadığı farklı erdemlerde vardı elbet. Böyle bir durumda, böyle birinin yanında eşinden azar yemek korkunç olmalıydı. Boğazını temizledi.
-Bak Gönül madem Pervin'de gitti, seninle açık konuşacağım. Yıllardır bu evde bizimlesin. Öncedende böyle olayların yaşanmış olması üzücü elbette fakat yeniden tekrarlanması çok daha üzücü.
-Bakın Mehmet be--.
-Sözümü kesme lütfen. Savunma yapma zamanın elbette gelicek. Bak Gönül, Pervin'in haklı olduğu tek bir nokta var ve ne yazıkki en kötü nokta bu. Bu olayın her sene tekrar etmesi. Bir değil, iki değil. Hepsindede seni savundum. Çünkü suçsuz olduğunu biliyordum. Ama bu sefer gerçektenden şüphedeyim.
-Bakın Mehmet Bey ben gerçekten böyle bir şey yapmadım.
-Yapmadınmı? Biraz önce telefonu aldığını kendin söyledin.
-Doğru telefonu aldım ama o amaçla değil. Hırsızlık amacı ile değil...
Sesim kısılmıştı. Yanaklarımdan iki damla yaş süzüldü. Bunu gören Mehmet Bey yumuşayacağı yere dahada sinirlendi.
-Ne demek o amaçla değil! Geçen senede Pervin'in zümrüt küpelerini cebine atarken yakalandın. Onu ne amaçla yapmıştın? Bu kadarı yeter kovuldun!!!
Beynimden vurulmuşa döndüm. Sesler kulağımda çılgınlar gibi yankılanıyordu. Kovuldun, kovuldun, kovuldun... Hıçkırarak odadan çıktım. Kendi odama girerek kapıyı ardımdam kapattım. Dolabımda duran üç beş parça kıyafeti eski bir valize tepiştirdim. Hava güzel olduğu için üstüme sadece ince bir yelek giydim. Odadan çıktım. Pervin kapının yanında adeta bir heykel gibi durmuş, yine bana o zavallısın bakışlarını göndererek bekliyordu. Gözlerim Mehmet Beyi aradı ama yoktu. Adam haklıydı. Birde kendi ağzıyla kovduğu hizmetçiyi uğurlamayamı gelecekti? Ama Pervin gelmişti. Çünkü onun amacı uğurlamak falan değildi. Benim sefilliğimi görmek ve bunu yüzüme vurmak için her zaman fırsat kollamıştı. İşte o fırsat şu anda karşısındaydı. Ona bu fırsatı veremezdim. Başımı öne eğip kapıya yöneldiğim sırada ayaklarımın dibine bir zarf düştü. Kafamı kaldırır gibi oldum:
-Al bakalım besleme! Bu ayki maaşın. Yada bu evdeki son maaşınmı demeliyim?
Sürtük! Paraya tenezzül bile etmeden başım dik evden çıktım. Kapı ardımdan gürültüyle kapandı. Son bir kez dönüp ihtişamlı villaya baktım. Bu iş burda bitmedi Pervin Kocadağ!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şarkılar Seni Hatırlatır
RomanceSevgiden yoksun bir kız.. Sevgisini kime vereceğini bilmeyen bir oğlan... Kesişen yollar onların sonumu olacak ?