Bölüm 22

32 3 2
                                    

Gözlerimi açtığımda bu kez farklı bir yerdeydim. Her yere keresteler yığılmıştı. Yerler talaş ile kaplıydı. Depo gibi bir yere benziyordu. Sonunda kendime gelip neden burada olduğumu hatırladım. Eski bir sandalyeye bir halatla bağlanmıştım. Ne ara bağladı, ne ara beni buraya getirdi hiç bir fikrim yoktu. Sandalyeyi bir ileri bir geri itmeye çalıştım. Ama sadece 1 santim ilerletebilmiştim. Birden arkamdan demir bir kapının sesi duyuldu.

"Oo, meleğim sonunda uyanmış."

Dizlerimin önüne çöküp, gözlerimin önüne gelen bir perçemi eliyle kenara çekmeye çalıştı. Yüzümü çevirdim.

"Hadi ama! Çok çirkin oluyorsun böyle."

Çok sinirliydim birazdan patlayacaktım. Ama ağzıma lanet olası bir bant yapıştırmıştı. Sakin olma taklidi yaparak bandı açmasını istedim.

"Ama bağırmayacaksın sözmü?"

Yavaşca kafamı salladım. Doğru bağırmayacağım, çemkireceğim. Bantı ağzımdan söker sökmez bağırıp, tepinmeye başladım.

"Allah'ın belası pislik! Piç! Teyzem beni bulduğunda sen bittin. Gebertecek seni! Hele Selim'den asla ama asla kaçamayacaksın!

Tiz bir kahkaha attı.

"Ayy, ne duygusal bir senaryo. Tabi teyzenin beni gebertmesi dışında. Bak canım, teyzeni ve Selim'i unutsan çoook iyi edersin. Çünkü bir daha onları görebileceğini sanmıyorum."

O sırada demir kapı bir kez daha açıldı. Kafamı çevirdiğimde gördüklerim karşısında küçük dilimi yutacaktım. Gelen Gönül'dü!

"Efendim, Pervin Hanım'ın işi halloldu."

"Teyzeme ne yaptınız?! Sizi pis beş para etmez ahmaklar!"

Gönül'e döndüm.

"Teyzem sana güvenmişti. O sana evini açtı be ahlaksız kadın! Yoksa sen sokaktaydın şimdi. Böylemi teşekkür ediyorsun ha?! Hay seni orosp-"

Burak'ın attığı tokatla yere serildim. Kafamı yere çarpmamla yüzüme çarpan su bir oldu. Burak sandalyeye ayağını takarak beni kaldırdı. Tokat attığı yer sızlıyordu. Başımdaki darbe daha kötüydü. Yarı açık bir gözle arkalarından bakarken onlar demir kapıyı sürgüleyip çıktılar.

Herhalde 3 saat oldu dedim içimden. Pervin Hanım dünki tuhaf telefon konuşmasında sonra yarın saat 1'de benim eve gel demişti. Eve geldğimde evde yoktu. Hizmetci kadın bahçede beklememi söylemişti. Zaten hava sıcaktı, üstüne üstlük babamı görmem gerekiyordu. Çağrı kayıptı. Her şey üst üste gelmek zorundamıydı? Ben tam bu düşüncelere dalmışken omzumda bir el hissettim.

"Hoşgeldin Selim, içeri geçsene."

Pervin Hanım'ı takip ederek eve doğru ilerledim. Ev dışarıya göre kat kat daha serindi. Derin bir nefes verdim. Büyük kapıdan içeri girdik. Anladığım kadarıyla çalışma odasıydı. Evin yarısıda diyebilirim. O kadar büyüktü. Pervin Hanım ev telefonundan birini arayıp bir şeyler istedi. Evdeki hizmetciyi ev telefonundan arıyordu. Şaşkınlığımı gizleyerek oturdum. Oda karşıma geçti.

"Bakın Pervin Hanım ben telefonda dediklerinizden hiç bir şey anladım."

"Onun için buradasın zaten Selim."

Yüzü gergin ve endişeli duruyordu.

"Ben, Çağrı'ya bir türlü ulaşamıyorum. Biliyorum aramızdaki ilişkiyi size taşımamamız gerektiğini söylediniz ama çok merak etmeye başladım."

"Selim öncelikle sakin ol tamam mı? Çağrı'nın nerede olduğunu biliyorum."

Derin bir nefes verdim.

"Nerede, nerede? Hemen onu görmem lazım."

Tam ayaklanıyordumki Pervin Hanım tiz bir çığlık attı.

"Selim otur dedim sana!"

Yavaşca koltuğa geri çöktüm.

"Şimdi sana herşeyi anlatacağım. Ama sözümü kesmeyeceksin tamam mı?"

Başımı salladım.

"Çağrı kaçırıldı."

Bir an kan beynine sıçramak ne demekmiş onu anladım. Gözlerimi büyütmüş bağıracakken kolumu tuttu.

"Selim beni dinlemen lazım. Lütfen ama lütfen sakin ol! Ona asla bir şey yapamazlar. Bana şantaj yapıyorlar."

Artık konuşma sırasının bende olduğunu hissetmiştim.

"Pervin Hanım ben artık çıldıracağım. Ne oluyor ne dönüyor anlamıyorum. Kim şantaj yapıyor, kim kaçırdı Çağrı'yı? Neden polise haber vermiyorsunuz?"

"Polis yok Selim duydun mu? Yok! Sana güvenip anlatıyorum. Tahmin ettiğim kişiyse işimiz çok daha zor, çünkü derdi sadece benimle değil Çağrı'ylada olur."

"Kim bu tahmin ettiğiniz kişi?"

"Burak."

Daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum. Ayağa kalkarak evden fırladığım gibi çıktım. Delirmek üzereydim. Hızlıca ana caddeye çıkıp koşmaya başladım. Gözlerimden tuhaf şekilde yaşlar akıyordu. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Bütün dünyam yok olmuş gibiydi. O sırada bir araba sesiyle irkildim...

Şarkılar Seni HatırlatırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin