Bölüm 10

42 3 0
                                    

Telefonuma baktığımda Selim'in saatler önce mesaj attığını gördüm. Birden yüzüm düştü. Nasıl cevap vermezsin ?!..

Burcu yüzümün düştüğünü görünce:

-Noldu? Sen iyimisin?

-Evet iyiyim. Selim mesaj atmış ama ben görmemişim, dedim.

Burcu gözlerini devirdi.

-Aman ne kadar önemli. Bak kızım sen bu Selim'e çok takıldın. Sayır zaman umursamadığın şeyleri abartır oldun iyice. Kendine gel, bu kadar kaptırma.

-Ay tamam be hevesimizi kursağımızda bırakma sende.

Söylene söylene okuldan çıktık. O sırada telefonum çaldı:

-Bak yine Selim'i arıyordur.

Gözlerimi devirip cevapladım,

-Alo?

-Çağrı Hanım ben Gönül, teyzeniz sizi aramamı istedi.

-Evet?

-Bu gün akşam kendi evinde bir yemek veriyor. Önemli misafirleri varmış, sizinde burda bulunmanızı istedi. Şöför sizi saat 7'de alacakmış.

Derin bir iç geçirdim.

-Peki tamam saol.

Burcu hemen atladı.

-Ne diyor Romeo?

-Selim değil teyzemin yardımcısı. Akşama yemek varmış. "Önemli misafirlerle" offff bıktım bıktım.

Burcu güldü bende kapıdan bir taksi çevirdim.

Pervin Hanım'ın peşinden asansöre doğru koştururken nefes nefese kalmıştım.

-Hadi Selim hadi! Acelem var.

-Geldim Pervin Hanım geldim. Şey bu arada Çağrıya ulaşamıyorum. Acaba nerede olduğu hakkında bir fikriniz varmı?

Bana dik dik baktı.

-Bir kuralı söylemeyi unuttum galiba. İş yerinde aşk olmaz. Bunu hala öğrenemedinmi?

Yüzüm kızarmıştı.

-Özür dilerim ben-

-Çağrı bu gün bana gelicekti. Akşam misafirlerim var. Geldiğinde onunla konuşurum olurmu? Neyse ben çıkıyorum, yarın erken gelmen gerekecek.

-Peki efendim.

Kalem eteği ve kürküyle odadan salına salına çıkarken arkasından baktım. O kürkle Mayıs'ın ortasında yanmıyormu bu? Telefonu elime aldım, ikinci çalıştan sonra bir des duydum:

-Çok şükür Çağrı, öldürdün beni meraktan.

-Özür dilerim Selim, ben mesajını görmemişim.

-3 kerede aradım.

-Üzgünüm derste olmalıyım. Ee nasılsın?

-Offf. Telefonlarıma bir cevap versen daha iyi olucam. Iyiyim işte şirketteyim, birazdan çıkarım.

-Buluşalımmı bu gün?

-Sen teyzemlere yemeğe gitmeyecekmisin ?

-Ayyyy tamamiyle aklımdan çıktı, şöför birazdan gelir ve ben hazır bile değilim. Çok saol Selim, öptüm çoook.

Ve çatt... Bu kıza ne oluyor böyle?

Teyzemin villasının süslü bahçesine girdiğimizde ben hala arabada makyaj yapıyordum. Arabanın durduğunu bile fark etmedim.

-Geldik efendim?...

-A özür dilerim, teşekkürler.

Arabadan indim. Bahçenin tam ortasında bulunan küçük şelale şırıl şırıl akıyordu. Bu evde bu bahçede çok fazla anım vardı. Yada ben öyle hatırlıyorum. Kapıyı çalmamla açılması bir oldu. İçeri girdim.

-Hoşgeldiniz Çağrı Hanım. Teyzeniz sizi bekliyor.

Ihtişamlı salona doğru ilerledim. İçerden hafif bir klasik müzik sesi geliyordu.

-Teyze?

-Aa hoşgeldin Çağrıcım. Bende seni bekliyordum. Geç otur şöyle.

Teyzemi ilk defa bu halde görüyordum. Yüzünde aptal bir sırıtış ve bir o kadarda ciddiyetsiz bir bornozla salonun ortasında dikiliyordu. Ağzım bir karış açık kaldı:

-Bakma öyle, herşey aceleye geldi. Kalk bakalım, ooo süper olmuşsun. Harika. Bu akşam Nejat beyler gelicek, muhteşem görünmemiz lazım.

Bir dakika bir dakika Nejat beylerimi dedi o?

-Hangi Nejat?

-Ayy ilahi Çağrı, Özilhan tabiki.

Hayır yo yo olamazzz..!

Şarkılar Seni HatırlatırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin