Bölüm 4

61 4 0
                                    

Arabada oturmuş, hala sırıtıyordum. Teyzem yanımdaki koltukta makyaj çantasını karıştırıp, söyleniyordu yine kendi kendine. Bir ara başını kaldırıp bana baktı.

-Ne o Çağrı? Aşıklar gibi düşünüp düşünüp gülüyorsun.

-Bir şey yok teyze. Nereye gidiyoruz şu an?

-Akşam yemeğine.

-Teyze ben gelmiyim. Yapılacak çok işim var.

-Off Çağrı iş, iş, iş.

Diyene bak dedim içimden. Şirket yüzünden kocasına bile vakit ayırmayan bir kadının sözleriydi bunlar.

Yine o sinir bozucu sesiyle devam etti.

-Selim'le pek iyi anlaşmışa benziyorsun.

-Sen nerden biliyorsun ki?

Yüzüme tuhaf tuhaf baktı.

-Bak sana bir teklifim var. 2 gün sonra bir iş yemeğine çıkıyoruz. Selim'le. Seninde orda bulunmaktan hoşlanacağını düşündüm.

-Olur seve seve gelirim!

Teyzem şaşırmışa benziyordu. Birden yüzüm kızardı. Biraz fazla istekli gibi görünmüştüm. Neyseki teyzem fazla uzatmadı.

-Tamam, yemek saat 8'de lütfen geç kalma olurmu? Arabada Selim'de olacak, bekletmek istemezsin.

Hınzırca güldü. O sırada araba evimin önüne gelmişti.

-Görüşürüz teyze.

-2 gün sonra. Sakın unutma!

Siyah BMW hızla uzaklaştı. Bir müddet arkasından baktım. Ardından binaya yöneldim.

Pervin Hanım'ın son isteklerinide yerine getirip eve gelmiştimya bundan daha iyi bir şey olamazdı. Yorgun bir şekilde kendimi yatağa attım. Sırt üstü uzanıp Çağrı'yı düşünmeye başladım. Tam o sırada annem elinde çamaşır sepeti odama daldı. Çok fazla bitkin görünüyordu. Sessizce doğrulup onu izlemeye başladım. Etrafa saçılmış kıyafetlerimi sepete tıkıştırıyordu.

-Anne, iyi misin?

-Her zaman ki gibi işte. Nasıl olabilirim başka? Günün nasıl geçti?

-İyiydi işte.

Başıma bir öpücük kondurdu.

-Yemek hazır olunca çağırırım.

Ardından kapıyı yavaşça kapattı. Gözlerim doldu. Anneme her zaman çok üzülmüşümdür. En kötüsü hasta bir koca değil, onu hatırlamayan hasta bir koca olmalıydı. Nasıl dayanıyordu? Emek verdiğin, canın, ciğerin, bir ömrü beraber paylaşmaya söz verdiğin eşin seni hatırlamıyordu. Babam Alzheimer (alzaymır) hastasıydı. Iyileşmesi için mucize gerekiyordu. Bazen aklıma beni bile hatırlamadığı gelir. Küçük bir çocuk gibi ağlarım. Gözyaşlarımı silip, Çağrı'ya numaramı kaydetmesi için mesaj attım. Ardından banyoya girdim. Bu günün yorgunluğu sadece bir banyo alırdı.

Evim savaş alanı gibiydi. Hiç şaşırmadım. Yerdeki bir kaç paçavrayı ayağımla kenara ittirdim. Camları açtım. Ve hızlıca evi toplamaya giriştim. Yemek daha 2 gün sonraydı ama beni felaket bir heyecan sarmıştı. Ne giyicektim? Pek fazla şekil almayan kısacak saçlarım ne olacaktı? Bu düşüncelerle kan ter içinde kalmışken telefonuma mesaj geldi. Koşarak çantamın içinden telefonu buldum. Yabancı bir numaraydı.

"Selam :) Ben Selim numaramı kayıt edersin. Görüşürüz."

Kalbim neredeyse yerinden çıkacaktı. Hemen mesaj yazdım.

"Kaydettim bile :)"

Biraz bekledim. Cevap gelmemişti. Gerçi böyle bir mesaja cevap beklemek saçmaydı ama yinede bekledim. Zaten insan hep olmayacak şeyleri beklemez miydi?

Şarkılar Seni HatırlatırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin