Gözlerimi açtığımda başımda çılgınlar gibi bir ağrıyla karşılaştım. Etrafıma bakındığımda Selim'in kollarında uyuduğumu farkettim. Suratıma öyle bir gülümseme oturduki içim ısındı. Onu rahatsız etmeden yavaşca kalktım. Dün gece deliler gibi gülmüş, çok güzel zaman geçirmiştik. Kahvaltı hazırlamalıydım. Selim'in annesinin mutfak işlerinde çok iyi olduğunu biliyordum. Selim bir çok kez annesinin bu konuda bir numara olduğunu söylemişti. Belki annesi kadar iyi değildim ama onuda aç gönderemezdim. Elimden geldiğince sessiz olmaya çalışarak buzdolabına yöneldim. Elime ne geçerse tezgaha koydum. O sırada Selim'in sesini duydum.
-Çağrııı?
-Burdayımm.
Suratında küçük bir çocuğun uyku mahmurluğu kadar tatlı bir ifade vardı. Gülümsedim, ve yanağına bir öpücük kondurdum.
-Günaydın Cuma günüm.
Suratını buruşturdu. Ve tezgahın üzerinden bir elma alıp yemeye başladı.
-Ne yapıyorsun sen ?
-Kahvaltı hazırlıyorum.
-Bebeğim gerçekten gerek yok.
Ardından saate baktı. Birden gözleri büyüdü.
-Eyvahhhh! Şirkete geç kaldım, daha eve uğrayıp üstümü değiştirmem gerek.
Aceleyle ceketine uzandı.
-Dur hayatım, dur! Ne bu acele.
-Çağrı teyzen bu sefer öldürür beni. Hele sende kaldığımı duyarsa.
-Sakin ol, tamammı?
Tabi o ben demeye kalmadan yanağıma hızlıca bir öpücük kondurup kapıyı çarptı. Pfff, neyse bende kendime hazırlarım...
Aynanın karşına geçip saçımı sıkıca bir topuz yaptım. Dün bir çok şey değişmişti. Burakla buluşmuş planı yapmıştık. Ayrıca oğlumada söz verdiği gibi kendi şirketlerinde şöförlük işi vermişti. Bunu duyan gelinim onlarda kalmama müsade etmişti. Topladığım valizimi alarak odadan çıktım. Asla gelinime pabuç bırakacak değildim ama şu an onlara ihtiyacım vardı. Eee ne yaparsın? Bükemediğin eli öpüceksin. Anahtarı resepsiyona bırakıp İstanbul'un kalabalığına karıştım. Eğer bu akşam her şeyi doğru yaparsam, tüm istediklerim bir gecede elime geçecekti. İstediklerim nelermiydi? Pervin'in bana yalvarması. Hayatımda bunu görmeden ölmeyecektim. Kendime söz vermiştim. Aynı zamanda elimede beni uzun zaman idare edecek para geçecekti. Bu sayede torunlarım ve oğlumla gelinin dırdırı olmadan yaşayacaktım. Plan şuydu, bu akşam Pervin büyük bir balo salonunda bir o kadar büyük bir parti düzenliyordu. Partinin asıl amacı iş için olsada eğlenceyi eksik etmeyekti. Ben partiye hizmetçi olarak girecektim. Burda tek ters düşen şey Pervin'in beni tanımasıydı. Burak o kadar kargaşada seni tanımaz demişti, ama ben işimi sağlama almak için saçlarımı boyatmıştım. Biraz garip duruyordu ama değerdi. Burak'ın bahsettiğine göre, salonun arka tarafında başka bir çıkış kapısı varmış. Aslına bakılırsa benim tek yapmam gereken parti boyunca Çağrı'yı izlemek ve parti bittiğinde onu arka kapıdan çıkarmaktı. Kendi kendime bunu kurgulamıştım bile. Kimsenin ruhu bile duymayacaktı. Üstümde olağanüstü bir özgüvenle oğlumla buluşacağımız yere geldim. İyi kötü eski bir arabası vardı. Koşarak sarıldım, ve arabaya bindik. Hadi bakalım oyun başlasın..!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şarkılar Seni Hatırlatır
Roman d'amourSevgiden yoksun bir kız.. Sevgisini kime vereceğini bilmeyen bir oğlan... Kesişen yollar onların sonumu olacak ?