19

17 5 5
                                    

azk 1234567  arkadaşım bu bölümü size ithaf ediyorum :)
Şimdiden keyifli okumalar :))))

Nihayet,

Nihayet kavuşmuştu dünya güzeline. Bu saatten sonra Nehir seni istemiyorum bile dese Demir için fark etmezdi. Demir 'in basını çağırmasın daki tek etken buydu. Dost, düşman kim varsa Nehir' in kendine ait olduğunu bilmeliydi.

Demirin hesap etmediği tek şey ise seneler öncesinde kaldığını düşündüğü hayaletlerin artık ortaya çıkmak istemesiydi.

Zafer 'in izniyle Nehir' i nişandan sonra kendi evine getirmiş, yanından bir an olsun ayrılmasını kabul etmemişti.Nehir, ilk defa kendine bu kadar yakın, kendisinin olmaya kendini bu kadar hazır hissetmişken nasıl bırakırdı Demir onu. Bu kızı hiç düşünmeden ömür boyu bekler, bir gülüşüne, masum bir bakışına ömrünü hiç çekinmeden adardı.

Nişan biter bitmez dağılan kalabalıkta ki bir kişi vardı ki bir telefon uzaklığındaki kıza ulaşıp haber vermenin dışında başka bir sıkıntısı yoktu.

Çalan telefonu umursamayan Büşra sıkıntıyla ufladı. Gene hangi salak arkadaşı arıyordu acaba? O telefona bakmamak için direndikçe telefon çalmak için diretiyordu. En sonunda telefonun sesine dayanamadığı için eline alıp telefona baktı. Arayan kişiyi görünce ister istemez kaşları çatıldı. Bu kız kendini sabahın bu saatinde neden arardı ki?

"Efendim, Buse?"

"Büşra , merhaba tatlım. Uyandırmadım değil mi?"
"Aslında uyanmıştım ve sabah kahvemi yudumluyorum."

"Iıı, aslında aramakla iyi mi, kötü mü yaptığımı bilmiyorum ama sana söyleme gereği hissettim."

"Buse, ağzında gevelemesen de söylesen artık diyorum?"

"Iıı, Tamam. Demir, Nehir denen kızla nişanlandı ve bunu herkesin görmesini sağlamak için de basın önünde nişanlandı. En kötüsü de kızdan gözlerini ayıramıyordu Büşra .Sanki bu dünyada o kızın dışında başka bir kız yokmuşçasına. Demir 'i ilk defa bir kıza böyle güzel, böyle derin bakarken yakaladım. Hatta Ben, bir an karşımda başka bir Demir olduğunu bile düşündüm inan."

Büşra , duyduklarının şokuyla nefes alamadığını hissetmeye başladı. Aklına gelenler ise onu çıldırtmaya yetmişti. Kızın güzelliğini Büşra 'da görmüştü. Allahın özenerek yarattığı bir kızdı. Makyajsız suratıyla, insanların bakmaya doyamayacağı o yemyeşil gözleriyle ve en önemlisi masumluğu. O kızın masum olduğunu ilk bakışta anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

Bir an düşündüklerinden karşı taraftan gelen sesle ayrılarak,
"Buseciğim, teşekkür ederim ama benim için inan önemli değil. Sonra görüşürüz." diyerek artık tahammül edemediği konuşmayı sonlandırma çabasındaydı.

"Görüşürüz, hayatım" derken kızın yüzünden gülücükler eksilmiyordu. BÜŞRA , gerçekten çok güzel bir kızdı yalnız içi o kadar kötüydü ki dış güzelliği, kalbinin kötülüğünü kapatamıyordu.

Az çok onun hakkında söylenilenlerden ise haberdardı Buse. Zafer'in ve Demirin zoruyla senelerdir Türkiye'ye gelemediğinden ve babasının da onu yanında istemediğini biliyordu. Üniversite 'de sevgilisini elinden aldığını asla unutmamıştı ve bunu sadece Buse' nin güzelliğini kıskandığı için yaptığını da itiraf etmişti. Buse, kendisine inanmayan biri için üzülmüyordu ama o dönem yaşadığı travmayı unutması mümkün değildi. Hala daha ayda bir kere psikologa gidip kendini iyi hissetmek için elinden geleni yapıyordu.
Ne yazık ki tüm bu çabaları onun insanlara güven duymasını hala daha sağlamıyordu.

Büşra , daldığı düşüncelerden uzaklaşarak "Bunu sizin yanınıza bırakmayacağım Demir. En kısa zamanda göreceksiniz."

Karşı cephede olanlardan habersiz Demir ve Zafer, kızlardan uzakta sohbet ediyorlardı.

Zafer, "Demir, Londra 'ya gitmeden koruma sayısını arttır lütfen. Böylece sizi daha az düşünmüş olurum." deyince Demir kafasını olumlu anlamda salladı.

"Adamları ayarladım abi, sen merak etme."

"Tamam, umarım sorun çıkmaz."

"İnşallah abi. Artık Nehir' le sessiz sakin bir hayat istiyorum sadece."

"İnşallah Demir, inşallah."

Nehir"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin