3.10. Ya Kurallar Yanlışsa?

242 24 4
                                    


Müzik: Göçtü kervan kaldık dağlar başında, Enstrümental.


Haziran 1995

Ümraniye-Şile yolu üzerindeki Altunizade Tüneli inşaatının dosyalarını inceliyorum. Sanırım şimdi adı Vecdi Diker Tüneli. Karşıma ilginç bir durum çıktı. Fazla teknik detayına girmeden anlatayım.

Tünel inşaatında tünelin uzunluğu arttıkça çalışmak zorlaşır değil mi? Bu yüzden tünelde yapılan işlere uzunluğa göre artan oranda bir zamlı fiyat uygulanır. Bu anlaşılır bir şey. Elimdeki dosyada tünelde yapılan işlere zamlı fiyat verildiğini görüyorum ama şöyle bir tuhaflık var; açılan tünel uzunluğuna göre zam oranı hesaplanmamış, proje bittiğinde ne kadar olacaksa uzunluk ona göre zam oranı hesaplanıp baştan itibaren uygulanmış. Bu doğru görünmedi bana.

Veysel abi ile konuştum.

"Bundan bir şey çıkmaz." dedi kendinden emin bir şekilde.

"Bence çıkar." dedim. "Tünel bittiğinde belki aynı hesaba gelecek ama bu birim fiyat tariflerine göre daha kazmayı vurduğu anda zamlı fiyat uygulamaları doğru değil."

Veysel abi ikna olmamıştı. Birim fiyat tarifi biraz karmaşık görünüyordu.

"İşi gücü tünel yapmak olan bu kadar karayolu mühendisinin bu işte hata yapacağını sanmıyorum. Mutlaka bir açıklaması vardır." dedi.

Birbirimizi ikna edemeyince bir yemek ısmarlamak üzere iddiaya girerek meseleyi tatlıya bağladık.

Tünelin kontrol mühendisini çağırdım. Birim fiyat tarifini gösterip uygulamanın buna uymadığını anlattım. O tarifler sadece o işin uzmanı olanların anlayabildiği şifreli bir kutsal kitap. Tet, ano, iksa kelimelerini ve formülleri görenlerin "Tövbe bismillah!" diyerek uzaklaştıkları tarifleri ben hamarat bir ev kadının yemek tarifi gibi anlatıyorum mühendise. Şaşkın şaşkın bana bakıp;

"İnşaat mühendisisiniz herhalde üstad!" dedi.

Hiç de değil. Kamu yönetimi okudum, o kadar. Ama bu birim fiyat tariflerini anlamak için mühendis olmaya gerek yok. Okuyucularımın da basit bir şekilde anlattığım yanlışlığı anladığını tahmin ediyorum.

Mühendis sorunu anlayıp gitti. Daha sonra kontrol şefi ve diğer yöneticilerle birlikte geldiler.

"Tarife göre 300 metreye ulaşıncaya kadar zam yok. Ondan sonra her 100 metrede artan oranda zam uygulamanız gerekiyor." dedim.

"Üstad ne fark eder?" dediler. "En son hakedişte zaten tünelin toplam uzunluğuna göre zam oranı uygulanacağından toplam ödeme aynı olmayacak mı?"

"Evet toplam ödeme işin sonunda aynı olur. Ama iş bitmeyebilir, ya da şirket başta kolay olan kısmı yapıp işi bırakabilir. O zaman ne olacak?"

Karayolcular birbirine baktı.

"Üstad bu tünel inşaatı tam tünelin ortasında başka şirkete devredildi!" dediler.

<Yaa gördün mü?>

Şaşırtıcı bir durumdu. İnşaatı STFA'dan Limak devralmış. Tünelin kolay kısımlarını STFA yapmış, zor kısımları Limak'a kalmış. Hakedişlerdeki yanlış uygulama yüzünden STFA'ya o sırada haketmediği bir 25 milyar lira ödenmiş.

STFA en büyük inşaat şirketlerinden biri. En sorunlu işlerde karşıma çıkıyordu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde, Galata Köprüsü'nde ve şimdi burada. Büyük şirketlerin işi bitirmeye odaklanmak yerine mevcut işten idari kararlar, sözleşme değişiklikleri ve davalar yoluyla maksimum parayı almaya çalıştıkları kanaatine varmıştım o zamanlar. Limak gibi orta boy şirketler daha iyi iş üretiyordu.

Tuhaf Bi Denetçinin AnılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin