Müzik: Acmal ahsas, Elissa
Kasım-Aralık 2000
Sayıştay üç rapor gönderiyordu Meclise 2000 yılının sonlarında. Genel Uygunluk Bildirimi ekinde giden Hazine İşlemleri Raporu ve İzleme Raporu dışında bu defa müstakil olarak bizim raporumuz, 2000 Yılı Mali Raporu da gönderilmişti.
Raporumuz 15 Kasımdan itibaren basında yer almaya başlamıştı. Daha önce hiç olmadığı şekilde gümbür gümbür kamuoyunun gündemine geliyorduk.
Hükümet için çok tedirgin ediciydi bu rapor. 98'de IMF ile yakın izleme anlaşması yapılmıştı. 2000 yılında yapılan ortak açıklamalarda her şeyin çok iyi gittiğine dair mesajlarla ülke ekonomisi için pembe bir tablo çizilmekteydi. "Ülke batıyor, acil önlemlar alınmazsa kriz geliyor!" diyerek ortaya çıktığımız sıralarda IMF ile niyet mektubu görüşmeleri devam etmekteydi.
Hükümet bizim raporun doğuracağı etkileri kontrol altına almak için ciddi ciddi çalışmış. Hazine yöneticilerinden biri bana epey zaman sonra şunu anlatmıştı:
"2000 Yılı Mali Raporu ortaya çıktığında müsteşar, yöneticileri ve güvendiği uzmanları bir toplantıya çağırdı. Raporu önümüze koyup şöyle dedi: "Arkadaşlar bu raporu mutlaka gözden düşürmemiz gerekiyor. Çok titiz bir şekilde inceleyin, her noktasına ilişkin eleştirilerinizi hafta başında bana getirin."
İkinci toplantıya gittiğimizde; "Sayın müsteşarım, bu rapordaki veriler bizim ve diğer kurumların resmi verileri. Buna bir şey diyemeyiz." dedik. Eleştirecek bir şey bulan çıkmadı. Müsteşar hayal kırıklığı ile raporu aldı gitti."
Rapora karşı çıkamayacağını anlayan hükümet farklı bir strateji izledi: ölü taklidi yapmaya karar verdi. Bu raporla ilgili koparılan yaygarayı duymazdan geldi, hiç bir soruya cevap vermedi, hiç bir açıklama yapmadı. Fakat Meclisteki görüşmelerin kritik olduğunun farkında idiler. Hazine ve Maliye, raporumuzun gündeme gelmesini engellemek için Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ile birlikte yoğun çalışma yaptılar. Nerden mi biliyorum? Okan Müderrisoğlu 4 Aralık'ta köşesinde açık açık yazmıştı.
Okan'ın değişim dönüşüm peşinde olan Sayıştayı "muhafazkar eğilimli" diye tanımlanması gerçekten tuhaftı. Hazineciler ona "bunlar dinci" filan demiş olmalılar. O da böyle çevirmiş galiba.
Ayrı ayrı raporlar gidince işler biraz karışmıştı. Gazeteci de Komisyon Başkanı da hükümeti asıl tedirgin edenin 2000 Yılı Mali Raporu olduğunu tam kavrayamamıştı sanırım. O raporu biz yönetimin şiddetle karşı çıkmasına rağmen hazırlayıp Meclise göndertmiştik. Diğer yandan Hazine raporları Başkanın yeni oluşturduğu ekip tarafından hazırlanmıştı.
Meclisteki görüşmeler oldukça trajikomik bir seyir izledi.
İlk olarak başbakanlık bütçesi görüşmelerinde Sayıştay konusu gündeme gelmişti. Henüz hükümetin komisyonu yönlendirmediği sıralarda. Başkanın ve milletvekillerinin yaptığı konuşmalar beklentilere uygundu. Sayıştay, bütçeleştirilmeyen dış borç kullanımlarını komisyona bildirmişti. Komisyon da önceki yıllardaki görüşmelerde olduğu gibi olumlu, uyumlu bir tavır göstermekte, Sayıştay'ı kurumlara yardımcı olmaya davet etmekteydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bi Denetçinin Anıları
Literatura Faktu***WQ*** Tam bir mahrumiyet dünyasından gelen bir delikanlı... etkisiz bir kurumda kenarda kalmış bir meslek... ve memleketin en kritik sorunları üzerine amansız bir mücadele... yandaşsız, cemaatsiz, partisiz, bağlı ve bağımlı olmaksızın... Sayışta...