Yalan olmasını dilediğim gerçekler vardı, hiç yaşanmamış olmasını dilediğim hayatlar vardı.
Saatlerce suyun altında oturduğumdan heryerim büzüşmüş gibi olmuştu. Daha fazla burada duramayacağımı düşünüp yavaşça kalktım, küvetin dışana çıkınca kenarda duran havluvu vücudama sardım. Tüm bu olanlar film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu, düşünmek istemediğim halde gözümün önünde canlanıyordu.
"Malefiz."
Banyonun önünde bekleyen Algan sıkılmış olmalıydı. Kilitlemiş olduğum kapıyı açınca tam karşımda dikildi. Sinirli değildi aksine nasıl desem hem sakin görünürken hemde bi o kadar bitkindi. Algan'ın yanından geçip giderken arkamdan geldiğini hissediyordum. Odaya girince peşime kapının kapanma sesi duyuldu. Arkama baktığımda Algan duvara yaslanmış bana bakıyordu.
"Küçükkende böyleydiin."
Duydugum sözler yüzümdem buruk bir gülümseme oluşturdu. Artık geçmişi değilde bugünden sonrasını düşünücektim, bugünden önceki günler umurumda olmayacaktı. Geçmişte yaşadıklarımın acısını çekmeyecektim, ama buna rağmen ailemi, ailem sandığım kişileri öldüren itin yaşamasına izin vermeye niyetim yoktu. Yani babama.
"Erkan denilen o it onu öldürücem." Deyip Algan'a arkamı dönüp dolabı açtım. İçinde iç çamaşırı ararken boynumda hissettiğim nefesin beraberinde belimi kollarıyla sardı.
"Bence borda takım, baban konusuna gelince ise o zevki sana yaşatacağımı düsünüyormusun."
Nasıl yani?
"O Erkan yani sana ne yaptiki?"
"Bunlar senin bilmeni gerektirecek konular değil, sen seninle ilgili olan kısmı öğrendin bitti, ama yinede sadece bir sebebini söyleyebilirim."
Yutkunurken, Algan'ın bana senin bilmeni gerektirecek konular değil demesi içimi burkmuştu.
"On iki yaşındaydım, sense 7, hafızani benim yüzümden kaybettin."
Duyduklarım kalp atısımı hızlndırırken vücudumda kan akısı durmuş gbiydi.
"Yine her zaman ki gibi Algan diye koşuyordun, tabi bende sinirliyim sana bagırdım, seni istemiyorum git diyince sende o kücük boyunla ağaca çıktın niye olduğunu bilmiyoruz, ama çıktın, sonrada düştün. Başını vurmussun ve yerde olan civinin iki santimi başına geçmişti. Hastanede yatarken de Erkan iti seni kaçırttı ondan sonra haber alamadık. Ben sana seni istemiyorum demeseydin bu yaşadıklarının hiçbirisi olmayacaktı."
"Peki şuan, şuandan sonra ne olacak?" diyip gözlerimi kapattım.
"Babamın katilinin kızısın Malefiz, bunu bende bilmiyorum."
Duyduğum kelimelerle gözümü açıp önüme dönecekken Algan buna engel olup beni kendine çekip sırtım ona dönük bir şekilde sarıldı. Ne denir, ne yapılır bilememiştim. Ne diyebilirdim? Babasının katili babamken ne diyebilirdim.
"Babam annene aşıktı, hemde öyle böyle değil, bu kadar kötülüğün arasında tek iyi olan yaşanmışlık aşklarıydı."
Deniz'in annesi benim annemdi, babasıysa Algan'ın babası olduğunu düşününce ne kadar karısık ilişkilerin olduğu zihnimi kurcaladı. Emir'inde abim olduğunu düşününce kafam iyice karışmıştı.
Başımı Algan'ın omuzuna geri yatırıp gözlerimi kapattım. Boynuma değen dudaklarla huylanınca başımı kaldıracakken eli buna engel olup izin vermedi.
Bu herzaman belkide böyle sürecekti. Ben tüm ihtişamımla Algan'ın her hücresini yerle bir ederken, Algan ise tek bir bakısıyla bedenimde, benligimde hakimiyetini ilan ediyordu. İkimizinde ellerinde soguk metallerle bulaşmış kanın izleri vardı, şimdi ise şehvetin asla yok sayılamayacak hükmü sürecekti.İnstagram Edaaltuuntas
Vote ve yorum bırakmayı unutmayın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
Teen FictionBu hikaye karanlığın içinde doğmak için bekleyen ama asla doğmayacak olan bir gökkuşağının hikayesiydi. Ne bir çıkış yolu vardı ne de beklenilenin aksine belli bir sonu.