Yudumladığım kadehi parmaklarım daha güclü sararken, bedenime çarpan soğuk kanıma işliyordu.
"Otel bizimdi."
Algan'ın dudaklarından dökülen kelimelerle ona döndüm.
"Daha açık anlatsan."
"Otel bizimdi diyorum, babamı kaybettikten sonra elimizden gitmişti. Birisi benimle oynuyor ucunu sana da, Emir'e de dokunduruyor."
İnsan kader ile savaşabildiği kadar vardı.
Sonra ölürdü tüm masumiyet, sürüne sürüne, kan revan içinde!
Masumiyeti ölmüş iki kişi vardı gecenin içine saklanan.
Hangimizin ruhu daha temizdi, hangimiz daha karaydı bilinmez ama ikimiz de katletmişdik masumiyetlerimizi. İçinde olduğumuz savaşın kazananı olmak için, kötülerden daha kötü olup katletmek içindi masumiyetlerimizi katletmemiz.
Ellerimiz kadar kanlıydı ruhumuz.
Bulandığımız kanı, kana kana içen iki ruhtuk.
"Şüphelendiği birisi mi var?"
Algan arsızca kıvrılan dudağıyla alay eder gibi baktı.
"Yok Malefiz."
"Neden böylesin?"
"Düşmanım her kimse nasıl yok edeceğimi iyi biliyorum."
Algan'a dönük olan bedenimi çevirip etrafa baktım. Karanlık gök yüzüne hakimken etrafa ölüm sessizliği hakimdi.
İckimden bir yudum daha aldım. Belkide sarhoş olmalıyım. Bu karanlıktan belki bi ışık doğardı, evet sarhoş olmalıyım.
Karanlık neydi? Gerçekten var olan mı, görebildiğimiz, hatta göremediğimiz kadarına verdiğimiz ad mıydı?
Herkesin karanlığı farklıydı galiba, bakmayı bilenlerinki belki de aydınlık, bilmeyenlerin ki ise daha da zifiri. Neye göre kime göre sekil alırdı bilinmez ama karanlık aslında ışığın yokluğuyla olan, ışığın doğuşuyla yok olandı.
Sert bir şekilde esen rüzgarda ahenkle dans eden saçlarımı savurdum. Elimde olan kadehi balkon kenarına demirin yanına bırakıp ayakkabılarıma eğildim. Düğümlenmiş bağlarını çözerken Algan'ın delici hatta arsızlaşan bakışlarını üzerim de hissediyordum.
Bağcıklarını çözdüğüm topuklu ayakkabılarımı çıkartıp balkonun koşesine itikledim. Bacağımda olan silah kılıfıda çıkardıgım topuklu ayakkabılarımın yanında yerini alırken kollarımı açıp rüzgarı kucakladım."Dans et benimle Cehennem Ateşi."
"Yanarsın."
"Küllerimden doğarım."
You make it look like it's mogic
Söylemeye başladığım şarkıyla kendi etrafımda da dönmeye başladım.
Couse I see no body but you, you, you
I never confusedKendi etrafımda dönerken öne doğru bir adım atıp kendimi Algan'ın bir kaya kadar sert olan gösterişlk bedenine yasladım. Bunu yaparken gözlerimi bir saniye ayırmadım ve geceyi fitilleyecek olan cümleyi söyledim.
"Fitili ateşleyelim."
Bu sözlerimle dudakları arsızca kıvrıldı. Hiç tereddüt etmeden eli belimi sararken beni kendine bastırsıktan sonra diğer eliyle göğsümün üzerinden iterek bedenimin geriye doğru yay gibi kıvrılmasını sağladı.
I'm so used to being used
Şarkıyı mırıldanarak söylemeye devam ederken Algan göğsümde basılı tuttuğu elini yavaşca karnıma indirirken belime koyduğu elini sırtıma çıkarıp bedenimin sertçe gögsüne çarpmasına izin verdi.
So I love when the moment's expected
Gögsüne çarpan bedenimin ardındandan boşta kalan eliyle çenemden tutup yüzümü yüzüne yaklastırdığında dudaklarımızın arasında kalan milimetreler vardı. Halinden memnun bir tavırla geceye bir kelime bıraktı.
"Zevkle."
Couse I hate when the monent' expected
Dokunuşlarımız çığlık çığlığa birbirine meydan okurken, gecenin içine saklanan ölüm sessizliği vardı. İki ayrı beden, iki ayrı ruh, tek bir hedef!
Durdurulamaz, imkansızlığa ve durdurmak isteyen herşeye meydan okuyacak iki ayrı beden, tek bir ruh.
So I'm care for you, you, you
I'm care for you, you, you ,youAlgan açıkta olan gögsü, dağınık saçları ve dimdik tuttuğu başıyla hiç yıkılmayacak bir heykel gibi ihtişamlıydı.
Bacağımım altına koydugu bacağıyla beni tekrar geriye doğru yatırırken dudakları gögsüme baskı yaptı. Ellerim boynuna dolanırken sol bacagımı ona sardım.
Cpuse girl you're perfect
Tekrar hareketlenmemle Algan beni bedeniyle bir bütün haline getirdi.
You're always wort it
Algan'ın elleri rahat durmayıp omuzlarımdan tutup kendi etrafımda döndürünce sırtımı gögsüme yasladı. Omuzlarımdan kollarıma daha sonra ellerime kayan elleriyle parmaklarını, parmaklarıma sardı.
And you deserve it
Elini önce göğsüme daha sonra karnıma indirince beni kendisine ikinci bir beden gibi yaslamış, baklonda oradan oraya savruluyorduk.
The way you work it
Algan durunca ondan bir adım kendimi ileri atarken önüme dönüp kendimi ona yaslarken ellerimi ensesine koyup dudaklarımı saliselik dudaklarına bastırdım.
Couse girl you earned it
Kendimi geri atacakken dudaklarım şehvetle kapandı.
Girl you earned it
Ateş onun adıydı. Cehennem Ateşi Algan Demir'di, ama yaktığı kişi bendim. Ateşiyle adeta beni küle çevirip tekrar tekrar yakarken her defasında yeniden küllerimden doğuyordum belkide yeniden varoluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
Teen FictionBu hikaye karanlığın içinde doğmak için bekleyen ama asla doğmayacak olan bir gökkuşağının hikayesiydi. Ne bir çıkış yolu vardı ne de beklenilenin aksine belli bir sonu.