Patlayan silah sesiyle yataktan kendimi attım. Odadan koşar adımlarla çıkarken, Algan'ın nerde olduğu kafamda soru işaretiydi.
"Algan."
Koştura koştura evin odalarına bakarken, silah sesi tekrar kulaklarımı doldurdu.
"Algaannn!"
Dış kapı açılınca hızla arkama döndüm. Algan elinde ki silahla bana bakarken derin bir nefes alıp, önüme düşen saçları elimle geri ittim.
"Ne yapıyorsun sen, haber vermeden atış yapılır mı?"
"Tamam, sakin ol."
Gözlerimi devirip, oturma salonun da oturdum. Algan'da yanıma oturmuştu. Gerçekten şuanda sinirliydim. Birşey oldu sandım.
"Gel bakiyim buraya." deyip bacaklarımı kaldırıp çekince kucagına aldı.
"Bırak beni Algan, nasıl bu kadar düsüncesiz olabiliyorsun." deyip ateş çıkan gözlerimle ona baktım. Elini kaldırıp yanağıma dokunacakken eline vurdum.
"Algan illa zorla yatır beni öp diyorsun."
Kurdugu cümleyi idrak edemeden Algan beni altına aldı. Dudaklarımı öpemeye başlamasıyla bacaklarımı aralayıp üzerime iyice yatarken elimi başına koyup daha çok kendimi bastırınca dudaklarını çekti.
Biran boşluktaymıs gibi hissetsem de bu durum kısa sürdü.
"Demek ki zorla öp demiyormussun." deyip Algan gülerken tekrar başından tutup kendime çektim.
Hızla öpüşürken Algan'ın elleri vucudum da dolaşmaya başlamıştı. Gömlekte olan tek düğmeyi açıp elini gögsüme koyunca başımı çevirmek istedim, ama buna engel olup beni öpmeye devam etti. Elimle elini tutacağım sırada dudaklarımdan ayrılarak iki elimi alıp başımın üzerinde tek eliyle tuttu. Bakışları beni korkuturken boynuma eğildi. Boynumda dilini hissederken eli göğsümdeydi, göğsümden aşşaya elini bastırarak indiriyordu, belim yay gibi kıvrıldı. Boynuma geçen dişleriyle, dudaklarımdan çığlık firar etti.
Algan üzerimden yavaşca kalkarken anlıma dudaklarını bastırdı.
"Hadi hazırlanıp çıkalım. Biraz ortalıktan adam temizlememiz lazım."
"Bu fikri sevdim." deyip ellerimde ki elini Algan cekince koltuktan kalktık. Gömlegin önü açıktı, ama bunu umursamıyordum.
Odaya girince Algan pantolonunu çıkarırken arkamı döndüm ve yüzümün kızardığına emindim.
Dolaptan siyah taytı alıp üzerime geçirince, Algan'ın dün gitmeden önce giydiği siyay kazağı alıp sütyen takmadan giydim. Zaten şu yaradan sonra sütyen takamıyordum hala iyileşmemişti. Aklıma pansuman yapmamız gerektigi gelin giydigim kazağı tekrar çıkardım.
"Algan pansuman."
"Dön arkanı dön giyindim."
Arkamı dönerken gögünslerimi kapatma gereği duymadan yatağa oturdum.
Algan dolabın içinden küçük bir çanta alıp önüme oturdu.
İlk önce yaramda olan eski pansumanı çıkarırken, her hareketin de bana bakıp acıyıp acımadığını anlamaya çalısıyordu.
Eline aldığı pamuğa yan komidin de duran bardaktan su döküp ıslatınca yarayı temizledi. Bu sefer de aldığa pamuğa tentirtiyot döküp temizleyince büyük kare şeklinde olan bandı yaramın izerine yapıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
Teen FictionBu hikaye karanlığın içinde doğmak için bekleyen ama asla doğmayacak olan bir gökkuşağının hikayesiydi. Ne bir çıkış yolu vardı ne de beklenilenin aksine belli bir sonu.