BÖLÜM 6

8.5K 244 9
                                    

Günışığı yüzüme çarparken gözlerimi kırpıştırdım. Gögsümün üzerinde olan ağırlık nefes almamı zorlaştırsada, şikayetçi değildim.

"Uyandıysan hazırlanıp çıkalım. Kurtulmamız gereken bir çip var."

Gözlerimi kapatıp biraz daha uyumak istedim. Ya da hep uyumak. Bu yataktan hiç kalkmak istemezken, bu çipten kurtulmak zorunda olmam gerçeğiyle yüzyüzeydim. Algan yavaşça üzerimden kalkarken gözlerimi açıp tavana sabitledim.

"Kalk artık Malefiz."

Gözlerimi tavandan indirirken, yataktan kalkıp gözlerimi dolabımda gezdirmeye başladım. Beyaz gömlek ve kot pantolonu yatağın üzerine atarken dolapta olan siyah deri ceketide alıp yatağın üzerine attım.

Üzerimi giyip, yatagın üzerinde olan Algan'a kısa bi bakış atıp odadan çıktım. Arkamdan gelen ayak sesleriyle peşimden geldiği bariz belliydi.

Arabaya binince ikimizde sus pus olmuştu. Uzun suren yolculuk sonunda dağ başında oldukça lüks olan evin önünde durunca burada mı bu çipten kurtalacağımız beynimde dönen soru olmuştu.

"Algan buradamı bu çipten kurtulucam ben."

"İcerde hastane odası olmazsa buna izin verebileceğimi mi düşünüyosun."

Algan söylediğinden sonra inince peşinden indim. Hızlı adımlarla eve girerken, içimde tuhaf olan duygu kendini belli etmişti. Korkuyordum. Evet korkuyordu.

Eve girince adımlarımı durdurup, olduğum yerde çivi gibi durdum. Kalp atısım hızla artarken içimdeki ses arkana bakmadan kaç emri veriyordu. Durdugumu farkeden Algan bana doğru gelmeye başlamıştım.

Tam önümde durup yüzümü avuclarının arasına aldı.

"Korkma, gözlerini açtığında çok güzel bir yerde olucaksın söz veriyorum."

Güçlümü hissetmeliydim, bilmiyorum. Algan'a güvenmeliydim. Bilmiyordum. Şuan hiçbirşey bilmiyordum.

"Hadi gel." .

Elimi saran elle tekrar yürümeye başladım. Kendimden emin olmayan bir şekilde yürürken bacaklarım geri geri gidiyor gibiydi.

"Hoşgeldiniz çocuklar."

Nefret duyduğum ses kulaklarımı doldururken, kısa süreligine sağır olmak istemiştim.

"Hadi biran önce bitsin çipten kurtulalım."

"Ameliyata bende giricem."

"Hayır olmaz." diyen iğrenç ses sinirlerimi daha beter bozmaya başlamıştı.

"O zaman hiç başlamadan gidelim ."

"Tamam Algan. Tamam."

Yenilgiye uğrayan itin sesiyle tekrar yürürken ameliyat odasını anımsatan odanın önündeyken durdum.

"Hayır giremem bayıltın beni öyle sokun oraya." Diyip tutmuş olduğum eli daha sıkı tuttum.
Algan beni anlamışcasına başını salladı.

"Çağır doktoru burada bayıltsın, bayılınca içeri alırız."

"Algan bey bayıltmamamız gerekiyor, bilinci açık olmalı morfille halledeceğiz." Elli yaşlarında olduğunu düsündügüm doktor olduğu belli olan adamı şuanda öldürebilirdim.

"Ne morfili kalp ameliyati olucam resmen, kalp ameliyatının morfille olduğu nerede görülmüş." bagırıp doktorun üstüne yürürken Algan belimden tutup beni kendine çekti.

"Hanımefendi, üzgünüm ama o çipi koyarkende bilinciniz yerindeydi. O cipi çıkartınca tepkilerinizi kontrol etmemiz gerekiyor."

"Yapabilir misin?"

Başımı hızla sallayıp korkarak attiğım adımların yerini kendimden emin adımlar alırken, ameliyathane odasını anımsatan odaya girdim. Ameliyat masası olduğunu tahmin ettiğim masaya oturdum.

"Başlayın artık."

"Gömleğinin önünü tamamen aç iç camasırınıda çıkartman gerekecek."

"Erkan çıksın. "

Algan gözlerini benden çekip Erkan'ı kolundan tutup dışarı çıkartmıştı. Geçen saniyeler sonra Algan odaya geri geldi.

Üzerimdeki gomlegin dügmelerin açarken Algan gözlerini yüzümden ayırmıyordu. Gomlegin altından sütyenide çıkartınca geri yaslandım. Doktor elinde olan iğneyle bana yaklaşırken elimi Algan'ın eli sarmıştı. Cesaret vermek istercesine elimi sarmıştı.

"Sadece bana bak güzelim."

Gözlerimi, gözlerine sabitledim. İçimde her ne kadar korku varsa bir o kadarda geçmisimi hatırlayacağımın verdiği mutluluk vardı. Garipti, baya garip hissettiriyordu. Göğsumde hissettiğim iğne acısıyla başımı tam çevirecekken Algan basımı tutup engel oldu.

"Morfil etkisini göstersin hemen başlıycaz, dozu oldukca yüksek morfil hiçbirsey hissetmeyeceksin. Çipi alırkende her iki dakika morfil uygulamamız gerekicek. Tabi bu süreye bağlı olucak."

Doktor konuşmasını yaptıktan sonra Algan alnımdan öpüp geri çekildi.

Sessizce gecen iki dakikanın sonunda doktor başloyoruz deyip başlamıştı. Algan'ın başımı kendine çevirmesi doktorun ne yaptıgı görmemi engelliyordu. Su gibi akan zaman, hızla geçen dakikaları bozan doktor olmuştu.

"Efgal beni duyuyor musun?"

"Duyuyorum." dudaklarımdan fısıltı halinde dökülmüştü, yorgunlaşan bedenimi cansız gibi hissetmeye başlıyordum. Zihnimde ordan oraya çarpan anılan zihnimi yoruyordu.

"Evet bitti, şimdi bayıltmamız gerekiyor."


Yeni bir başlangıca sahit oluyordu hayat. Kadın, adamı arzuluyor, adam ise kadın için arzudan daha fazlasını hissediyordu. Şehfet normalin dışında hüküm sürüyordu. İkiside adı konulmayacak bir hikayenin baş kahramanları olmaya hazırlanıyordu, günahla yazılacak olan hikaye.

İkisininde seçtigi hayatın içinde pişmanlığın yeri yoktu ve asla olmayacaktı. Onlara göre pişmanlıklar, ne istedigini bilmeyenlerin işiydi. Ruhlarının derinliklerinde taşa dönüşmüş, bir kadın ve adam yaşıyordu ve o tası her gün daha sert hale getiren geçmişleri vardı.

Kadın kalbinin üzerinde keskin bıçakların izlerini tasıyor, tasıdığı her iz bugününi yarınını hatta sonunu belirliyordu.

İnstagram Edaaltuuntas

Vote ve yorum bırakmayı unutmayın

İZ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin