Sabah kalktım.Üzerime düz bordo gömleğimi , altıma ise krem rengi kalem eteğimi giyip aşağıya indim."Oooo, yine gömleğin ile yakıyorsun. "Cevabım sadece dil çıkarmaktı.Babamı görünce yüzümü yere eğdim.Utanmış gibi.Kahvaltımı güzelce yapıp okula tek başıma yol alıyordum.Berna okula ters bir istikamette olunca tek başıma gidecektim.Okula vardım.Sınıfa geçince daha öğrencilerim gelmemişti.Birisi hariç Doruk.Doruk, saygılı, arkadaşları ile iyi geçinen, zeki bir çocuktu.Ağlıyordu! Yanına gittim."N'oldu Dorukcuğum?"diye sorduğumda cevap vermedi.Yine tekrarladım.Kolunu gösterdi.Düşmüş müydü? ya da aileden birinden şiddet mi görüyordu? Sorduğumda 'düştüm' dedi.Fakat bana göre olay öyle olmamıştı.Okul çıkışı takip edecektim.Nasıl bir aile düzeninin olduğunu görmem lazımdı.Dersler Doruk'un durumunu düşünmekle geçmişti.Okul çıkışı babası almaya gelmişti.Bu adamı ilk gördüğümde de gözüm tutmamıştı.Şimdi daha çok işkillenmiştim.Evlerine doğru giderken Doruk'a sinirli sinirli bakıyordu.Eve vardıklarında çocuğu kapıdan içeriye doğru ittirdi.Bu hareketi yapması benim için son raddedeydi. Vurdum kapılarına."Ne var?""Ne mi var? Doruk'un kolları mosmor .Bunu açıklar mısınız?" dedim diklenircesine."Sanane.Çocuk benim değil mi döverimde severimde "dedi.Böyle deyince telefonumu çıkarıp "polisi arıyorum"dememle beni ittirdi.Yere düştüm, herhalde kafamı taşa çarpmıştım.Kafamı kaldıramıyordum.Bir iki kere de karnıma tekme attı.Bu son yaptığı bilincimin gitmesine son damlaydı.Son işittiklerim, Doruk ve annesinin bana söylediği cümlelerdi.
●●●Murat Mazharoğlu●●●
Biraz iyileşmem nedeniyle işe başlamak istemiştim.Annem karşı çıksada. Telefonumun çalması ile toplantıya ara vermiştik."Murat bey ile mi görüşüyorum?""Evet, buyrun."" Sözlünüz bir darbe almış.Şu anda hastanemizde bilgilendirmek istedim."Elim ayağım titriyordu."Hangi hastane.""**********hastanesi.""Teşekkürler "deyip kapattım.Neye uğradığımı şaşırmıştım.Toplantı salonundan hızlıca çıkıp asansöre bindim.Hastaneye varınca annemgil , babam gil,Hatice hanım ve Mustafa beyler perişan bir halde duruyorlardı.
Burak desen yıkılmıştı.Onu anlayabiliyordum.Aynı şey benim başımdan da geçmişti.Doktorun yaptığı açıklamalarla bir sorun yoktu.Zaten uyanması 1-2saati alırmış.Odaya ben girince içimde kötü bir his oluştu.Kaşının orada bir sıyrık vardı.Geri kalan yerlerinde bir hasar yoktu.Ağlamak istedim onun bu haline.Odadan kendimi zorla atmıştım.Annesi gil yıkılmıştı.Toparlanmaya çalışsalarda olmuyordu.Evin tek kızı tek prensesiydi.Burak ablasının yanına gidip gelince gözleri kan çanağına dönmüş bir şekilde yanıma oturdu"O adamı bulacağım."dedi.Gözü öfkeden hiçbir şey görmüyordu.Sinirle yerinden kalktı.Peşinden gittim bir delilik yapmasın diye.Kendimizi en son dağın tepesinde bulduk.Burak sinirden kuduruyordu.Etrafına bağırıyordu.En sonunda elimi omzuna koydum ve sarıldım."Onu hiç bırakma olur mu?O karanlıktan ve gökgürültüsünden çok korkar."dedi.Hiç ağlamamış gibi davrandı.Arabaya bindik.Hastaneye geldiğimizde herkes Beyza'nın odasındaydı.Uyanmış, ağlıyordu.Polislere ifade veriyordu.En sonunda dediği cümle"N'olur Doruk 'u o adamın elinden kurtarın"dedi.Polisler gitti.Beyza dinlensin diye odadan çıktığımızda sadece düşündüğüm o adamı bulup bu olanların hesabını sormaktı.■■■Allah'a emanet olun■■■
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İslami Aşk
Spiritual23 yaşında bir genç kız ve 26 yaşında bir gencin sıradan bir tanışması ile başlar bu hikaye. Tanışmaları sıradan olsada aşkları hiç de sıradan değildi.Hikayeleri aşk masalına dönüşebilecek mi? Yoksa aşklarının engelini aşabilecekler mi? Sevdaları ku...