14.Bölüm- Villa Şoku!

1.6K 213 70
                                    

Canlarım. Umarım gecikmiş olan bölümü beğenirsiniz. Şuanda telefonun beklenen güncellemesi gelmediğinden klavyesi sıkıntı çıkarıyor. Bu sebeple yazım yanlışı yapmışsam haklarınızı helal edin. Zira klavyeden dolayı çok zor yazdım.

Ama baya beklettiğim için pes etmeden devam ettim bölüme. Anlayışınız için şimdiden teşekkür ediyorum. Sizleri çok seviyorum. Güzel yüreklerinizden öpüyorum miniklerim 😍😍😍😘
.
.
HER BÖLÜMÜ OLDUĞU GİBİ BUNU DA DÜZENLEDİM CANLARIM. DEĞİŞEN KURGU DEĞİL, BETİMLEMELER, EKSİK KALAN CÜMLELER VE BAZI UFAK AYRINTILAR.. HAYIRLI OKUMALAR DİLERİM.

YILDIZA BASMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN😄
.
.
.

Gecenin o muntazam karanlığı arasında "hala umut var" diye fısıldıyordu yıldızlar.. Yanıp yanıp sönüyor, yanıp yanıp sönüyor, kulun yapamayacağı eşsiz güzelliklere bürünüyordu..

Hafif hafif esen rüzgarın uğultusu gecenin; "Bulaştırmayın aşklarınıza haram, siz temizi isteyin Allah duyar sizi her an.." diye mırıldanan fon müziği gibiydi adeta..

O eşsiz fon müziği eşliğinde yazılanları okumuştu Süheyla. Kağıdın küçük dikdörtgen şeklinde olması, merakının artmasına neden olup, onu okumaya itmişti. Zira, bu kadar küçük bir kağıda sakıncalı şeyler sığmazdı, sığamazdı, sığmamalıydı. Heleki; onu veren Cihad ise...

Gözyaşlarına hakim olamayan Süheyla, daha fazla Cihad ile karşı karşıya kalmamak için, bir şey diyemeden teşekkür edercesine başını salladıktan sonra içeriye girdi.

Başını sallaması bile yetmişti Cihad'a.. Lunaparka giden çocuklar gibi sevinç dolmuştu kalbi. Bir süre yerinden kıpırdamadan kalakalıp, gözlerini kapattı ve Süheyla'nın nefes alıp verdiği havayı teneffüs etti. Derin bir oh çektikten sonra evinin yolunu tuttu.

Şiddetli bir şekilde başlayan yağmur bir anda mahallenin tozunu, kirini yok etmişti. Öyle ki haram olduğu halde el ele dolaşan, gizli gizli buluşan çiftlerin dahi evlerine gitmelerine vesile olmuştu.

Hey güzel Allah'ım! Sen nelere kadirsin!

Onlar "yağmur da nereden çıktı ya, zaten zor buluşuyoruz" diye hayıflanırken Sen, ahiretleri için yağmurunu gönderiyorsun. Günahda aşırıya gitmemeleri için arş-ı a'la'yı titretiyorsun gök gürültüsüyle...
Bilselerdi... Ah bilselerdi ne büyük İlah'a sahip olduklarını.. Bırakırlar mıydı o sonsuz bedenlerinde günah izleri...

Süheyla'nın kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Çıkan sesler kalbine mi yoksa gök gürültüsüne mi aitti belli değildi.. Hayır gündüz olsa hiç durur muydu olduğu yerde.. Ama geceydi.. Eli kolu bağlıydı.. Yalnızlık böyleydi işte.. Yanında bir eşi olsaydı yürüyemez miydi kollarını açmış vaziyette bekleyen karanlığa rağmen, sokaklarda....

Ama tek başınaydı.. Rabbinden başka ne sığınacak bir limanı vardı ne de çalacak bir kapısı.. Bir iki damla yaş süzüldü hafif pembemsi yanaklarından..

Ne zaman "Herkes sırtını döner ama Allah (c.c) daima yanımda.. Kimse hataları affetmez ama Rahman, bağışlamak için hazır olda.." diye düşünse duygulanırdı..

Sonra elini kalbine koyar bir süre öyle kalır ve "CANIM RABBİM" derdi içli içli, bastıra bastıra dudaklarını..

Hala inanamıyordu.. Rabia'nın adresini bulduğuna inanamıyordu.. Ama nasıl? Cihad nasıl bir anda öğrenebildi? Nasıl olabilir bu? diye düşünüp durdu. Başını her iki yana doğru sallayarak düşüncelerinden sıyrılmaya çalıştı. Mühim olan bu değildi.. Zira, kardeşinin nasıl bir yere götürüldüğünü görebilecekti.. Allah'a ne kadar şükretse azdı.. O izin vermeseydi adresi bulabilir miydi.. Allah Cihad'ı vesile kılmasaydı diner miydi korkuyla karışık telaşları...

Asil Kokulu KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin