9. Bölüm - Takatim Kalmadı!

1.8K 244 53
                                    

 Başındaki eşarbı düzeltmeye çalışıyordu. Kapıdan gelen seslerle üzerinde ne var ne yok kontrol etti. Hastane yatağının örtüsünü üzerine çekti. Ayağa kalkacak dermanı da yoktu. Kapının tıklatılmadan yavaşça açıldığını fark etti.

- Öhü.. Öhü.. Karşısındaki insanı düşünüyormuş gibi yapıp, ses çıkarmıştı. 

"Aa yazık.. Siz bu hallere düşecek insan mıydınız kağıtların kraliçesi"

Umut'un çehresi görünür görünmez hastane telefonuna nasıl uzanırım diye düşündü. Bir yandan anlamaması için konuşarak oyalamaya çalıştı.

- Bu ne cüret! Sen hangi sıfatla giriyorsun odaya! Çık dışarı! Çııık!

Bir kapıya bir Süheyla'ya bakıp;

- Bak bağırma! Bağırma diyorum yoksa! dedi telaşlı telaşlı.

- Yoksa ne? Yoksa neee!

 Yoksadan sonra gelecek olan cümleyi Umut da bilmiyordu. "Henüz düşünmedim ama, bağırmayı kesersen iyi edersin!" demekle yetindi.

 Süheyla bunca zaman yaşadıklarının tecrübesiyle Allah'dan başka kimseden korkmamayı öğrenmişti.. Fakat kendisine haram olan bir kimsenin odasına girmesiyle canı sıkılmış, sinirlerine hakim olamamıştı..  Ancak tek dayanağı Allah'tı. Ki O, dayanakların en güzeli değil miydi? Süheyla'nın da tek güvencesi buydu. Elinden geleni yapıp, gerisini Allah'a bıraktığı müddetçe nasıl huzurlu olmasın ki gönlü...

 Süheyla'nın telefona tüm gücüyle uzanmaya çalıştığını fark eden Umut, kolundan tutmaya yeltendi. Süheyla'nın ani bir hareketle kolunu kıpırdatmasıyla dirseği Umut'un burnuna çarptı. Burnuna sert bir darbe yiyen Umut kendisini yere atıp bir müddet acıyla kıvrandı. Acısı hafiflediğinde şeytani fikirlerini devreye soktu.

  Önce saçını başını dağıttı, sonra yerde sürüklenmiş izlenimi vermek için yere uzandı. Sırtını yere sürtüp sürtüp kalktı. Yaptıklarını hayretle izleyen Süheyla, iyi şeyler olmayacağını hissetti. Kalbine bir sıkıntı tohumu düşmüştü..

- Ne yapmaya çalışıyorsun sen! 

Olabildiğinde bitkin görünüme sahip olmak için çabalıyordu Umut. Acıyan burnuna elini atıp, perişan bir görünüm sergiledi.

 Anlamıştı Süheyla. Bu hareketlerinin iyilikle sonlanmayacağı belliydi. Kendisini şikayet edeceğini düşündü ve avazı çıktığı kadar bağırdı.

-Güvenlik! Hemşire! Kimse yok mu! Yardım edin!

-Hanımefendi bir sorun mu var?

İçeriye giren güvenlik, işaret edilen yerdeki Umut'a baktı. 

- Evet! Bu adamdan şikayetçiyim. Zorla odaya girdi ve abuk subuk hallerde bulunuyor!

Süheyla'nın önce davranması planlarını suya düşüreceğinden sinirlenen Umut lafa girdi;

- Asıl ben şikayetçiyim! Burnumu kırdı! Yere itekledi! Şiddete maruz kaldım! Polis çağırın şikayetçiyim bu kadından!

"Nelerle uğraşıyoruz ya!" Sinirlenmişti görevli genç. Umut'un kolundan tutup "kalk hadi bir şeyin yok" dedi.

Kolunu bir hışımla çekmişti Umut.

-Bırak kolumu! Çağır polisi hadi!

- İyi tamam. Bir sakin olun. Arıyorum polisi" dedikten sonra polisi arayan güvenlik, olan biteni anlatmaya başladı.

Nefretle Umut'un yüzüne bakan Süheyla "Dünya senin gibiler yüzünden bu halde!" diyerek yüzünü ekşitti. Süheyla'nın bakışlarından rahatsız olan Umut, cevap vermeye yeltendiyse de, güvenliğin gözünde masum gözükmek için sakin durmayı tercih etti.

Asil Kokulu KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin