24. Bölüm - Her Şey OYUNMUŞ!

1.1K 155 171
                                    

-Süheyla? Süheyla! Nereye kayboldun iki dakikada ya..

Önünü döndüğünde görememişti Süheyla'yı. Önce sağına sonra soluna baktı. Karşı taraftan kendisine doğru gelen görevliye görmesi için el salladı.

- Az önce burada olan bayan nereye gitti gördünüz mü?

Umut bir yandan cevap bekliyor, bir yandan da koridorda olup olmadığını görmek için başını eğiyordu.

- Kardeşim evinize dönün artık hadi. Görüşme saatini geçirmişsiniz.

- Ya önce bir bıraksana kolumu sen! Bir şey sorduk dimi. İnsan gibi cevap verseydin önce be!

Umut'un dediklerini umursamadan asansöre doğru itekliyordu. "Hadi kardeş hadi çok uzattın" diyerek asansörün düğmesine basıp gelmesini bekledi.

Yukarı kata çıkan asansörün kapısı açıldı. Başını çaresizce asansöre doğru çevirdiği esnada Süheyla ile göz göze geldi. Kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Her seferinde böyle olmasına anlam veremiyor, kendisini çok yorgun hissettiriyordu..

-Sen nereye git.. git.. Off gittinn yani..

Heyecandan dili karışmış, cevap beklediği kadına bakmaktan alıkoyamıyordu kendisini.

-Nereye gittiler tam olarak?

Konuyla alakası olmayan anlamadığı soruya, soruyla karşılık vermek zorunda kaldı.

-Ne? Anlamadım ne gitmesi, kimden bahsediyorsun?

- Ne demek kimden bahsediyorum! Senden bahsedecek değilim herhalde! Rabia'yı kaçıranlar diyorum, hangi yöne gittiler diyorum, bilmem anlatabiliyor muyum!

Sinirlerine hakim olamamıştı. Kendisini serbest bırakacağı bir omuza oldukça ihtiyaç duyduğu şu günlerde, her şeyin üst üste gelmesi yoruyordu narin bedenini.

Odaklamıştı gözlerini gözlerine. Kalbinden söküp atamadığı kadının kıpkırmızı olan gözlerine takılmıştı aklı.

-Sen... Ağladın mı?

Süheyla'nın gözlerinde her geçen gün daha fazla kayboluyordu. Baktıkça sonu görünmeyen bir denizde boğuluyor gibi oluyor, nefes alamıyordu.

-Rabia diyorum! Bir cevabın yoksa çık git artık lütfen..

-Ya tamam lütfen sakin ol. Tam olarak göremedim ama plakayı aldım ve polise bildirdim.

-EyvaAllah..

Odasına doğru yönelirken sol yanına baktı. Orada yatıyordu sol yanı. Oysa yanına bile giremiyordu. Ne helaliydi ne de buna müsade edecek bir Sevinç hanım vardı.

Yavaş yavaş yürürken izlendiğini fark etti. Kendisine bakanlara doğru kaldırdığı başını acıyla geri indirdi. Hala düşman gibi bakıyordu Sevinç hanım. Bir umut sakinleşmiştir düşüncesi taşıdıysada umduğuna eremedi.

-Süheyla nereye!? Bıraktın beni burada!

Kaşlarını çatarak Umut'a doğru çevirdi başını. Gitmesi için başıyla asansörü işaret etti.

-Ne duruyorsun hala! Otobüs mü bekliyorsun!

Güvenliğin acil durumun olduğuna dair gelen anonsdan ötürü ortalıkta olmayışını fırsat bilerek, Süheyla'nın bulunduğu odaya hızlı adımlarla ilerledi.

-Çık şu odadan! Ne yapmaya çalışıyorsun sen!

Onunla baş başa kalmamak için girmemişti kendi odasına. Her ne kadar süt kardeş olduklarını öğrendiysede, durumun vehameti öyle göstermiyordu. Süt kardeşliği ciddiye almayan biri vardı karşısında. Böyle bir insanla öz kardeşsiniz deseler, yine rahat olamazdı Süheyla..

Asil Kokulu KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin