26. Bölüm - Alevsu!

1.1K 143 60
                                    

Dağıldım biraz!

Bir yanlışım dört doğruyu götürdü!

Işığını kaybetmiş bir hiç'im artık!

Bir el bekliyorum! Bir el bekliyorum yalnızca..

Saracak olan tüm yaralarımı...

...

"Öyle bir yerdeyim ki... Sol yanım çığlık çığlığa... Baharını kaybetti tüm benliğim... Artık çiçek açmıyor gönül pencerem... Tek bir hatayla, tek günü yaşıyorken senelik... Dağıldım biraz! Kanadı kırık bir kuş olarak!

"Alevsu!"

Kapıdan gelen sesi duyar duymaz defteri hızla kapatıp, yatağın altına gizledi. Göz yaşlarını elinin tersiyle silip, makyaj yapıyormuş izlenimi vermek için eline rimel aldı. Titreye titreye kaldırdığı elinin parmakları arasında aynaya baktı. Ürkek bir ceylan görüyordu karşısında. Yavaş yavaş hayasını kaybediyor olan bir ceylan.

- Ne yapıyorsun hala burada!

Beha Bey'in gür çıkan sesinden korkup, elindeki rimeli makyaj masasına düşürdü. Kolundan tuttuğu Alevsu'yu vahşice kaldırıp kendisine doğru yaklaştırdı.

-Bu mu makyaj?! Yüzünde gram boya yok! Onca insan seni dinlemeye gelmiş! Ne yapıyorsun iki saattir burada? Başak hanım! Başak hanım!

Boydan boya pullu elbisesiyle sallana sallana içeri girmişti Başak hanım. Dağınık topuz yaptığı saçını açıp, Beha Bey'e bakarak iki yana doğru saldı. Elleriyle karıştırdığı sarıya boyadığı saçlarını arkaya doğru attı.

-Buyrun Beha Bey...

Başak hanıma yaklaşan Beha Bey öfkeliydi. Kaşları çatık bir şekilde dik dik baktı. Saçlarını avucunun arasına alarak çekiştirdi.

-Sana bir daha karşımda saçlarla oynanmayacak demedim mi kadın! İşine odaklan işine, işveye değil! Geç şuraya da şu kızını sahneye hazırla çabuk!

Beha Bey'in sert çıkışması oldukça canını sıkmıştı. Acıyan başını tutup saçlarını düzeltti. Rabia'nın yanına gidip, uzun tırnaklarını bastırdığı kolundan çekiştirerek sandalyeye oturttu. Omzunun üzerinden arkasına doğru attığı bakışlarla Beha Bey'i süzdü. Henüz çıkmamıştı odadan. İki eli belinde onları izliyordu.

-Kıpırdama da yapayım şu makyajı! İyi mi ettik bela mı aldık başımıza bilmiyorum! Senin yüzünden azar işitiyoruz bir de!

Kabaca davranıyordu Rabia'ya karşı. Tuttuğu çenesini sıkarak Beha Bey'e doğru çevirdi yüzünü.

-Olmuş mu?!

Beha Bey, yanına doğru yürüdüğü Rabia'nın dikkatlice yüzüne baktı. Bir Rabia'ya bakıyor, bir Başak hanıma bakıyordu. Gözlerini Rabia'da sabitleyip "Kızın sana hiç benzemiyor! Oldukça güzel!" dedi sırıtarak.

Başak hanım sinirinden çıldırmıştı. Yıllardır beğenmesi için türlü türlü hallere girdiği adam, kızının güzelliğinden bahsediyordu! Elindeki makyaj malzemelerini sinirle yere fırlattı.

-Kendine gel be kadın! Topla şunları! Sonra da al kızı sahneye götür hadi!

Başak Hanım, dağıttığı malzemeleri tek tek masanın üzerine koydu. Rabia'nın kolundan tutup "Hadi kalk! Ne bakınıyorsun hala?!" diye çıkıştı.

Asil Kokulu KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin