Giysileri teker teker giyiniyordum. Yasin üzerime en yakışan giysinin ve ayakkabının üzerimde kalmasını istedi. Elinde de bir kutu vardı. Üzerimden çıkardığım giysileri ve ayakkabıları elindeki siyah kutunun içine koydu. Nedenini sordum ve tabiki de söylemedi. Aynaya bakmak istedim. Buna da engel oldu. Kendini en son göreceksin dedi. Daha sonra berbere gittik burada saçıma sakalıma şekil verdirdi. Yere düşen saçlarımı ve sakalımı da elinndeki kutunun içine koydu. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum. Daha sonra bizim yeni evin adresini istedi ve bizi bizim eve gittik. Benim yukarı çıkmamı istemedi. Kendisi yukarı çıktı ve indi. Yaptıklarının nedenini anlayamıyordum. Son olarak arabayı her zamanki sahil kenarına çekti. Arabadan indik ve büyük bir ateş yaktı. Daha sonra elindeki kara kutuyu bana verdi. Şaşkınlıkla gözlerinin içine bakıyordum. Kutunun içini aç ve tüm bu üç yılından kurtul dedi. Kutunun içini açtığımda içinde benim tüm eski kıyafetlerim ve eskimiş herşeyim. Hatta kitaplarım hariç son üç yılda aldığım herşey. Bunları yakmamı istiyordu. Bunları yakınca üç yılımdan kurtulacakmışım. Kutuyu bir kenara koydum ve çözüm bu mu. Ben bu giysileri yakınca herşey düzelecek mi Alya'yı unutacak mıyım? Dedim ve bana şöyle dedi.'' ''Ben sana bunaları yapman sana Alya'yı unutturacak demedim . Bunları yapmak seni Alya'ya ulaştıracak. Sen Alyanın güzelliğinden başka hiç birşeyini bilmiyorsun. Tek sorunu bu sanıyorsun. Kendini çirkin sanıyorsun. Onu ilk gördüğünde travma gibi bir şey geçirmişsin ve onu güzel gördükçe kendini çirkin görmüşsün. Bunu yapmak benim için hiç önemli değil. Bu kız zaten seni dış görünüşün için sevmemeli. Ama sen malesef çirkin olduğunu sandığın,eskiden yakışıklı olduğunu düşündüğün için böyle geçmişi özlüyorsun. Bak bu kutunun içinde son üç yıldaki herşeyin var. Evine gittiğimde kirli sepetindekileri ve en ufak herşeyi de aldım ve bu kutunun içine koydum. Eğer şu an elindeki kutunun içindekileri yakarsan emin ol eski Burağa döneceksin.''
Kutunun içini açtım ve içindekileri de tek tek yaktım. Yaktıkça o pısırık işe yaramaz Buraktan kurtuluyordum. Yaktıkça mutlu oluyordum. Sanki yaktıkça Alya'ya yaklaşıyordum. En son hızımı alamadım ve elimdeki kara kutuyu da yaktım. Kafamı kaldırdığımda karşımda uzun boylu, kırmızı boğazlı kazağı ,deri ceketi, kırmızı spor ayakkabıları ,kolundaki siyah saati ile ayrıca kirli sakalı koyukahverengi gözlleri ve beyaz teniyle her kızın beyeneceği tipte hatta benim de çok beyendiğim biri duruyordu. Ben bu adamı bir terden tanıyordum bu adam benim özlediğim biriydi.
Yasin'in nasıl özlemişmisin eski Burağı? demesiyle irkildim.Yasin bana ayna tutuyordu karşımda gördüğüm adam bendim. Daha sonra bana kalem ve kağıt verdi. Bu zamana kadar jiç kimseye söyleyemediklerimi bu kağıda yazmamı istedi. Bu zamana kadar çektiğim bütün acıları bu kağıda yazdım ve denize attım. Daha sonra bir ormana götürdü beni. Yaptığı şeyler bana çok iyi geliyordu. Çok iyi hisseyordum. Bu yüzden hiç bir soru sormadan peşinden gidiyordum. Durdu ve benden bağırmamı istedi. Bu zamana kadar içinde tuttuğum herşeyi anlatmamı istedi. İster ağla ister ağaçları tekmele ama içini tamamen dök. Yaşadığın üç yıla air hiç bir şey burakmayacak kadar bağır. Ve dediğini yaptım söze ben bir aptalım diyerek başladım. Sesim kısık çıkıyor olmalı ki daha da yükselt dedi. Defalarca tekrarladım ve artık sesim gerçekten çok fazla çıkıyordu ki daha da yükselt demedi. Sonra ben farklı bir adam olduğunu sanan aptalın biriyim. Barbi gibi bir kıza aşık olduktan sonra kendini çirkin pısırık ezik asosyal bir adam yerine koyarak üç yılını zehir eden bir adamım. Bunları anlatırken gözyaşlarımı tutamadım. Saatlerce ağlıyor ve bağırıyordum.
Saatler sonra kendime geldim. Kendimi iyi hissediyordum. Yasin bana döndü ve artık kurtuldun ondan dedi. Evet artık kurtulmuştum işeyaramaz Burak'tan. Saat geç olmuştu evlerimize döndük. Eve gittiğimde kardeşim abi bu ne hal diyerek şaşkınlıkla gözlerimin içine bakıyordu. Annem kim gelmiş kızım diyerek yanımıza geldi. O da çok şaşkın görünüyordu. Daha sonra kardeşim çok yakışıkkı olduğumu söyledi. Bende endişelenmiştim birşey mi oldu diye. Annem benim oğlum her halinde yakışıklı diyerek sarıldı bana. Daha sonra içeri gittik babam bile fark etti yeni tarzımı yani eski tarzıma dönüşümü. Hepsi çok yakıştırmışlardı. Yüzüme elime kan geldiğini çok iyi göründüğümü söylediler. Çok mutluydum. Aceba Alya'da beni beğenir miydi.
Yarın günlerden cumartesi. Biz eskiden Yasinle her cumartesi günü maça giderdik. Yasine mesaj attım ve tekrar eski günlerdeki gibi bir cumartesi geçirdim. Herşey yoluna giriyor gibiydi. Geriye sadece Alya'ya onu sevdiğimi söylemem kalmıştı. Ona direk gidip söylemek istedim ama buna izin vermedi Yasin. Zamana bırakmam gerektiğini söyledi onu birsüre tanımalıymışım. Yoksa pişman olabilirmişim. Yasin'in dediklerini yapmak bana iyi geliyordu. Bu seferde onu dinleyecektim. Pazar günü Yasin'i sabah kahvaltısına çağırdım. Ama bie işinin olduğunu gelemeyeceğini söyledi. Ama Yasinde bir tuhaflık vardı. Sözkonusu ne zaman aiile olsa lafı değiştiriyor yüzünün ifadesi değişiyordu. En çok merak ettiğim şeylerden biri ise son model arabası. O arabayı nereden almıştı. Okadar zengin değillerdi. Benim gibi orta gelirli bir aiilede yaşıyordu. Uoksa bi anda mı zenginlediler. Hiç sanmıyorum bi anda bu kadar olabileceklerini. Aklımdaki soruları sorabilmek için uygun zamanı bekliyordum
Ertesi hün yemekhaneye indim. Etrafıma bakındım ama Alya yoktu. Düşünüyordum aceba ne diyecektim. Yasin'i aradım ve kafamın çok karışık olduğunu buluşmamız gerektiğini söyledim. Alya'ya direk söylemem doğru olurmu diye sordum. Yasin başından geçen bir olayı anlattı. Bir kıza aşık olmuş ve kızı hiç tanımadan ona güzelliğine ve masum görünüşüne kapılıp ona olan duygularını söylemiş. Kız da Yasin'e aşık olduğunu söylemiş. Ama sonradan öğrenmiş ki kız Yasin'in değil ğarasının peşindeymiş. Bı yüzden kesinlikle güzelliğine kanmamam gerektiğini onun nasıl bir insan olduğunu öğrenmem gerektiğini söyledi. Ben de aynen Yasin'in söylediği gibi yapmamın daha doğru olduğunu düşündüm. Evey Alya'nın üzerine konduramıyordum ama belki de göründüğü gibi bir kız değildi. Bu kız param için beni sevmiş deyince işte bu soruyu sormamın vaktinin geldiğini düşündüm. Altındaki son model arabasını, üzerindeki en pahalı en iyi marka giysileri, cebindeki en son model telefonu ,kredi kartlarını ve daha birçok şeyi alabilecek kadar parayı nereden bulduğunu sordum. Yüzümdeki belli belirsiz bir gülümseme ve alaycı bir tavırla babam saolsun dedi. Nasıl yani bunca parayı bakkal dükkanıyla Rasim abi mi kazanıyordu. Şaşkınlık içindeydim ama sonradan duyduklarım hakkında daha da çok şaşırdım. Yasin'in onu büyüten aiilesinin çocukları olmadığından yıllar önce Yasin'i hastanede bir ebenin yardımıyla çalmışlar. Yıllar sonra bu ebe yakalanmış bu zamana kadar çaldırdığı bütün çocukları itiraf etmiş. Yasin'i büyüten amnesi , babası ve yasini çalmalarına para karşılığı yardım eden eve ceza evine atılmış. Yasin'de yıllardır kendisini öldü sanan annesine ve babasına kavuşmuş. Ama bunları anlatırken gözyaşları içindeydi. Kendisini çalsa bile bu yaşına getiren anne ve babasını hala sevdiğini söylüyordu. Gizli gizli onları ziyarete gidşyormuş. Kaç yıl sütünü içtiği yemeklerini yediği ona emek veren kadınla, yıllarca ekmeğini yediği adamın onu çalsalar bile hapiste durmasına dayanamıyormuş. Öz anne ve babasına yalvarmış yakarmış am onları hapisten çıkarmıyorlarmış.
Yasin bana yardım etmişti beni bunalımdan depresyondan kurtardı. O kadar kötü bir haldeydim ki belki kendime zarar verebilirdim. Şimdi de ben ona yardım etmeliydim. Ama yaşadığı bunca şeye rağmen sapasağlam ayakta durabiliyordu en büyük destekçisinin sevgilisi olduğunu söyledi. O hep onun yanındaymış. İsmi yağmurmuş. Yağmur'u araba çarpacakken Yasin kurtarmış. Daha sonra uzun bir süre arkadaş kalmışlar. Sonra Yağmur Yasin'e açılmış. Yasin'de onu seviyormuş. Böylece sevgili olmuşlar. Hayatımın en berbat dönemine güneş gibi doğdu diyordu Yağmur için. Onu o kadar çok seviyor ki tıpkı benim Alya'yı sevdiğim gibi. Bana döndü ve işte bu yüzden söylüyorum sana bi anda söyleme onu sevdiğini tanı ondan sonra huyu da yüzü gibi güzelse söylersin sevdiğini. Böylece benim düştüğüm hataya düşmezsin.
Yağmurla bende tamışmak istiyordum. Aceba anlatırken kardeşimin gözlerinin içini güldüren bu kız nasıl biriydi. Anlattığı kadar varmıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM
RomanceBence her insanın vardır. Dokunamadığı, ulaşamadığı uzaktan sevip yanına yaklaşamadığı. Ardından şiirler şarkılar yazıp yanında dili tutulduğu. Sevdiğini söyleyemediği, söylememesi gerektiği. Bence herkesin vardır bir aşkı. İlk aşkı. Gözlerime bak...