28. BÖLÜM

1 1 0
                                    

    Uyandığımda kendimi pencerenin kenarındaki puf koltuğun üzerinde buldum.
    Yasin çaydanlıkla içeri girdi. Çaydanlığı kahvaltının yanına koyduktan sonra hadi gel bi iki lokma birşey ye diye beni çağırıyordu.
   Hiçbirşey yemek istemiyordum. Sanki dünya başıma yıkılmış gibiydi. Gözlerimi pencereye doğru çevirdim üzerime de battaniyeyi örtükten sonra yeniden kavuşmuştum üç yıl önceki Burağa.
    "Hayır buna izin vermem."
    Yasin üzerimdeki battaniyeyi çekiştiriyordu.
    "İstemiyorum."
     "Burak yapma böyle bak kendine yazık edersin. Hayatına devam etmek zorundasın. Hadi kalk."
   "Yasin yapma istemiyorum. Canım hiçbirşey istemiyor."
   Yasinin dediği olmuştu. Önce yerimden kaldırdı sonravağzıma birkaç lokma bişey yıkadıktan sonra beni fakülteye gönderdi.
   Fakülteden içeri girdiğimde her an karşıma çıkabilir korkusuyla hızlı hızlı sınıfıma doğru ilerliyordum.
    Ders bitiminde dışarı çıktım.
    Alyayı gördüm. Upuzun sarı saçları deniz gibi gözleri sanki beni ona çekiyordu. Aslalarımı teker teker yutucak gibiydim. Yasin doğru söylemişti ayaklarım ona doğru gidiyor, ellerim, gözlerim ama kalbim di sadece ona gitmeyen.
    Galiba sadece kalbim unutmamıştı başkasını sevdiğini sanki sadece kalbim görüyordu gözlerinde başkasını.
     Gözümden süzülen iki damla yaşla yolumun yarısından göndüm.
    fakülteden dışarı çıkmıştım. Ondan uzak kalmaya çalışıyordum. Yasin'in söyledikleri geldi aklıma belki de onu unutmalıydım.
    Gözleri bu kadar masavi deniz gibi olmasaydı saçları sapsarı güneş gibi olmasaydı belki unutabilirdim onu.
    Bakışları gamzesi sesi elleri aklımdan bir an olsun çıkabilseydi unutabilirdim belki.
     Onu unutmaya çalışırken, asla unutamayacağımı anlamıştım.

İMKANSIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin